Tevhid, en ehemmiyetli ve en halâvetli ve en yüksek bir vazife-i kudsiye ve bir farîza-i fıtriye ve bir ibadet-i îmaniyedir.(Şualar)
Her zerre, cezbedârâne hal diliyle "Lâ ilahe illa Hû," "Kul Hüvellâhü ehad" deyip gezer.(Emirdağ Lahikası)
Muvahhid-i ekber ve tevhidin bürhan-ı muazzamı olan kâinat, değil yalnız erkân ve âzası belki bütün hüceyrâtı, belki bütün zerrâtı birer lisan-ı zâkir-i tevhid olarak hep birden"Lâ ilahe illallah"diye mevlevîvârî zikrediyorlar(Hutbe-i Şâmiye)
İman her ferdin nur-u hayatıdır; hem girdiği alemin ziyasıdır. "Lâ ilahe illallah" ise, o nuru açar bir anahtardır.(Mektubat)
Kelime-i tevhidin tekrar ile zikrine devam etmek, kalbi pekçok şeylerle bağlayan bağları, ipleri kırmak içindir. Ve nefsin tapacak derecede sanem ittihaz ettiği mahbublardan yüzünü çevirtmektır.(Mesnevi-i Nuriye)
Hergün her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından geçici her bir âlemini nurlandırmak için ihtiyaç ve iştiyakla "Lâ ilahe İllallah" cümlesini bin defa tekrar ile o değişen perdelerin herbirisine bir "Lâ ilahe illallah"ı bir lamba yapar.(Asayı Musa)