Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

26.11.2004, 07:31

Hepimiz Kur'an'a hizmet ediyoruz


* Risale-i Nur da Müceddidlik ve Mehdilik ile ilgili bahisler geçiyor. Gerçi yeterli izah var ama, son günlerde yanlış yönlendirmeler olabiliyor, birkaç kelime söylemek ister misiniz?

Çok açık, o kadar açık ki…. Risâle-i Nur her meseleyi halletmiş.

* Kamuoyunda o kadar çok Mehdi lâfları dolaşıyor ki, o mülâhazadan hareketle soruyorum.

Çok yanlış, dünyanın ömrü o kadar çok kalmamış ki, yeni bir zat gelsin. Ahmet Feyzi Kul Ankara’ya yanımıza gelirdi. Üstad Hazretleri ona “Risâle-i Nur’un Avukatı” derdi… Ahmet Feyzi derdi ki, “Bundan sonra Deccal gelse ne yapacak! Sağına baksa ahlâksızlık son haddinde, her türlü rezalet var… Soluna baksa rüşvet, dolandırıcılık, yalancılık aynı şekilde. Kusura bakmayın ama, Deccal gelse kötülük yapmaya kalkışsa neyi bozacak, neye kötülük yapmaya çalışacak, ‘Benim vazifem görülmüş hadi geri gidiyorum’ der çekip gider” Deccal kiminle mücadele edecek belli… Eğer Mehdi gelmemişse Deccal de gelmemiştir. Çünkü Deccal ve Mehdi karşı karşıya gelecek değil mi? Çünkü onunla mücadele edecek. Onun için de dünyanın ömrünün de çok uzun olmaması lâzım. Bugün bütün büyükler diyor, birçok kitapta da okudum, Abdulkadir Badıllı’nın da kitabında var. ıki büyük Kutup Evliyası diyor ki: “Dünyanın ömrü 1500’ü geçmez” şimdi, 1425’deyiz. Üstad Hazretleri en son had olarak (o da şartlar yerine gelirse) 1545’e çıkarıyor. Biliyorsunuz, “Vela tezalu taifetün min ümmeti….” Hadisi var… Üstad Hazretleri Kastamonu Lâhikası’nda bu Hadisin tefsirinde bu meseleyi izah ediyor. Demekki dünyanın ömrü azalmış. Bundan sonra kim gelecek, neyi tahrip edecek.

* Risâle-i Nur Cemaatleri arasındaki meşrep farklılığının daha da aza indirgenmesi ve samîmî muhabbetin tekrar tesisi için sizin gibi ağabeylere çok iş düşüyor!

Siz de biliyorsunuz şu anda birlikte oturduğumuz buradaki arkadaşlarımız da bilir, ben her tarafa giden bir insanım. Hiçbirini tefrik etmiyorum. Her birinin de bir hizmet sahası var. Bugün de yanıma başka arkadaşlar ziyarete geldiler, elimi onlara gösterdim ve dedim ki, ‘Bu elime bakınız; hepsi bir yerde birleşiyor, ama bakınız parmaklar ayrı.’ Hepsi dikkat edin, hizmetin bir yolunu tutmuş gidiyorlar, ama hepsi aynı yerde birleşiyorlar. Diyebilirmisin ki, ‘şu parmak ötekisinden üstündür’ diyemezsin.

Hepsinin bir hizmeti var, hepsinin çalıştığı bir yeri var. Her parmağın kullanıldığı yer var. Hiçbir zaman biribirinden ayıramazsınız. Bakınız elimin beş parmağı şurda birleşti, dolayısıyla kimseyi tefrik etmiyorum ve diyorum ki, ‘Kat’i surette biribirinizi tenkit etmeyiniz. Herkesin bir hizmet sahası var’

Meselâ, ben şimdi içtimaî hayata girmişim, tabiki içtimaî hayata giren bir kimse içtimai hayatın icab ettiği bazı şeylerle ilgilenecek, ama ben kendimi çekmişim, kapanmışım odama; okuyorum… Cevşenimi okuyorum, Kur’ânımı okuyorum. Bu da kendine göre bir hizmet yöntemidir. Öbürki daha aktif, başka şekilde hizmet ediyor. Ama ben çekilmiş okuyorum, muvaffakiyet için duâ ediyorum. Ama neticede hepsi hizmet ediyor. Ötekisi Medrese tarzında, berikisi başka tarzda hizmet ediyor. Ama neticede hepsi bir gaye için hizmet ediyor. Kolda elin parmaklarının birleşmesi hadisesi budur…

— D e v a m

e d e c e k —

Röportaj: ıbrahim KAYGUSUZ

26.11.2004


Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir