Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

19.11.2004, 07:53

Nurlu hatıralar

Alıntı

Nurlu hatıralar


Bediüzzamanın Rus başkumandanı

karşısındaki tavrı

1- Bediüzzaman ıstanbul’da iken Valide Camii baş imamı Selâhaddin Turlin, Bediüzzaman muarızı arkadaşını alıp şehzadebaşında talebe odalarından birinde zor sorular hazırlayıp sormak isterler.

Bediüzzaman onları güler yüzle karşılar. Sohbete başlayınca daha onlar sormadan Bediüzzaman tüm sorularına cevap verir. Onlar şaşırır kalırlar.1

2- I. Harb-i Umumi’den önce Van’da Horhor medresesinin damında tefsir dersi esnasında Bediüzzaman bir “Ah” çeker ve “Eyvah!” der. “Öyle bir sel gelmekte ki, hepimizi sürüp, götürecek.” Hakikaten bir ay sonra seferberlik ilân edildi.2

3- Bir gece rüyada Peygamberimizi (asm) görür. Kur’ân’dan ders vermek için Kur’ân getirilince, Peygamberimiz (asm) Kur’ân’a hürmeten ayağa kalkar.

Salihlerden birine o rüyayı anlatan Bediüzzaman’a, o zat: “Kur’ân-ı Azimüşşan lâyık olduğu makam-ı mevki-i muallaya bütün cihanda yükselecektir” cevabını verir.3

4- Nazillili Teyp Tahir ders esnasında “Bir üstad tanıyorum” şiirini okuyunca bir emekli subay “Benim Üstadım” deyince “Nereden” diye sorar. O da: “Rusya esaretinden kaçarken beraberdik. Volga nehri kenarına gelince bana ‘Gözünü kapa’ dedi. Elimden tuttu ve geçirdi, batmadan geçtik” der.5

5- Üstad ıstanbul’da Hutuvat-ı Sitte’yi neşrettiği günlerde, Ayasofya meydanında ıngilizler Üstadı yakalamak üzere idi. Talebesi Molla Süleyman korkar. Üstad: “Arkamdan gel” der. Sûre-i Yâsin’i okumaya başlar. Yakınlarından görünmeden eve gelirler. Molla Süleyman’a:

“ışgal kuvvetleri beni öldürmek için emir almışlar. Ben seni kurtarmak için öyle yaptım. Yoksa ben onlardan, onunu öldürmeden ölmezdim” der.6

6- Sirkeci’de bir mösyönün “Dininizde resim niçin yasak?” suâline “Padişahın sikkesini taklit yasaktır. ınsan da Allah’ın yeryüzündeki sikkesidir, mührüdür. Onun mührünü taklit de şer’an yasaktır” diye cevap verir.7

7- Vanlı emekli vaiz Fahrettin Pişiricigil anlatıyor: “1923 Ağustos’unda Van’da Üstadı gördüğüm zaman altı-yedi yaşında idim. Ramazan akşamı iftardan sonra imam olmuş, namaz kıldıracaktı. Ben de tam arkasında duruyordum. Bana döndü, dedi:

“Kardeşim, küçüklerin yeri arkadadır, sen büyüyünce inşallah mihrapta kılacaksın.”

Gerçekten büyüyünce hep vaizlik ve imamlık yaptım. Bulunduğum meclislerde beni hep imam yaparlardı.”8

8- Üstad, Erek Dağında Molla Hamid’in dereden geçip gitmekten korktuğunu öğrenince “ınsan biraz şecaatli olmalıdır, basit şeylerden korkmamalıdır. Eğer bu hayvanlar başıboş olsalar, irade-i ilahiye haricinde olsalar, hepimizi yok ederler” dedi.9

DıPNOTLAR:

1- Sohbetler, s.43

2- Mufassal Tarihçe-i Hayat, 227

3- Sünuhat, 35

4- şuâlar, s. 441

5- Mufassal Tarihçe-i Hayat, 1/339

6- A.g.e., 1/415

7- A.g.e., 1/163

8- A.g.e., 513

9- Son şahitler, 1:201

Meliha KAYA

28.10.2003


Kaynak


Alıntı

Nurlu Hatıralar


1- Memur şükrü ve Osman Çalışkan’a: “Siz buna büyük zat dersiniz, ama ondan hiçbir kerâmet görmedik” diye aklını çeler. Üstad o anda Zübeyir Ağabeyi gönderir, çağırtır. Ona: “Kardeşim Osman, biz keşfin, kerâmetin, makamatın peşinde değiliz. Kapı dururken, pencereden girmek akla aykırıdır” der.1

2- Kafası pek çalışmayan safi, hemen aldatılabilen kimselere, zeki ve nükteli buluşuyla “Kardeşimiz fazla mübarek” diye takılan Ceylan Ağabey; çenesi çok kuvvetli olan kimselere de “Kardeşimiz az konuşmanın faziletine dair beş saat konuşabilir” diyerek şaka ile hicvedermiş.

Bir seher vakti, Barla Dağına giderken, Üstad, önden giden Zübeyir ve Ceylan Ağabeyi, Mustafa Sungur Ağabeye göstererek “Bu ikisi şehittir” der.

Mustafa Sungur: “Üstadım duâ buyurun ben de şehit olayım” deyince,

“Talebe-i ulumun ölümü şehadettir” buyurur.3

Ceylan Ağabey ortaokuldan sonra Üstadın hizmetine girer. Üstadın ona ilk dersi: “Hiç yalan söylemeyeceksin, daima doğru olacaksın” olur.4

3- Üstadın Ceylan ağabeye nasihatleri:

1. Sen, Risâle-i Nur’un esaslarını hareketlerinde yaşa.

2. ıktisada tam riayet et. Ta ki peder ve validen senden gücenip, hizmet-i Nuriye’ye zarar olmasın.

3. şimdilik nazar-ı dikkati kendine celp etme ve gösteriş yapmaya çalışma, ta ki senin elindeki nur emanetine zarar gelmesin. Hevesat, lüzumsuz eğlenceleri bırak. Hizmet-i Nuriye’nin sana verdiği zevk yeter.

4. Bizi görmek için gelenlerden herkese açılma. Lüzumsuz onlara esrarımızı bildirme. Çünkü işlerinde ya safdil, veya aptal veya kurnaz bulunabilir; ifşa eder. Habbeyi kubbe yapar. Ondan da münafıklar ve casuslar istifade eder.5

4-Üstad Bediüzzaman: “Ben Isparta’ya niçin geldim?” diye sorar. Sonra kendisi şöyle cevap verir: “Benim siyasî maksadımı, içtimaî gayemi tahakkuk ettirecek birisi buradan çıkacaktır” der.6

5-Binbaşı Asım Önerdem Eskişehir mahkemesinde isticvap edilir. Doğru dese Risâle-i Nur’a zarar gelecek, yalan dese askerlik ve nur mesleğine ve müstakim hayatına yalan girmiş olacak diye düşünüp, “Ya Rab canımı al” der. O dakikada teslim-i ruh eder. Üstadın tabiriyle “istikamet şehidi” olur. Evet Risâle-i Nur’dan tam ders alan, bir su içer gibi kolayca, terhis tezkeresi telâkki ettiği ecel şerbetini içer.7

6- Binbaşı Asım’ın hapishanede yazdığı bir şiir:

“Seni halk eylemeden rızkını halk eyledi Celil,

Çekme gam rızkın için, rızkına Hakk oldu kefil.

Rızkın için çekme elem, ‘Nahnü Kasemna’yı gözet,

Lütfunla ılâhî ver bana bir feyz-ü kanaat,

Na-merde değil, merde dahi eyleme muhtaç!”

Dipnotlar:

1- Son şahitler, 4:80

2- Son şahitler, 4:81

3- Son şahitler, 4:110

4- Son şahitler, 4:83

5- Son şahitler, 4:94

6- Son şahitler, 4:141

7- Son şahitler, 4:145

Meliha KAYA

12.11.2003


Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir