Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

20.07.2010, 08:26

Said Nursi Filminin Mazisi

Halil Uslu

Yazılı ve görsel basında “Mehmet Tanrısever'in yönetmenliğinde hazırlanan ve Mürşit Ağa Bağ'ın başrolünde oynadığı; Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını konu alan 'Hür Adam' filmi” adı altında büyük yer aldı ve ses verdi. Bizleri de tekrar mazinin derinliklerine ve mazideki, bu manadaki aktif ve heyecan dolu çalışmalarımıza götürdü. Bu filmin tartışmasına girmeden ve üzerinde durmadan bir iki hatıramı çok cihetlerle yazmak mecburiyetini hissettim.

1974-75 yıllarında Bediüzzaman hazretlerini mükerrer defalar ziyaret eden, eğitimci merhum ağabeyimiz Mustafa Özsoy ile müşterek olarak, o tarihlerde hiç gündemde olmayan muhterem Hekimoğlu İsmail’in (Ömer Okçu) yazdığı “Minyeli Abdullah “romanın film olarak kendimizi fiilen içinde bularak, bu film yapmak istedik ve dar imkânlarla kısa bir giriş faslını hayata geçirdik.

Bunları yaparken mukaddimesinde geçen sene hakkın rahmetine kavuşan ve o dönemlerde Konya’mızdaki Mevlana ihtifallerine sürekli gelip, çekim yapan merhum yönetmen,rejisör Yücel Çakmaklı ile Mevlana ihtifallerinde mesneviden şiirler okuyan can dostumuz devlet sanatçısı Semih Sergen beyle de istişareler ve konunun üzerinde uzun zaman fikirler yürüterek ve onlarında reylerini alarak çalıştık..Fakat onların reylerini almakla bitmiyor .Çünkü Hz.Bediüzzamanın fiilen hizmetinde bulunan ve onunla medrese-i yusufiyelerde defalarca kalan ve Hz.Üstadın meslek ve meşrebini devam ettiren mümtaz şahsiyetlerinde reylerini ve kanatların almamız lazımdı.
Neticede; başta merhum Halıcı Sabri efendi olmak üzere bazı muhterem zevata intikal ettirdik.Teşvik ve takdirden ziyade ,tenkit gördük ve yapılmasının sakıncalı olduğu, şartların müsaid olmadığı ve hizmetlere gölge olacağı gibi ,sözlere ve nasihatlere muhatab olduk.Akabinde Merhum Özsoy ağabeyimizle Meram bağlarında ki evlerinde saatlerce istişareden sonra tamamen bırakmaya ,kimseyi kırmamaya ve Nurani hizmete karar kıldık.
Fakat iç dünyamızda çok hüzünlü ,ıstıraplı ve elemli idik.Çünkü gayemiz ,birinci planda “Minyeli Abdullah’ı “oynamaktı ,zira Minyeli Abdullah bizlerdik.Onun hayat seyli bizlerdik,çile ıstırap takip tevkif ve işkenceler, ömrümüzün bir parçasıydı.Kendimiz onu daha iyi oynarız inancıyla sahneye çıkmıştık.Çok çırpındık olmadı.Sonra asıl kopyasını ve teşviki bizden alan yönetmen, rejisör Yücel Çakmaklı hayata geçirdi.
Oldu da nasıl oldu? Onu “Minyeli Abdullahlara “sormamız lazım. Şahsım itibarıyla çok eksik ve Nur talebelerinin hayatı tam yansıtılmadı. Zaten olsaydı bugünde gösterilirdi ve seminerlerde kullanılırdı. Buna rağmen ilk dönemde gişe rekorları kırdı ve bitti. Bizlerin ikinci gaye ve düşüncesi ise, Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin hayatının bazı bölümlerini oynamaktı. Fakat Hz.Üstadın hizmetinde bulunan ve onun meşrep ve mesleğini idame ettiren zevat-ı muhteremle mutlak bir istişare neticesinde olacaktı.
Çünkü Hz.Bediüzzmanan ile Minyeli Abdullahı aynı teraziye koymak ve kıyas kabul etmez. Biri çağın güneşi, biri o güneşin bir kıvılcım ve pırıltısı. Bu itibarla; basında “'Hür Adam' filmi ve Said Nursi “ ismini görünce bunlar aklıma geldi ve bakmak ihtiyacı duydum. Çünkü Hz.Bediüzzamanın eserleri misyonu ve mesleği artık bütün dünyaya mal olmuştur. Bu film adı altında perdelenir mi? Veya arzu edilen ve eserlerine bağlı kalınan mesajlar verilebilir mi? Allah için mi yoksa bir gişe rekoru kırmak için mi?

Çünkü Risale-i Nur dairesi çok geniş kulvarlarda hizmet yapmaktadır.200 e ulaşan devlet ve 7 milyarlık dünya ailesinde 40 kusur lisanda onun hayatını ve eserlerini okumakta ve çeşitli etkinliklerle devamlı anılmaktadır…Mevlevilerin sema gösterisinden çok farklıdır.İnşaallah Senaryosu ifade ettiğim zevatın elinden ve cemaatlerin meşveretinden çıkmıştır.Kabrinin yerinin bilinmesini istemeyen bir zatın filmi ,diğer filimlerden çok ama çok farklıdır,bunu anlatmak istedim…Hayırlı olur İnşallah.

Haber Kaynağı: SentezHaber - Haber Merkezi

Bu konuyu değerlendir