Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

12.07.2010, 13:10

Vapurda Hizmet


Hizmet zaman mekân tanımaz

“…Ve madem bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve
şiddetli tazyikat karşısında ve savletli bid’alar, dalâletler
içerisinde bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz
halde, gayet ağır ve büyük ve umumî ve kudsî bir vazife-i imaniye ve
hizmet-i Kur’âniye omzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuştur.” 1

Her on beş günde bir Risâle-i Nur Talebelerinin okuması gereken
İhlâs Risâlesinde geçen ve bizim vazifemizin mahiyetini ifade eden
önemli bir hakikattir. Şunu da biliyoruz ki, yalnız okumakla yetinmeyip,
bütün zerrelerimizle yaşamamız gereken bir hakikat.

İşte tam bu doğrultuda, Risâle-i Nur’u daha iyi anlamak ve hizmet
düsturlarını daha iyi öğrenmek için Türkiye’nin hemen her yerinden 42
kardeşimiz bir ay boyunca ‘daha doğru Risâle-i Nur okumak’ üzere
İstanbul’a geldiler. Bu arkadaşlarımızı da yanımıza alarak, “Risâle-i
Nur dâvâsının medyada ki dili” olan Yeni Asya gazetesini ziyarete
gittik. Gazetenin matbaasından yazı işlerine, radyo katından dergilerin
hazırlandığı bölümüne, her görene “maşallah” dedirtecek büyüklükteki
mescidinden, yeni açılan “Zübeyir Gündüzalp Salonu”na, baskı bölümünden
yemekhanesine kadar birçok bölümünü ziyaret ettik. Her girdiğimiz
mekânda gazetenin, kitapların, dergilerin, hangi şartlarda bizlere
ulaştığını gördük.

Gazetenin, derginin ve kitapların elimize gelene kadar geçtiği
süreçte ne kadar büyük gayret, emek ve hizmetler verildiğine şahit
olduk. Her bir çalışanın büyük özveriyle yaptıkları hizmetlerin
bilincinde olarak gösterdikleri gayretleri fark ettik. Ziyaretimiz
sırasında, gazetemizin yönetici ve çalışanları, bizleri çok güzel
ağırladılar. Ve ayrılmak zamanı gelince arkadaşlarımızı İstanbul’u
gezdirmek üzere “Boğaz Turu”na götürdük.

Bu arada, gazeteden ayrılmadan önce güzel bir hizmet fikriyle
harekete geçtik. Her birimiz elimizden geldiği kadarıyla para toplayarak
neşriyatımızdan çeşitli kitap ve dergiler satın aldık. Gençlik Rehberi,
Nefis Muhasebesi, Genç Yaklaşım, Can Kardeş, Bizim Aile dergileri ve
İngilizce “Bir İman İnkılâbı: Risâle-i Nur” kitabını ve hediye edilen
gazetelerimizi aldık. Bu aldıklarımızı, aramızda üçer beşer paylaştık.
Her birimiz elimizdekileri yanımızda oturan yolculara hediye etmek üzere
yola çıktık. Gazete ziyareti olarak düzenlediğimiz programımız hizmet
programına dönüştü.

Ve vapura bindik. Her birimiz farklı yerlere oturup yanımızda
oturan diğer yolcularla sohbet ortamı oluşturarak elimizdekileri
kitaplardan onlara hediye ettik. Çocuklara Can Kardeş, gençlere Genç
Yaklaşım ve Gençlik Rehberi, Nefis Muhasebesi, turistlere ise İngilizce
risâle ve birçok gazete hediye ederek vapur yolculuğunda hizmete vesile
olduk.

Öylesine güzel sahnelerle karşılaştık ki, hizmetin lezzetini
tattık. Gazete hediye ettiğimiz bir çocukla annesinin gazeteyi
paylaşamaması, Nefis Muhasebesi verdiğimiz gencin yüzündeki tebessüm,
Can Kardeş verdiğimiz çocuğun mutluluğu, Risâle verdiğimiz turistlerin
ilgili tavırları görülmeye değerdi. Verdiğimiz kitapların yolculuk
bitene kadar dikkatle okunması bizleri çok mutlu etti. Bir taraftan
muhteşem bir güzellikte yaratılan İstanbul’u temaşa ederken, bir
taraftan vapurdaki sahneleri tefekkür, tadına doyulmaz güzellikteydi.
Biz, bize düşen vazifeyi yapmış olmanın sürurunu hissederken, tesiri
halk edecek olan Yaratanın vazifesine karışmama prensibine uymanın
rahatlığını ve bilincini yaşamaya çalıştık. Biz elli beş kişi ve muhatap
olduğumuz yolcular için belki de unutulmayacak bir gün olmuştu.

Yine unutamayacağımız, bizi şaşırtan, belki de daha dikkatli
davranmamız gerektiğini hatırlatan bir hadise yaşadık. Vapurdan indikten
sonra, Beykoz’da yürürken, bir çift bizi durdurarak “Siz, vapurda kitap
dağıtan kızlar değil misiniz?” diye sordular. Biz de “Evet” deyince,
“Neden bize de vermediniz?” diyerek sitemlerini ifade ettiler. Bizim
onları fark etmememizden kaynaklanan bu hadiseyi, bayan başörtülü
olmamasına bağlamıştı. Bunun bizi çok üzdüğünü belirterek kendimize ait
olan kitapları hediye etmek istedik. Belki de dikkatsizlikten
kaynaklanan bu olaydan dolayı bizi yanlış anlamamalarını rica edip
gönüllerini alarak onlara da kitap hediye ettikten sonra bu hadiseden de
kendimize birtakım dersler çıkardık. Her an dikkatle davranmak
gerektiğini fark ettik.

Ve günün yavaş yavaş sonuna gelirken, “İstanbul’a gelip
balık-ekmek yemeden gidilmez” kaidesiyle midemizi, İstanbul’un
birbirinden güzel camileriyle de ruhumuzu doyurmaya çalıştık. Ve
yüzlerimizde tebessümle, akıllarımızda unutulmaz bir günü geride
bırakarak Risâle-i Nur okuma programımızı daha verimli geçirebilmek
üzere dağıldık.

Hasıl-ı kelâm, bu güzel günden şunu öğrendik ki; hizmet, zaman,
mekân tanımıyor. Özellikle yolculuklar, hizmet için çok güzel zemin
teşkil ediyor.

İster hava yolu, ister kara, ister deniz… Yeter ki serde hizmet
olsun.

Yüreklerde iman ve iman devası olsun.

Bu yaptıklarımız hizmet için fiili dualarımız olsun.

Herkes Risâle-i Nurları bulsun.

Kalpler nurlanıp akıllar mutmain olsun.

Ve ahir ömrümüze kadar hizmet etmek nasip olsun…

Dipnot:

1- Lem’alar, s. 390 (Yeni Asya, Yeni tanzim)

FATMA AYDIN huseyncan@hotmail.com





12.07.2010


Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir