Şanlıurfa dan Adıyaman’ın Bağpınar köyüne gelen ve Emekli müezzin olan sonra da Risale-i Nurları tanıyan Çerkez Yetim amca ile yaptığımız röportaj
*Risale-i Nuru nasıl,nerede ve kimin vesilesiyle tanıdınız?
Risale-i Nuru ilk olarak mermere köyünde kalırken bir Cuma günü yakın ve karakolu olan Bağpınar köyüne gitmiştim. Orada Hanifi Doğan ve Abdurrahman Taştan bana Zühret-ün Nur Risalesini verdiler.
İnce kağıda el yazısı ve Osmanlıca olarak yazılı idi.Ben onu okudum.Ama tarikatın son mertebesi olan tefekkür kısmında olduğum halde o eser öyle hoşuma gitmişti ki,onda aradığımı bulmuş adeta ruhum bayram etmişti.Bunu Cuma namazının çıkışından köye kadar patika bir yolda okudum.Sonra askere gittim.Bilahare geldiğimde yine Hanifi ve Abdurrahman ağabeyler vesilesiyle H.Mahmut Allahverdi ve Dursun Kutlu ağabeylerle tanıştım.
Osmanlıca ve el yazısıyla Mektubat, Şualar, Mesnevi-i Nuriye, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Asa-yı Musa, Tılsımlar , İşarat-ül İ’caz eserlerini yazdım.
Bir defasında Hulusi abi gelmişti.Bana bir de Sözler-i yaz dedi. Yazmaya başladım ancak üçte birini yazınca biraz tembellikle gaflet bastı, yazmayı bıraktım.
Birden o sıralarda sobamızın üzerinde güğümün içinde su vardı. Sobayla uğraşırken güğümün suyu adeta iki parça olup, bir kısmı kolumun bir kısmı da (biri sağ bir sol) ayağımın üstüne döküldü.
Yazı yazan kolumun-bakınız daha iz hala duruyor- ben de bunu bir tokat telakki edip hemen yine başladım. Allah-a çok şükür onu da bitirdim.Yani bitirmede tembellik ettiğim kitab olan Sözler’i işte görüyorsunuz,bitirdim.
*Risale-i Nur size ne kazandırdı? Hayatınızda ne gibi değişiklik oldu?
Risale-i Nur bana çok hem de çok çok nimetleri anlamama vesile oldu.Tarikatın son mertebesi olan tefekkürü,Risale-i Nurun birinci olan dersiydi adeta.Allah-a şükür Külliyatı 10-12 defa okudum zaten.
Risale-i Nur hep tefekkürdür.Daha doğrusu Risale-i Nur bizi insan etti.İnsan gibi yaşamayı öğretti.Allah razı olsun o Üstaddan.
*Risale-i Nurla alakalı unutamadığınız bir hadiseyi anlatır mısınız?
Eskiden 5-7 kişi civarındaydık. Şimdi Allah-a çok şükür şimdi yalnız Adıyaman-da beş yüz kişiden fazlayız.
*Sizin bakışınızda Adıyaman da Risale-i Nur -başlangıcından günümüze- nasıl görülüyor?
Üstad Mehdidir. Mehdi deccal-a karşı mücahede eden ve onun fikirlerini çürüten insan veya eser olarak düşünüyorum.
Rabbimiz sirkenin içinde bile canlı yarattığı mahluku varsa, hem Cercis (AS)
Davası için kesiliyorsa,hakiki imanı elde eden Bediüzzaman said Nursi-de Kur’an-dan aldığı dersle inkârcılara karşı cebhe almış bir kahramandır.
*Risale-i Nurdan en çok okuyup istifade ettiğiniz yer ve cümle nedir? Bu meseleyi açar mısınız?
İlmimiz yok,cahiliz.Uhuvveti daima esas tutarım.İhlas risalesi en büyük bir nimet ve ser bilirim.Onun için Üstad her on beş günde bir defa okunmalı,diyor.Bizde bunu nefsimizde yaşayarak okumalıyız,diyorum.
*Darbelerin açtığı yaraları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İhtilaller kötüdür.Tasvib etmek asla olmaz ancak karanlıklar içinde nurları gösteren,hakikatların duyulmasında ve yayılmasında,idam da olsa gitmeyi anlatan Bediüzzaman ve talebelerini hatırlaması da manidardır.
*Üstadın 28 sene hapis,19 sefer zehirlenişi ve hayatının sizde düşündürdükleri nelerdir?
Üstadımızı 1909-larda:” Ey üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sakitane Nurun sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafî-i gaybî ile bizi temaşa eden Said'ler, Hamza'lar, Ömer'ler, Osman'lar, Tahir'ler, Yûsuf'lar, Ahmed'ler, vesaireler!.. Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, "Sadakte" deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım, varsın beni dinlemesinler. Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizin ile konuşuyorum. Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennetasa bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır.”
Bunu dinleyince sevincimden ağlayacağım geliyor.Risale-i Nur öyle bir hususiyeti ve cazibesi var ki,ay çiçeğinin güneşi görüp dönmesi gibi,onu okuyan ve dinleyen cüz-i de olsa anlayan ona yönleniyor,onunla huzur buluyor.
*Gençlere ve gelecek nesillere bu konuda nasıl bir mesaj verirsiniz?
Gençlere Risale-i Nuru tavsiye ediyorum.Ahirzamanın Nuh (as) gemisine benzetiyorum.Onu okuyan inşallah kabre imanla girer.
Mu’cize-i Kur’an ve Sözlerden bir ilham bu fakir,aciz,günahkâr,gecede Sözler risalesini okurken birden bu şiir söylendi:
Ey mucize-i Kur’an ve ey sırrı Furkan
Hak esrarını senden olmuş beyan
Ey nur-u Kur’an ve ey şem’ayi Rahman
Ey Risale-i Nur telifi Bediüzzaman
Nurunla cümle alem olmuştur şâyan
Nurunla yer ile gök eyler cîlan
Senin mücahedene karşı bütün zî-ruh eder seyran
Göklerde melekler bu ulvi nur hizmetine kalmış hayran
Çünkü lisan-ı haliyle bütün zî-ruh sana eyler tebrik
Senin baş satırında yazılış’İkra’ bismi Rabbik’
Son asırda masumların yolunu açan sensin
Bizim gibi günahkârların imdadına koşan sensin
Ey fütuhat-ı ahirizzaman Risale-i Nur
Seni ruh-u kalbiyle dinlemeyen olur bî-huzur
Kalb gözüyle seni gören asla senden ayrılmaz.
Çünkü senin imdadınla bütün zî-ruh eder zikir ile elfaz.
Senden evvel zulmümüz için yer ile gök ederdi fîgan
Son asırda eriştirdi imdadımız seni Hayyı Sübhan
Sen olmasaydın idlalimiz dünyayı herc-ü merc ederdi
Elhamdulillah ki Hak Taala seni imdadımıza gönderdi.
Senden utanmayan Allah-dan utanmamış
Seni bilmeyen Allahını bilmemiş.
Sana uyan Allah ona rahmet eder
Son zamanda iman ile hatmeder.
Çok şükür ya Rab bu in’ama biz erdik
Bu Mehdiyyet zamanına biz rastladık.
Çünkü isyanımız dünyayı kapladı
Eğer Risale-i Nur imdada yetişmeseydi.
O zaman başımıza yer ile gök herc-ü merc olurdu
Çünkü imanımız çok tehlikede kalırdı.
Elhamdulillah ki yetişdi bize Risale-i Nur
Bütün dünyayı inşallah etdirir huzur.
‘İnnâ enzalnâ ileykel kitab’
Hak Taala bize açmış büyük bâb.
Çok şükür Allah’a Mehdiyyet zamanımızda etmiş zuhur
Ya Rabbi! Ene abdu müznib ve ente Rabbu Ğafûr. / Çerkez Yetim
Röportaj: MEHMET ÖZÇELİK / NUREDDİN GÜRSOY
Haber Kaynağı: SentezHaber - Haber Merkezi