Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

19.04.2010, 08:24

"Buz"suz çıkılan makam..!



Nefis ve şeytan, sizi, kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit, deyiniz ki:

"Biz, değil böyle cüz'î hukukumuzu, belki

  • hayatımızı
  • ve haysiyetimizi
  • ve dünyevî saadetimizi

Risale-i Nur'un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde fedâ etmeye mükellefiz.

O bize kazandırdığı netice itibarıyla dünyaya, enaniyete ait herşeyi fedâ etmek vazifemizdir" deyip nefsinizi susturunuz.


Kastamonu Lâhikası

Nedir o netice..?

2

19.04.2010, 08:25



Risale-i Nur'un erkânları gibi, herşeyini, enaniyetini bıraksın.

Kastamonu Lâhikası


Erkân olabilmek az makam mı..? Değmez mi o "buz"u eritmeye..?



Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

3

19.04.2010, 21:55

Risalei Nurda gecen makamlarin bir hirarsi manasi varmi? Erkan olmak elbette az degil ama enaniyetten vazgecmek zor.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

4

22.04.2010, 09:18



İşte, Reşha-misâl üçüncü arkadaşınız ki, hem fakirdir, hem renksizdir.

Güneşin hararetiyle çabuk tebahhur eder, enâniyetini bırakır, buhara biner, havaya çıkar.

İçindeki madde-i kesîfe, nâr-ı aşk ile ateş alır, ziyâ ile nura döner.

O ziyânın cilvelerinden gelen bir şuâa yapışır, yanaşır.

24. söz

5

22.04.2010, 09:19



Fakat enâniyeti bırakıp, bizzat nefsi hiç olduğunu ve Mûcid-i Hakikinin bir âyine-i tecellîsi bulunduğunu gördüğü vakit,

bütün mevcudâtı ve nihayetsiz bir vücudu kazanır.

Zîrâ bütün mevcudât, esmâsının cilvelerine mazhar olan Zât-ı Vâcibü'l-Vücudu bulan, her şeyi bulur.


26. Söz

Bu konuyu değerlendir