Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
CEZAYıR ÜNıVERSıTESıNDE RıSALE-ı NURLA ıLGıLı MASTER TEZı HAZIRLANDI.
Risale-i Nur, Cezayir'in en önde gelen üniversitelerinden birisi olan Cezayir Üniversitesinde bir master tezinin ana konusu oldu. Kul Muammar isimli bir master öğrencisinin tarafından, Prof. Dr. Ammâr Ceydal'in danışmanlığında hazırlanan ve kabul edilen tezin başlığı "Bediüzzaman Said Nursî'ye Göre ıman Hukuku / Risale-i Nur Işığında Tahlilli bir ınceleme" oldu.
Tezi hazırlayan Kul Muammer'in en çok temenni ettiği şey ise, tıpkı ıstanbul'da olduğu gibi Cezayir'de de bir "Risale-i Nur Araştırma Merkezi"nin kurulması. Böyle bir teşebbüsün gerçekleştirilmesi halinde bütün Cezayir çapında bir ilgi odağı olacağını söyledi ve şöyle devam etti:
"Bu yolla Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman'ın hayatını vakfettiği imanların kurtarılması ve Kur'an-ı Kerim'in mucize yönlerini insanlara açıklanması hizmeti ülkemizde de gerçekleşecektir."
Kul Muammer, master tezini niçin Risale-i Nur'la bağlantılı seçmesinin sebebini şöyle açıkladı: "ıslam ümmetinin içinde bulunduğu hastalıkları ve sıkıntıları tedavi edebilecek yegane ilaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü Risale-i Nur, tıpkı Kur'an-ı Kerim'in istediği şekilde, 21. yüzyılın örnek insanının bina edilmesinde çok önemli bir role sahiptir."
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
BREZıLYALI RUH HEKıMı ıNTERNETTEN OKUDUğU RıSALE-ı NUR'LA MÜSLÜMAN OLDU
Cecilia Marton Moreria, hiçbir Müslümanla karşılaşmadan Müslüman oldu. ınternette sörf yaparken bir Risale-i Nur sitesine girdi. Okuduğu bölümler onu çok etkiledi. Bu okumaların sonunda da Müslüman olmaya karar verdi.
"Müslüman olduktan sonra hayatım değişti ve derinleşti. Anlam kazandı" diyen Cecilia Marton, ıslam'ın en mükemmel ve insan ihtiyaçlarına en iyi cevap veren din olduğunu söyledi.
Kendisini Risale-i Nur öğrencisi olarak tanımlayan ve henüz uzun bir yolun başında olduğunu ifade eden Cecilia Marton, "Risale-i Nur'un çok açık ve berrak anlatıma sahip olması ve meseleleri somut örneklerle açıklamasına hayran kaldım" dedi. Buradan hareketle Risale-i Nur'un evrensel özelliklere sahip olduğunu; tüm insanlığın psikolojik ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve zihinlerinde yer eden şüpheleri ortadan kaldırabilmek için bu eserleri mutlaka okuması gerektiğini söyledi.
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
BEDıÜZZAMAN SAıD NURSÎ FARKLI BıR TARZLA OKUYUCUNUN KARşISINDA
Bediüzzaman Said Nursî hakkında yazılmış eser sayısı gün geçtikçe artıyor. Hayatı, fikirleri ve eserleri, çeşitli şekillerde mercek altına alınıyor. Ömer Faruk Paksu tarafından kaleme alınan Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler serisi de bunlardan birisi...
Nesil Yayınları arasında çıkan Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler'de, Üstad Bediüzzaman'ın örnek hayatından capcanlı kesitler sunuluyor.
Yazarın ifadesiyle, "Bediüzzaman aramızda yaşamaya devam ediyor." Bir asra yaklaşan ömründe geriye bıraktığı örnek hayatı ve ahlâkıyla örnek bir Müslüman modeli çiziyor.
"Nur Risaleleri ortadayken, bu ve benzeri çalışmalar sizce hangi ihtiyaçları karşılayacak?" şeklindeki sorumuza yazarı şöyle cevap verdi:
"Hakikatler yaşandığı zaman daha etkili oluyor. Bediüzzaman da yazdığını bizzat yaşayan, yazdığı eserlerdeki her bir hakikati yaşayışıyla da bizzat gösteren bir insan. 'Nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez' prensibini en fazla kendisi hayata geçirmiş. Onun için de söyledikleri, yazdıkları bugün milyonları etkilemiş ve etkilemeye devam ediyor.
"Biz de bu çalışmada onun hayatından bazı kesitler sunmaya çalıştık. Onun hizmetinde bulunan talebelerinin veya bir şekilde görmüş, konuşmuş şahitlerin hatıralarından hareketle onu anlatmaya gayret ettik. Nasıl yaşardı, neler yapardı, olaylara nasıl tepki gösterirdi? Tevekkülü, sabrı, kulluğu, şefkati ve daha pek çok özelliğini öykü üslubuyla kaleme aldık. Böylece 21. yüzyılda yaşayan bugünün insanına örnek bir 'Müslüman modeli' sunmaya çalıştık."
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
RıSALE-ı NUR, ARAP BASININDA
Kuveyt'te yayınlanan ve Arap dünyasında geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan haftalık El-Muctema' dergisi beş hafta boyunca Risale-i Nur'la ilgili geniş bir analize yer verdi. Prof. Hilmi Muhammed tarafından kaleme alınan makalede, Risâle-i Nur penceresinden ıslâm ahlâkı konusu ayrıntılı olarak ele alındı.
"Risâle-i Nur ve ıslâm Ahlâkı" başlıklı dizi makalede, ilk başta Bediüzzaman'ın hayatından kesitler verildi. Ardından onun bütün Müslüman toplumlarına ulaştırmak istediği bu yüce değerleri tavizsiz bir şekilde uyguladığına, bu değerler uğruna uzun yıllar hapislerde çile çektiğine dikkat çekildi.
"Said Nursî'nin Kur'ân ışığında sergilediği ıslâm ahlâk felsefesini anlamak için onun son derece zor ve hassas olaylar karşısında korkusuzca ortaya koyduğu tavırlara bakmak gerekir. Böylece onun ıslâma davet alanında eşsiz bir şahsiyet olduğu anlaşılır" diyen Prof. Hilmi Muhammed, makalesinde sık sık Bediüzzaman'la ımam-ı Gazalî'nin takip ettikleri metodlar arasında benzerlikler kurdu.
Mısır Tanta Üniversitesi Arap Dili-Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Hilmi Muhammed, aynı zamanda meşhur bir belâgat hocası olarak biliniyor.
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
SURıYE'Lı TARıHÇı-YAZAR ÜSTAD BEDıÜZZAMAN HAKKINDA KıTAP YAZDI.
Suriye'de yayıncılık yapan Kalem Yayınları arasında "Bediüzzaman Said Nursi'de Göre Toplumsal Yapılanma Ve Sosyal Değişim Metodu" isimli bir kitap yayınlandı. Adı geçen kitap tarihçi-yazar Abdullah Mahmud et-Tantavî tarafından kaleme alındı ve Kalem Yayınlarının "Kıymetli Eserler" dizisi arasında yer aldı.159 sayfadan meydana gelen kitabın en çarpıcı özelliklerinden birisi Tantavî'nin belli bir süredir Amman şehit Melik Abdullah Camii ıslam Merkezinde vermiş olduğu ders ve konferansların derlenmesiyle ortaya çıkmış olması.
Tantavi, kitabında, Bediüzzaman'ın hayatı Eski Said ve Yeni Said olarak 1926 öncesi ve sonrası olarak iki bölümde ele alıyor. Bu bölümün ardından Bediüzzaman'ın yaşadığı tarihî dokuyu incelenerek, bu tarihî ve sosyal çevre faktörleriyle şekillenen düşünce yapısı derenlemesine ele alınıyor. Bu faktörler Sosyal faktörler, Kültürel faktörler olarak iki kısımda ele alınıyor. Bu bölümün sonunda geçmiş müceddidlere de temas edildikten sonra, Bediüzzamanın onlarla olan manevî iletişimine yer veriliyor.
Kitabın ikinci bölümünde "Bediüzzaman'ın fikrî ihtilaflar karşısındaki tepki ve tutumundaki metodu" başlığı ile, tasavvuf ve içtihat hakkındaki fikirleri nazara veriliyor. Ardından Bediüzzaman'ın sosyal değişme ve yapılanma yönteminin ana hatları çizilmeye çalışılıyor.
Tantavî, kitabının sonuç bölümünde "Bediüzzaman'ın Davetinin Sosyal ve Siyasal Boyutları" başlığı adı altında bir değerlendirme yaparak modern Türkiye'de yaşanan ıslamî gelişmelerde Said Nursînin büyük yeri olduğunu vurguluyor.
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
DÜNDEN BU GÜNE ULUSLARARASI RıSALE-ı NUR SEMPOZYUMLARI
ıstanbul ılim ve Kültür Vakfı'nca düzenlenen ve ilki 1991 yılında gerçekleştirilen 6 uluslararası sempozyuma, 27 ülkeden, 70 üniversiteden 327 ilim adamı katıldı. Bunlara ek olarak, tüm sempozyumlarda tebliğ gönderenlerle birlikte bilim adamlarının sayısı 700'ü buldu. Katılımcılar ıslam dünyası başta olmak üzere, dili, dini, milleti fark etmeksizin çok geniş coğrafî bir yelpazeden geldiler.
Sempozyumlar kitap haline getirildi
ıstanbul ılim ve Kültür Vakfı yetkililerinden alınan bilgilere göre ilki 16 Mart 1991 tarihinde gerçekleştirilen uluslararası sempozyumlarda yurt içinden ve yurt dışından pek çok ilim adamı tebliğ sundu. Türkiye'den 100'ün üzerinde akademisyen sempozyumlara tebliğle katıldı. Bu sempozyumların her birisi, Türkçenin yanı sıra Arapça ve ıngilizceye çevrilerek dünya ilim camiasına sunuldu. Bu alandaki en son çalışma ise 22-24 Eylül 2002 tarihleri arasında, ıstanbul ılim ve Kültür Vakfı tarafından organize edilen 6. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumunun kitaplaştırılması oldu.
Bunlarla birlikte sempozyumlarda sunulan tebliğler, gerek kendi içinde, gerekse bir konu başlığı etrafında kitaplaştırılarak ilim ve kültür dünyasına takdim edildi. Bu yayınların yanı sıra sempozyumda sunulan tebliğler, bizzat tebliğci bilim adamlarınca genişletilerek kitaplaştırıldı. Bu bilim adamlarından bazıları kendi üniversitelerinde her seviyeden tez çalışmasına öncülük yaptılar.
Dünyanın en ünlü yayınevlerinden biri olan SUNY (State University New York) Press'in yayınladığı Islam at the Crossroads: On the Life and Thought of Bedizzaman Said Nursi adlı kitabın ilk baskısı 6-7 ay gibi kısa bir zamanda bitti.
Söz Araştırma Merkezi
Alıntı
FAS'LI ıLıM ADAMLARINA GÖRE NUR TALEBELERı "YAşAYAN ıSLÂM"
ıstanbul ılim Kültür Vakfı tarafından 3-5 Ekim 2004 tarihlerinde, ıstanbul'da gerçekleştirilen 7. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu çok verimli geçti. Sadece bu sempozyuma dinleyici olarak gelen binlerce kişi değil, dünyanın 30 farklı ülkesinden gelip, Risale-i Nur merkezi tebliğ sunan ilim adamları ülkelerine büyük bir hayranlık atmosferi içinde ülkelerine döndüler.
Fas'ın çeşitli üniversitelerinde görev yapan bir grup ilim adamı, gerek Risale-i Nur'u, gerekse bu eserleri okuyan Nur talebelerini daha yakından tanıyabilmek için, sempozyumun ardından bir süre daha ıstanbul'da kaldılar. Sempozyumda başlayan hayranlıklarının, kaldıkları süre içinde daha da arttığını söyleyen Fas'lı ilim adamlarıyla görüştük ve izlenimlerini aldık.
Dr. Abdülkerim Akaoui, Fas'tan geldi. ıbni Zehr Üniversitesinde öğretim üyesi. "Risale-i Nur'a Göre ınsan ve Hayatın Gayesi" başlıklı bir tebliğ sunan Dr. Abdülkerim Akaoui, gerek sempozyum sırasında, gerekse sonrasında yaşadığı güzellikleri anlatırken Nur talebelerini yakından tanımanın iç dünyasındaki derin etkisini "Sadece bunun için bile buraya gelmeye değerdi" şeklinde dile getirdi.
Risale-i Nur ile Nur talebeleri arasındaki paralellikler üzerinde titizlikle duran Dr. Abdülkerim Akaoui, "Bediüzzaman Said Nursî, kâinattaki varlıkların üzerinde Allah'ın isim ve sıfatlarının yansıdığını söyler. Aynı şekilde Nur talebelerinde de Allah'ın Rahîm ve Cemîl isimleri çok bariz bir şekilde yansımaktadır" yorumunu yaptı. Üstad Bediüzzaman'la ilgili şu tespiti ise çok dikkate değerdi:
"Bediüzzaman'ın hayatına bakıldığı zaman, ilk bakışta çok ağır şartlar altında yaşayan ve sıkıntılar altında çaresiz kalan birisiyle karşılaşıyorsunuz. Ancak onu daha yakından tanıdığınızda söylediği her şeyi eksiksiz olarak yaşayan, onları uygulayan bir şahsiyetle yüzyüze geliyorsunuz. Öyle ki, tıpkı kendi mezarı konusunda söylediği sözlerin, kader cihetiyle aynen gerçekleşmesi de bunun bir delili olarak ortada duruyor."
Sempozyumda "Said Nursî'nin Kur'ânî Bakışıyla ıhlasın Anlamı" başlıklı bir tebliğ sunan Abdülaziz Ennemirat (Sidi Muhammed Üniversitesi – FAS), kaldığı süre boyunca Nur talebelerinin hal ve tavırlarını inceden inceye gözetlemiş. Özellikle de Risale-i Nur derslerinin, sohbetlerinin yapıldığı ortamlarda birebir muhatap olduğu yediden yetmişe hemen herkeste ortak özelliğin güler yüz ve nurlu bakışlar olduğunu söyledi. Bu gözlemini ise Risale-i Nur'da yer alan ihlâsla ilgili bölümlerin Nur talebeleri üzerindeki bir yansıması olarak değerlendirdi. şahid olduğu bu genel tabloyu ise "Muhakkak ki Allah nurunu tamamlayacaktır" (Saff Suresi; 8 ) mealindeki âyet-i kerimenin canlı bir uygulaması olarak dile getirdi.
"Nursî'ye Göre Medeniyetler Arası Diyalog" başlıklı bir tebliğ sunan Semir Budinar (Vecde Üniversitesi – FAS), katıldığı bir Risale-i Nur sohbetinde ıhlâs Risalesinin okunduğunu, okunan ve anlatılan hemen her meselenin hayata geçirilmiş şeklini oradaki dinleyenlerde çok bariz bir şekilde gördüğünü söyledi. Gerek sempozyum sırasında, gerekse katıldığı Nur dersleri esnasında içinde yer eden en önemli izlenimi şöyle aktardı:
"Sempozyumda sunmak üzere tebliğ hazırlığı yaparken Risale-i Nur'un değişik yerlerini geniş çaplı olarak incelemiştim. Gelirken içimde yer eden düşünce, ele aldığım konuyu oraya gelen dinleyicilere sunmak, kendimden bir şeyler sunabilmek, anladıklarımı aktarabilmekti. Ancak ben şimdi, çok şeyler öğrenerek kendi ülkeme dönüyorum."
Samir Budinar'ın bir başka gözlemi ise doğrudan Nur talebeleriyle ilgiliydi: "Biz buraya gelmeden önce Risale-i Nur'u okuyorduk. Ancak burada Risale-i Nur'un uygulamalarını gördük; Nur talebelerinin yüzlerinde, hal ve davranışlarında gördük."
Fas'taki şuayb Dikkali Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Muhammed Jakib, sempozyumda "Nursî'nin Ruh Eğitim Metodu" başlıklı bir tebliğ sundu. Sempozyumun ardından bir süre daha kalıp Nur talebelerini ve yapılan hizmetleri daha yakından gözlemleme fırsatı bulan Dr. Muhammed Jakib, "Burada şahid olduğumuz güzellikleri saymakla bitiremem" dedikten sonra, kendisini en çok etkileyen şeyin Nur talebelerinin yüzlerinden hiç eksilmeyen tebessümün olduğunu söyledi. Muhatap olduğu her bir Nur talebesinin başlı başına ibretli birer Nur dersi olduğunu söyledi ve bütün Nur talebelerinin meâlen "Rahmanın kulları yeryüzünde tevazu ile yürürler" (Furkan Suresi; 63) ayet-i kerimesindeki mânâları aynen yansıttıklarını, her bir Nur talebesinin yürüyen ve yaşayan birer ıslâm olduğunu söyledi.
ıbni Zehr Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Abdüsselam Aklimun da Nur talebelerinin örnek davranışlarından çok etkilendiğini söyledi. Hissiyatını bir cümleyle şeyle dile getirdi: "Biz yaklaşık 6 bin kilometrelik bir uzaklıktan geldik. Ama burada kendimizi sanki kendi evimizde gibi hissettik."
Söz Araştırma Merkez
Alıntı
* Buradan çıkan haberler Moral FM'de her salı 21:45'te Nur Penceresi programında yayınlanmaktadır. Risale-i Nur ve Üstad Bediüzzaman hakkında yayınlanmasını istediğiniz haberleri buradan ekleyebilirsiniz.
Alıntı
MALEZYA VE YEMENDEN HıZMET HABERLERı
Dünyanın değişik yerlerinde gerçekleşen ıman ve Kur'ân hakikatlerinin neşir hizmetleriyle ilgili mektuplar gelmeye devam ediyor. Bu gün sizinle iki mektubu paylaşacağız.
Birinci mektup Malezya'dan geldi. Malezya'da, ıman ve Kur'ân hizmetlerini anlatan Mustafa Dinç, mektubunda gerek Risale-i Nur sohbetleriyle ilgili, gerekse Risale basımı ve tercüme ile ilgili faaliyetlerini aktarıyor.
Bulundukları muhitte yaşayan Arab talebelerinden gelen ısrarlı taleplerden hareketle, daha önceden Türkçe ve Malayca olarak gerçekleştirdikleri Nur derslerine Arapça sohbetlerin de eklendiğini söylüyor.
Özellikle, Malayca olarak gerçekleştirilen iman sohbetlerinin büyük bir teveccühle karşılandığını, bu yönde en önemli etkinin doğrudan Risale-i Nur olduğunu, Risaleleri okuma fırsatı bulan pek çok kişinin kendilerine gelip bu eserleri daha fazla tanımak istediklerini aktarıyor. Konuyla ilgili en önemli gelişmelerden birisi de, bölgede yaşanan deprem ve tsunami felaketi münasebetiyle, Risale-i Nur'da geçen depremle ilgili bölümlerin Malaycaya tercüme edilmesi olduğunu, şu an itibariyle 5000 adet bastırılan bu eserin dağıtımının devam ettiğini söylüyor.
* * *
Diğer mektup ise Yemen'den. Emrullah Demir tarafından kaleme alınan mektubun başında, bu ülke hakkında kısa ve özet bir bilgi veriliyor. "Arabistan yarımadasının güneyinde yer alıyor ve 25 milyon nüfusu var. Ceziret-ül Arab'ın güneydeki en uç noktası olan Yemen, halkı itibariyle kalp inceliği ve gönül hassasiyeti gibi noktalardan Resul-i Ekrem'in (a.s.m.) iltifatına mazhar olmuş, haklarında 700'den ziyade hadis rivayet edilen bahtiyar bir
memleket" şeklindeki tanıtıcı bilgilerin hemen ardından, yerli halkla ilgili kurulan diyalog ve irtibatlar hakkında bazı izlenimler aktarılıyor. "Geldiğimiz günden beri kiminle tanışmışsak muhabbet ve iltifatla karşılandık" diyen Emrullah Demir, Türkiye'den geldiklerini söyleyince "Allah sizlerden ebediyyen razı olsun. Sizinle iftihar ediyoruz. Ecdadınız asırlarca ıslâmiyete hadim oldu. Hilâfet-i ıslâmiyeyi omuzuna alıp Âlem-i ıslâma abilik etti" dediklerini dile getiriyor.
Mektupta yer alan bir başka dikkat çekici bilgi ise, bu ülke sınırları içinde, Âl-i Beytten, yani Hz. Peygamber'in neslinden gelen çok sayıda şahsiyetin bulunması, bu mübârek insanların Risale-i Nur'u okurken veya dinlerken övgü dolu sözler söylemeleri.
Emrullah Demir'in bildirdiğine göre Yemen'de yaşayan, Risale-i Nur'u 1986 yılından beri tanıyan Prof. Abdulhakim Reshan ve abisi Mustafa Reshan iman hizmetlerine çok önemli katkılarda bulunuyor. Abdulkadir Geylanî'nin neslinden gelen bu şahsiyetlerin söyledikleri şu sözler, Emrullah Demir ve arkadaşları için büyük şevk unsuru olmuş:
"Siz bize burada Üstad Bediüzzaman'ın yadigârısınız. Madem siz Türkiye'den buraya dava için hicret edip geldiniz; Biz de burada size Ensar olmakla mükellefiz. Bu dâva ancak zülcenaheyn olmakla, yani ensar ve muhacirin arasında gerçekleşen dayanışma ile inkişaf edebilir."
Alıntı
RıSALE-ı NUR'U OKUYUP HAYATI DEğışEN BıR HANIMEFENDıNıN HAYATI ROMAN OLDU.
Nesil Yayınları arasında yayınlanan ve ısmail Fatih Ceylan'ın kaleme aldığı "Ağlama Kızım" isimli roman, yaşanmış ve yaşanmakta olan zorlu; ama çok bereketli bir hizmet insanın, Neslihan Hanım isimli bir hanımefendinin hayatını konu alıyor.
Kitaptaki gelişmeler, genel hatları ile bir aile çerçevesinde gerçekleşiyor. Romanın en önemli kahramanı olan Neslihan Hanım, Risale-i Nur sohbetleri ve özellikle gerçek hayatta da çeşitli faaliyetleri olan Moral Kültür Merkezinde çok aktif gayretleri olan bir hanımefendi. Kızı Beyza da tıpkı annesi gibi gayretli ve çalışkan bir genç. Kocası Sırrı Bey ise, farklı bir yapıya sahip olmasına rağmen, eşinin ve kızının tercihlerine saygı duyan bir şahsiyet.
Romanda geçen en önemli olaylardan birisi, Neslihan hanımın gayretleri neticesi, Sema hanım ve daha önceden ateist olan ılker beyin Risale-i Nur'u tanımaları ve iman hizmetlerini yaymaya çalışmalarıdır. Diğer yandan Neslihan Hanımın kızı olan Beyza'nın kız arkadaşları da Moral Kültür Merkezi çerçevesinde çeşitli hizmetleri yürütüyorlar. Sonraki bölümlerde isimleri ve hizmetleri anlatılan Sinan Bey, Celal Bey ve Mehmet Ağabey gibi şahsiyetlere de ayrıntılı olarak yer veriliyor.
Kitapta, yer yer Risale-i Nur'dan aktarmalar yapılıyor. Risale-i Nur eksenli yapılan sohbetler ve bu sohbetlerin insanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekiliyor. Ayrıca beklenmedik olaylar karşısında inancı kuvvetli olanlarla zayıf olanların verdikleri tepkiler arasındaki farklar ortaya konuluyor.
Yazar ısmail Fatih Ceylan, bu romanı yazmaya başlarken belirlediği hedefi dile getirirken "Öncelikle, Nur cemaatinin sosyal yönünü ele almak, birbirleri ile olan ilişkilerini dikkate vermek istedim" dedikten sonra, Risale-i Nur'u okuyan insanlarda bulunan en belirgin özellikleri şöyle sıralıyor:
"Nur cemaatinde samimîlik, yardımseverlik, davranışlardaki sıcaklık gibi birtakım özellikler hemen dikkat çeken hususlar. Aslında Nur cemaatinin hizmet metodunda da bu özellikler yer alıyor. Bu yapının biraz daha tanınmasını istedim."
Yazar Ceylan, bunun haricinde Moral Kültür Merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti ve bunun nedenlerini şöyle ifade etti: "Bu kitabı hazırlarken diğer bir hedefim de, daha çok bayanlara yönelik bir hedefti. Bayanların bir araya gelerek beraber kitap okuyabilecekleri, sohbet edebilecekleri ve çeşitli programlar düzenleyebilecekleri; bununla birlikte, beraber hizmet edebilecekleri, yardıma ihtiyacı olanlar için hep beraber gayret sarf edecekleri, yani birlikte olabilecekleri ve birlikte faaliyet gösterebilecekleri belirli bir adreslerinin olması gerekiyor. Bu mekânlara örnek olarak Moral Kültür Merkezlerini aldım. Söylediğim mânâda hizmetlerin ve faaliyetlerin yapıldığı bu mekânlara olan ihtiyacın bilinmesini istedim."
Yazar Ceylan'a göre Risale-i Nur sohbetleri çok önemli bir konuma sahip. Bu yüzden "Ağlama Kızım" romanında Risale-i Nur'dan yapılan derslerle ilgili gelişmelere ve tahlillere geniş yer veriliyor.
ısmail Fatih Ceylan tarafından hazırlanan ve Nesil Yayınları tarafından yayınlanan "Ağlama Kızım" romanı hakkında daha detaylı bilgiye şu kaynaklardan ulşabilirsiniz:
Telefon: 0212 551 32 25
ınternet: www.nesilyayinlari.com
Acemi
Konum: sakarya/kastamonu
Meslek: öğrenci
Hobiler: edebiyat, psikoloji, (sanatsal olarak da bağlama, ebru, ney) yazmak ve düşünmek için özel zaman ayırmak, tefekkür...