Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""@bdullah""
"Yaratmak" kelimesinin yanlış yerde kullanılmasıda beni sinir eder. Mesela "problem yarattı" veya "pozisyon yarattı" gibi cümleler. Oysa bu kelimeye alternatif bir çok kelime var. Pozisyona girdi, oluşturdu problem yaptı vs.
Hem "YARATMAK" sadece ALLAH´a mahsustur!
Alıntı
From:"Burhan Sabaz" <bsabaz@sorularlaislamiyet.com>
To:
Subject: cevap
Date: Tue, 30 Nov 2004 09:08:21 +0200
Müminun
14-Sonra o damlayı bir pıhtıya dönüştürdük, bu pıhtıyı bir et parçacığına dönüştürdük, bu et parçacığını bir takım kemiklere çevirdik,derken bu kemiklere bir et giydirdik; sonra ona bambaşka bir yaratık olarak hayat verdik. Bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli!
14. Sümme halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate ızamen fe kesevnel ızame lahmen sümme enşe'nahü halkan ahar fe tebarakellahü ahsenül halikıyn
Esselamü aleyküm ve Rahmetüllah,
yukarıda geçen "ahsen'ül-halikıyn" sözüne binaen olacak sorum. Allah'tan başkası için yarattı kelimesi kullanılabilir mi? Mesela açıklamaları olay yarattı gibi,olaylara neden oldu değil de olay yarattı şeklinde söylenmiş, bu şekilde kullanmak caiz midir? Birisi bunun böyle olduğunu söyledi ve bu ayeti delil gösterdi, halikıyn yaratanlardır ve Kur'an da bu şekilde geçiyor,eğer caiz olmasa geçmezdi dedi,Subuti sıfat gibi sözler söyledi ama hatırlamıyorum,tecelliden bahsetti,ilm-i kelam terimleriydi galiba, cevabınızı bekliyorum, Allah'a emanet olun,
cevap: değerli kardeşim! bu soruda iki ayrı soru vardır. birincisi insanın yarattım demesi ne derece doğru, ikincisi ahsenul halikin gibi tabirleri nasıl anlamalı. bununla ilgili iki soru ve cevap olarak gönderiyoruz. selam ve dua ile
soru: yarattım demek insanı küfre sokar mı?
ınsanın yaratmasıyla Allah’ın yaratması arasında (yok)la (var) arasındaki kadar fark vardır. Bu büyük farkın farkına varmayanlar, (yarattım) diyenlerin küfre düşeceğini düşünüyorlar. Halbuki, Allah’ın yaratmasıyla kulun yaratması arasında fark vardır. Allah’ın yaratması yoktan var etmesi demektir. Kulun yaratması da var olana şekil vermesi demektir...
Bu sebeple hiçbir kul, yoktan var ederek yaratamaz. Yaratıkların hepsinin de önce bir çekirdeği, özü ve aslı mevcuttur. Bu çekirdek, öz ve asıldan üretmiş, şekillendirmiş, geliştirmiş olur insan. Bu manada kullara yarattı, denebilir. Ama yoktan var etti manasında yarattı denemez. Bir mobilyacı ağaç yaratamaz. Ama yaratılmış ağaçlardan güzel mobilya yapabilir. Buna yarattım derse, yoktan yaratmış olmaz. Belki var olan ağaçtan güzel şekiller yapmış, kendi ifadesiyle yaratmış olur..
Kopyalama olayı da böyledir. Yoktan yaratma değil, var olan geni geliştirme olayıdır.
Nitekim bu konuda Prof. Dr. Hayreddin Karaman Hocaefendi Hayatımızdaki ıslam kitabında kopyalamayı soran okuyucuya verdiği cevabında şöyle demektedir:
“Kopyalama yaratma değildir! Yaratma, yoktan var etmedir. Allah canlı ve cansız bütün varlıkları yoktan ve önceden mevcut bir örneğe bakmadan, ondan yararlanmadan yaratmıştır. Genetik kopyalama ise mevcut yaratılmış genler üzerinde işlemler yaparak gerçekleştirilmektedir. Bunun yaratma ile bir ilgisi olmadığına göre ortada bir “ikinci yaratıcı” da yoktur.”
“Genetik kopyalama insanlara uygulanamaz. Hayvan ve bitkiler için ise, insanlara faydalı olmak, hiçbir şeye ve kimseye zarar vermemek kaydıyla uygulanabilir.”
Hemen hatırlatalım ki, yaratma kelimesini kullananların niyetleri mühimdir.
ımanına delil bulunan kimsenin “yarattım” demesiyle küfrüne hüküm verilemez. Ağız alışkanlığı yahut da kelimenin manasının nereye kadar uzandığını bilememesi olarak yorumlanır. Çünkü imanına delil vardır.
Nitekim camiye çocuğuyla birlikte namaza gelmiş olan bir babanın, namazdan çıkışta cami avlusunda çiçekleri koparan çocuğuna söylediği, “Yavrum, çiçekleri koparma. Allah (baba–gökte) seni çarpar sonra!” sözünde küfür kelimeleri vardır.
Çocuğunu terbiye maksadıyla söylenen bu sözlerin içindeki iki kelime küfür manasına gelmektedir. Biri Allah’a (baba) demesi. Allah’ın Hıristiyanlar gibi babalık sıfatının olduğunu söylemiş olması. ıkincisi de (gökte) demekle Allah’a mekan göstermiş olması... ıkisi de kelam ilminde küfürden başkası değildir.
şayet bu kelimelere bakarak bu babanın kâfir olduğunu söyleyecek olursak sorarlar:
–Kâfirin camide hem de çocuğuyla işi ne? Adam namaz kılıp çıkmıştır cami avlusuna.
Namaz kılışı imanına delildir. Öyle ise sarf ettiği (Allah baba, Allah gökte) sözlerine bakarak küfrüne hükmedilemez..
ışte burada konuyu aydınlatan Bediüzzaman Hazretleri, meşhur ikazını şöyle yapıyor:
–Bazen kelam küfür görünür, ama sahibi kâfir olmaz!.
Bana öyle geliyor ki bu tek cümlelik açıklama, sanki koskoca bir kitap kadar tatmin edici olmakta, imanlı insanları küfür ithamından kurtarmaktadır.
Yoksa aynı safta namaz kıldığımız insanı, avluda çocuğuna söylediği sözleri yüzünden küfürle ithamdan çekinmeyecektik. Çünkü açıkça, “Allah baba” diyor, gökte olduğunu da söylüyor
Evet, bu cümle tekrar edilerek ezberlenmeli:
–Bazen kelam küfür görünür; ama sahibi kâfir olmaz!..
Bununla beraber yanlış anlaşılacak küfür kelimelerini kullanmamalı, su–i zanna sebep olmamalıdır. Onda tartışma yoktur zaten...
Ahmad şahin
Ahsen-ul halıkin?
şimdi yaratanların en güzeli Allah, çok büyük, çok yüksek - yani bütün feyz-u bereketin esası onda, her şey'in halikı o, onun halkından sonra vücude gelen mebadi ve esbabın her biri bir halik addedilse ve bu suretle bir çok haliklar farz olunsa Allah, bütün o halikların en güzeli, en güzel yaratanıdır. Her hilkatin, her istifanın, her tekâmülün, her hüsnün ilk icadı, ilk numunesi ancak onun ibdaı ve diğerlerini ki fâüiyyetin bütün künhü onundur. Mevcud olmıyan tabîatleri vücude getiren, vücude gelen tabiatleri dilediği gibi tahvil edip değiştirerek en güzel neş'etler için kıvamına koyan, camid bir çamurdan namî bir sülâle çıkaran, hakîr bir sülâleden bervechi balâ dilber -bir insan yaratan o Allah, öyle büyük öyle yüksek ki ne kadar halik farzedilse öyle güzel, öyle güzel yaratan tasavvur olunamaz.
ınsanlar böyle bambaşka bir neş'ette en güzel bir ' kıvam ile yaratılmış olduklarından dolayı kendilerini her murada rmiş, felah ihtiyacından müstağni olmuş zannetmemelidir.
Elmalılı M. Hamdi YAZIR (M. Hamdi YAZIR)