Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

41

26.04.2010, 12:22

Meselâ, göz, Allah hesabına istimal edilse, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalâacısı ve şu müzeyyen mevcudatın bir seyircisi ve şu masnuatın çiçeklerinin bir arısı olarak ibret ve mârifet ve muhabbet şehdinden, yani balından, nur-u şehadeti kalbe akıtıyor.

Nurun İlk Kapısı
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

42

27.04.2010, 11:35

O cemâl kendini muhtelif âyinelerde görmek ve göstermek için merhamet ve şefkat suretine girmiş, sonra zîşuur âyinelerinde in’âm ve ihsan vaziyetini almış, sonra tahabbüb ve taarrüf, yani kendini tanıttırmak ve bildirmek keyfiyetini takmış, sonra masnuatı ziynetlendirmek, güzelleştirmek ışığını vermiş.

Şualar
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

43

28.04.2010, 15:13

Daire-i esbabda iken tevekkül etmek, bir nevi tembellik ve atalettir.

İşaratü'l-İ'caz
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

44

28.04.2010, 15:13

Bir imtihan meydanı var; her vakit değişir, tebeddül eder.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

45

28.04.2010, 15:14

Bir baharı halk etmek, bir çiçek kadar Ona ehven gelir. Bütün hayvanâtı icad etmek, bir sinek icadı kadar kudretine kolay gelir bir Zâttır.

Sözler
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

46

28.04.2010, 15:15

Hem, bizzarure, madde lüb değil, esas değil, müstekar değil ki, işler ve kemâlât ona takılsın, ona bina edilsin. Belki yarılmaya, erimeye, yırtılmaya müheyyâ bir kışırdır, bir kabuktur ve köpüktür ve bir surettir.

Sözler
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

47

28.04.2010, 15:16

Hem bu kâinatın sobası olan güneş bir, lâmbası olan kamer bir, aşçısı olan ateş bir, levazımat deposu ve hazineli direği olan dağ bir, sakacı ve sucusu bir ve bağları sulayan süngeri bir—ve hâkeza, bir, bir, bir, tâ bin bir birler kadar...

Şualar
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

48

28.04.2010, 23:30

Risalei Nurun heryerinde var bu tarz. Risaleleri okuyan sokak türkcesinden edebi ve hakiki türkce konusmaya yükseliyor. Bin Barekallah Kuranin icazi manevisi olan Risalei Nura..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

49

29.04.2010, 15:30

Bütün eşyanın vâhidden suduru, bir vâhidin hadsiz eşyadan sudurundan çok derece eshel ve kolaydır.

Mektubat

*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

50

29.04.2010, 15:39

İnsanın hilkatinden maksat, mahfi hazine-i İlahiyeyi keşifle göstermek ve Kadir-i Ezeliye bir bürhan, bir delil, bir makes-i nurani olmakla cemal-i ezelinin tecellisi için şeffaf bir mir’at, bir ayna olmaktır.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

51

29.04.2010, 15:43

Arslan gibi hayvanların diş ve pençelerine bakılırsa, iftiras ve parçalamak için yaratılmış oldukları anlaşılır.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

52

30.04.2010, 13:27

Allah’ın yolunda sülûk eden zat çok makamlara, mertebelere, hallere, perdelere rastgelir ki, bunların da herbirisi için kendine mahsus şartlar ve vaziyetler vardır. Bu şartları ve perdeleri birbirine halt edip karıştıran, galat ve yanlış hareket eder.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

53

30.04.2010, 15:02

Ubudiyette ancak teslimiyet vardır. Tecrübe, imtihan yoktur. Çünkü, seyyid, efendi abdini, hizmetkârını tecrübe ve imtihan edebilir. Fakat, abd seyyidini imtihan etmek salâhiyetinde değildir. Ve keza insan Rabbini, Hâlıkını tecrübe edemez.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

54

30.04.2010, 15:38

İnsanı dünyaya çağıran ve sevk eden esbab çoktur. Başta nefis ve hevâsı ve ihtiyaç ve havassı ve duyguları ve şeytanı ve dünyanın surî tatlılığı ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok dâileri var. Halbuki bâki olan âhirete ve uzun hayat-ı ebediyeye davet eden azdır.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

55

30.04.2010, 15:49

İşsiz, tembel, istirahatle yaşayan ve rahat döşeğinde uzananlar, ekseriyetle, sa’y eden, çalışanlardan daha ziyade zahmet ve sıkıntı çeker. Çünkü, daima işsizler ömründen şikâyet eder, eğlence ile çabuk geçmesini ister. Sa’y eden ve çalışan ise şâkirdir, hamd eder, ömrünün geçmesini istemez.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

56

30.04.2010, 15:59

Bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktâr ve etrafıyla Allahu ekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Cebel-i Arefe diliyle Allahu ekber diyerek, o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü’minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

57

01.05.2010, 00:20


Hayrat ve hasenatın hayatı niyetledir. Fesadı da ucub, riya ve gösterişledir.


Amellerin hayatı niyetledir. Onun gibi, niyet bir cihetle fıtri ahvalin ölümüdür. Mesela, tevazua niyet onu ifsad eder; tekebbüre niyet onu izale eder; feraha niyet onu uçurur; gam ve kedere niyet onu tahfif eder.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

58

01.05.2010, 00:22

İnsan gerçi cahil, zulmetli birşeydir, ama öyle bir istidadı vardır ki, aleme bir enmuzeç ve bir nümune olmaya liyakatı vardır. Hem o insanda öyle bir emanet vedia bırakılmıştır ki, onunla gizli defineyi bulur, açar.

Mesnevi-i Nuriye



Birşeyin şekillerinde vukua gelen devir ve teslim sırasına gidenler müteessir, gelenler de memnun olurlar. Ve bu sayede hayat tasaffi eder, temizlenir. Vücut da teceddüd eder.

Mesnevi-i Nuriye



Kainatın miftahı, anahtarı insanın elindedir.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

59

02.05.2010, 12:18

Semanın veçhini, yüzünü ziyalandıran herşey yıldızdır.

Mesnevi-i Nuriye


Evindeki küçük bir ışığı veya kalbinde bulunan küçük bir nuru bazı esbaba isnat edebilirsin. Amma, o ışığın, şemsin ziyasıyla, o nurun da Menbaü’l-Envarın nuruyla muttasıl olduğuna vakıf olduğun zaman anlarsın ki, kalıbını ışıklandıran, kalbini tenvir eden, ancak leyl ve neharı birbirine kalb eden Fatır-ı Hakimdir.

Mesnevi-i Nuriye



Bu kadar elim firak ve ayrılıklara maruz kalmakla çektiğin elemlerin sebebi ve kabahati sendedir.

Mesnevi-i Nuriye



Felsefe talebesiyle medeniyet tilmizleri, Müslümanları ecnebi adetlerine ittiba ile şeair-i İslamiyeyi terketmeye davet ettiklerinde, Kur’an Nurcuları böylece müdafaada bulunurlar: "Eğer dünyadan zeval ve ölümü ve insandan acz ve fakrı kaldırmaya iktidarınız varsa, pekala, dini de terk ediniz, şeairi de kaldırınız. Ve illa dilinizi kesin, konuşmayınız.

Mesnevi-i Nuriye



Sağ yanımızda fakr yarası, solda da acz, zaaf cerihası vardır.

Mesnevi-i Nuriye
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

60

02.05.2010, 12:41

İnsanın hayat-ı hayvaniyeden aldığı lezzet bir serçe kuşunun lezzeti kadar değildir. Çünkü, insanda hüzün, keder, korku var, onda yoktur. Fakat cihazat, hissiyat, duygular, istidatlar itibarıyla hayvanların en alasından fazla lezzet alır.
Mesnevi-i Nuriye

Âlem-i bekaya delalet eden berahinden maada, arkasında saflar teşkil edip dualarına bir ağızdan "Âmin! Âmin!" söyleyen enbiya, evliya, sıddikin imamları, Mahbub-u Ezelinin Habib-i Ekremi Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın tazarruatı, duaları, alem-i bekada insanın bekasına pek büyük bürhan ve kafi bir vesiledir. Çünkü, kainatı serapa istila eden şu hüsünler, güzellikler, cemaller, kemaller, o Habibin tazarruatını işitmemek veya kabul etmemek kadar çirkin, kabih, kusur, naks addedilecek birşeye müsaade eder mi?

Mesnevi-i Nuriye


İcmal daha cemil ve güzeldir.

Mesnevi-i Nuriye


Âlem bir saray gibidir. Mevcudatı, o sarayın müştemilatı, tezyinatı makamında olduğu gibi, şems de, o saray halkını tenvir eden İlahi bir lüküstür. Ve keza, sirac tabiri, Cenab-ı Hakkın rububiyetinden doğan vüs’at-i rahmetine ve o rahmet içinde derece-i in’am ve ihsanına bir ihtar ve azamet-i saltanatı içinde vahdaniyetine bir ilandır ki, müşriklerin mabud ittihaz ettikleri kocaman şems, alem sarayında lüküs vazifesiyle muvazzaf, musahhar bir memur ve bir hizmetkardır. Malümdur ki, lamba hizmetini gören camid birşeyin ibadete, yani mabud olmaya hiç liyakati var mıdır?

Mesnevi-i Nuriye



*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

Bu konuyu değerlendir