Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

20.06.2009, 16:25

Şükürde bir zahmet yoktur!...


ı'lem eyyühe'l-aziz! Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüt, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, daima rahatsız olursun.
Çünkü, noksanları tedarik, mevcutları telef olmaktan muhafaza ile daima evham, korkular, meşakkatlere mahal olursun.
Halbuki, o nimetler, Mün'im-i Kerîmin taahhüdü altındadır.
Senin işin Onun sofra-i ihsanından yiyip içmekle şükretmektir.
şükürde bir zahmet yoktur. Bilâkis, nimetin lezzetini arttırır. Çünkü şükür, nimette in'âmı görmek demektir.
ın'âmı görmek, nimetin zevalinden hasıl olan elemi def eder.
Zira, nimet zâil olduğundan, Mün'im-i Hakikî onun yerini boş bırakmaz, misliyle doldurur ve teceddüdünden lezzet alırsın.


Evet; [img:335:42]http://www.risaleinurenstitusu.org/tr/kulliyat/images/books/sozl1/b977.gif[/img] olan âyet-i kerime, hamdin ayn-ı lezzet olduğuna delâlet eder.
Çünkü, hamd, in'am şeceresini, nimet semeresinde gösterir. Ve bu vesileyle zeval-i nimetin tasavvurundan hasıl olan elem zâil olur.
Çünkü, şecerede çok semere vardır, biri giderse, ötekisi yerine gelir. Demek hamd, ayn-ı lezzettir.


Mesnevi-i Nuriye | Habbe | 104
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

2

21.06.2009, 10:59

Re: şükürde bir zahmet yoktur!...

Alıntı sahibi ""Zehracan""



ın'âmı görmek, nimetin zevalinden hasıl olan elemi def eder.




Ey insan! Nimetin zevâlinden elem çekme.

Çünkü rahmet hazinesi tükenmez.

Ve lezzetin zevâlini düşünüp o elemden feryad etme.

Çünkü o nimet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir.

Ağacı bâki ise, meyve gitse de yerine gelen var.

Nimetin lezzeti içinde, o lezzetten yüz derece daha ziyade lezzetli

bir iltifat-ı rahmeti hamd ile düşünüp, lezzeti, birden yüz derece yapabilirsin.

20. Mektup | 220

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

21.06.2009, 18:05


Allah razi olsun abla..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

4

29.06.2009, 19:27

Nasıl ki, bir padişah-ı zîşânın sana hediye ettiği bir elma lezzeti içinde,

yüz, belki bin elmanın lezzetinin fevkinde,

bir iltifat-ı şahane lezzetini sana ihsas ve ihsan eder.

Öyle de, kelimesiyle, yani hamd ve şükürle,

yani nimetten in'âmı hissetmekle,

yani Mün'imi tanımakla ve in'âmı düşünmekle,

yani Onun rahmetinin iltifatını ve şefkatinin teveccühünü

ve in'âmının devamını düşünmekle,

nimetten bin derece daha leziz, mânevî bir lezzet kapısını sana açar.

20. Mektup | 220

5

26.09.2009, 21:52

Çok şükür..

Allah razı olsun...
Vicdanın ziyası ulûm-u diniyedir
Aklın Nuru
fünûn-u mdeniyedir

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir