Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz.
Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz.
Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Asıl vazîfemiz nedir..?
Risâle-i Nurbize öğretiyor ve ispat ediyor ki,
bu dünya, bir misâfirhânedir.
Ebedî hayatı isteyenler,
misâfirhânedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nisbette
memnun edilirler.
Demek ki, şimdi en esaslıvazifemiz,
bataklıktan kurtulmak isteyen ehl-i dînin,
karanlıktan usanmış, gıdâsız kalmış kalblerin yardımına koşmak,
kendimizden başlayarak Nurun dellâllığını yapmaktır.
Bilhassa ve bilhassa şurası çok ehemmiyetli ve pek mühimdir ki,
en başta ve en evvel Risâle-i Nur'u
dikkat ve tefekkürle devamlı olarak okumak
ve o muazzam eser külliyatındaki
Kur'ân ve îman hakîkatleriyle kendimizi teçhiz etmek;
ve bu esas ve şartlarla,o hârika eser külliyatını
bir an evvel ikmâl etmektir.
İşte bu nîmet-i uzmâya nâil olan her genç ve herkes,
bire yüz bin kuvvetinde,kendine, vatan ve milletine faydalı olur;
vatan, millet, gençlik ve âlem-i ıslâm çapında
hizmet edebilecek bir vaziyete gelebilir.
Asa-yı Musa 240
Bu mesaj 2 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "ruhefza" (24.07.2009, 00:37)
Ebedî hayatı isteyenler,
misâfirhânedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nisbette
memnun edilirler.
masaaallah.. insaallah vazifemizi daha bir ciddiyet ve dikkatle yapariz.. nurlardan harika bir bölüm eklemissin abla.. Allah razi olsun..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"
Evet, biz bir cemiyetiz ve öyle bir cemiyetimiz var ki,
her asırda üç yüz milyon dahil mensupları var
ve her gün beş defa o mukaddes cemiyetin prensipleriyle kemâl-i hürmetle alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar
ve -2- kudsî programıyla, birbirinin yardımına dualarıyla ve mânevî kazançlarıyla koşuyorlar.
İşte biz, bu mukaddes ve muazzam cemiyetin efradındanız.
Ve hususi vazifemiz de,
Kur'ân'ın imanî hakikatlerini tahkikî bir surette ehl-i imâna bildirip
onları ve kendimizi idam-ı ebedîden ve daimî haps-i münferitten kurtarmaktır.
Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle münâsebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz.
2 Müminler kardeştirler. Hucurât Sûresi: 49:10.
13. Şuâ | 277
ve -2- kudsî programıyla, birbirinin yardımına dualarıyla ve mânevî kazançlarıyla koşuyorlar.
13. Şuâ | 277
Buradaki ifade beni cok düsündürdü. Bediüzzaman kardesligi kudsi bir programa benzetiyor. Egitim, calisma, vs. programi olurda kardeslik programi nasil oluyor diye düsünürsek, benim aklima cemaatle yapilan dersler geliyor. O dersler Müslümanlari birbirine yaklastiriyor ve samimi bir ortam olusmasina vesile oluyor. Iste muhtesem ve kudsi bir program Medresetüzzehranin iceriginden binlerden birtanesidir sadece.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda
izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.
ve her gün beş defa o mukaddes cemiyetin prensipleriyle kemâl-i hürmetle alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar
ve -2- kudsî programıyla, birbirinin yardımına dualarıyla ve mânevî kazançlarıyla koşuyorlar.
"Her gün günde beş defa" dan kasdedilen namazla kâim olan "duaların ve mânevî kazançların",
o namazın tesbihatına gösterilen azamî itinâ ile bu birbirinin yardımına koşmak kuvvet bulur..
Elbette ki Nur dersleri bu yardıma sağlam yol yapıyor..
Çünkü imanın tezâhürü olan namazın ilk taşları iman hakikatlerinin tedrîsi ile döşeniyor..
Merhale merhale bir program gibi..
Evet imani tahkiki dersi alan biri kardeslik duygusunu da kuvvetlendiriyor. Bir cok kisi de medresedeki ortami görüp nurcu oluyor. Hakiki bir dost bulmanin zor oldugu bir zamanda, bir anda milyonlarin kardesi olmak gerctektende cok güzel..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda
izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.
...
Ve bilhassa, mâdem Risâle-i Nur dersini dinlemişler,
elbette mâbeynlerinde bulunan bütün küsmekleri bırakmaya,
hem maslahat ve istirahat-ı şahsiye ve umumiye, hem Nur dairesindeki uhuvvet iktizâ ediyor.
Nasıl ki Denizli hapsinde birbirine düşman bütün mahpuslar, Nurlar dersiyle birbirlerine kardeş oldular.
Ve bizim berâatimize bir sebeb olup, hattâ dinsizlere, serserilere de o mahpuslar hakkında
"Mâşaallah, bârekâllah" dedirttiler ve o mahpuslar tam teneffüs ettiler.
13. Söz | 139
Evveliyle beraber mühim bir ikazdır bu Üstadımızdan r.a..
Yâni hapisdeki düşmanları bile barıştırıp, hattâ "beraate sebeb" sayılacak kadar mühim olan bir ikaz..!
Bu dersi alanın, o uhuvvet programının dışına çıkmaması elzemdir aslında..
Hem ozaman bu tazyikat daha siddetliydi nefis ve seytandan haric gardiyanlar, müdürler, gizli komiteler, derin devlet hepsi nur talebeleriyle ugrasiyor hemde en kötü zamanlarinda.
Bizim bu zamanda bir kardese darilmayi intac edecek bir ima dahi cikmamasi elzemdir..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda
izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.