Birinci Suâliniz: Mü’minin mü’mine en iyi duâsı nasıl olmalıdır?
Elcevap: Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Çünkü bazı şerâit dahilinde duâ makbul olur. şerâit-i kabulün içtimaı nispetinde makbuliyeti ziyadeleşir.
Ezcümle, duâ edileceği vakit, istiğfar ile mânevî temizlenmeli; sonra, makbul bir duâ olan salâvat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve âhirde yine salâvat getirmeli. Çünkü, iki makbul duânın ortasında bir duâ makbul olur.
• Hem bizahri’l-gayb, yani gıyaben ona duâ etmek,
• Hem hadiste ve Kur’ân’da gelen me’sur duâlarla duâ etmek; meselâ,
“Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum.” (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1:517.)
“Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi Cehennem ateşinin azâbından koru.” (Bakara Sûresi, 2:201.) gibi câmi duâlarla duâ etmek
• Hem hulûs ve huşû ve huzur-u kalble duâ etmek,
• Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra,
• Hem mevâki-i mübarekede, hususan mescidlerde,
• Hem Cumada, hususan saat-i icabede,
• Hem şuhur-u selâsede, hususan leyâli-i meşhurede,
• Hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadirde duâ etmek, kabule karin olması rahmet-i ılâhiyeden kaviyyen me’muldür.
O makbul duânın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut duâ olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, duâ kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.
Mektubat, s. 270
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"