Muhterem Mustafa Süzen Ağabey, Üstâd Bedîüzzamân’ın doğum târîhinin 1876 olduğunu isbât sadedinde uzunca bir çalışma yapmış. Bu araştırmada; Üstâd Bedîüzzamân’ın 15 şâban(Berat Gecesi) 1293 (Mîlâdî 4 Eylül 1876) târihinde doğduğu önkabûlü, mu’teber ba’zı eserler ve Risâlelerden yapılan istihraçlar ve ba’zı resmî evraktan da faydalanılarak isbât edilmeğe çalışılmış. Bunlardan birkaçını ele alıp mihenge vuralım. Sonra da hükmümüzü verelim:
* (şualar isimli eser, Birinci şua, Üçüncü Ayet’in[2] tefsirinde ise: “..ebced hesabı ile 1294 eder ki, Risale-i Nur Müellifinin besmele-i hayatıdır ve tarih-i veladetinin (doğum tarihinin) birinci senesidir.” Denilmekle Bediüzzaman’ın doğum tarihinin 1293 olduğu belirtilmektedir.[3])
C: Görüleceği gibi metin içerisinde1293’ün Hicrî olduğuna dâir bir kayıt, bir delil bulunmuyor. Aşağıda görüleceği üzere, 1293 Rûmîdir.
* (1952 yılında ıstanbul’da Gençlik Rehberi mahkemesinde ise; “..bir adam kabir kapısında seksenden geçmiş, kırk seneden beri kendisini inzivaya alıştırmış.[6]” demektedir. Buradan da, ömrünün 87 yaşı dolayında olduğu ve hicrî doğumunun da 1293’e denk geldiği bulunabilir.)
C: Basit bir hesap yapalım:1371-80= 1291(1371;1952’nin Hicrî karşılığı); 1952-80=1872; 1293+80=1373; 1876+80=1956 Görülüyor ki; Üstâd’ın kullandığı bu gibi rakamlar bilemediğimiz bir hikmete binâen takrîbî olabiliyor..
Y.Asya Lem’alar,2005:94’teki şu ibâre de hükmümüzü teyid ediyor: “.. ve 1337(*) ediyor. ışte bu fakir, o târih-i Arabîde Rus esâretinde, tek başımla Petrograd’dan bir ay şimâl-i şark tarafından fîrar edip, ..” (ıstanbul’a muvâsalatını haber yapan Tanin Gazetesinin târihi: 16 Ramazan 1336 - 25 Haziran 1334 -1918’dir.)
* (Aynı eserde: “...binikiyüz doksanüç eder. ışte bu tarih, Rus’un Âlem-i ıslamın felaketine sebep olan doksanüç dehşetli harbin zamanına ve Risale-i Nur müellifinin tarih-i veladetine tam tamına tevafuku, şüphesiz kasti bir işaret-i gaybiyedir.[12]” Denilmektedir.)
C: Üstâd’ın bu kat’î beyânı ile anlaşılıyor ki, doğum târihinin Rûmî 1293 olduğu, 93 (1877-187
Harbinin tasdîki ile sâbittir. Nasıl oluyor da Hicrî olduğuna delil gösterilebiliyor!?
* (Barla’lı talebelerinden Hafız Tevfik’in (Göksu) Bediüzzaman’ın doğum tarihi hakkındaki tesbit ve beyanı ise şöyledir: “.. Sonra tarihçe-i hayatında gördüm ki, tevellüdü (doğumu) 1193 tahindedir.. Üstadım ise, 1293’te, tam Mevlana Halid’in yüz senesi hitam bulduktan sonra dünyaya gelmiş.[31]” denilmektedir.
Yukarıda açıkça görülmektedir ki, bahsedilen tarih hicrî tarihtir. Zira, rumî tarih ilk defa, 1840’da hicrî 1256’da Tanzimatla birlikte kullanılmaya başlanılmıştır. Hicrî 1193’te esasen rumî tarih tabi ki kullanılmıyordu.[32])
C: Tevfik Göksu’nun istihrâcını kaynağından ta’kîbe devâm edelim: “.. Üstâdım ise, aynen yüz sene sonra 1338’de Ankara’ya gidip, ..”
Burada sondan geriye, yâni bilinenden bilinmeyene gidip muhterem araştırmacının tesbitinin doğruluğunu kontrol edelim: Üstâd’ın TBMM’de Hoşâmedî ile karşılandığını belirten Zabıt Cerîdesinin târihi, 9 T.sâni 1338-1922 (H. 19 R.evvel 1341). Bu vesîka, araştırmacının hükmünü iskàt eder.. Öyle ise 1293 Rûmîdir.
Tevfik Göksu’nun Bedîüzzamân’ın doğum târihi ile ilgili, yine Yimisekizinci Lem’a’nın ıkinci Emâre’sine hâşiye yapılan bir başka istihrâcı çok sarîh olarak gösteriyor ki, 1293 Rûmîdir.:
“.. ya’nî arza bastığın zaman ki, cifirce 1295 Arabî, 93 Rûmî târîhidir ki, târîh-i velâdetine ve Rus Harb-i müdhişine tevâfukla berâber; .."
* (Müellif Necmettin şahiner, Bilinmeyen Yönleriyle B. Said Nursî isimli eserinin[26] ‘Bediüzzaman’ın Hayat Devreleri başlıklı bölümde’; “1876’da doğan, 1960’da 84 yaşında (miladî) fani hayata veda eden Said Nursî’nin yaşam devrinde ayrı ayrı merhaleleri temsil eder.” ıfadesinde Üstadın doğum tarihinin miladî 1876 olarak kaydedildiği görülmektedir.)
C: Yukarıda serdedilen belgelere göre, şâhiner’in 1876 tesbiti de yanlış. Birçok yanlıştan bir doğru çıkmayacağı ise ma’lûmdur. “Bir dâne-i hakîkat bir harman hayâlâta müreccahdır.”
* (Bediüzzaman’ın yaşı ile ilgili olarak tarihçi Cemal Kutay’ın beyanları ise şöyledir: “…Tarikatlar tarihinin ilk iki cildini tamamlamıştı. Ahmet Es’ad Sezai Sünbüllük Hocamız da, yakın dostu Bediüzzaman Said Nursî gibi seksenyedi (87) yaşında fani aleme veda etti. (s. 144) demekte ve; Seksenyedi yıllık ömrünü davasına adamış çileli bir rehberin gayesinin apacık ortaya konulması hakkının: …(2) Hicrî-rumî-miladî seneleri karşılaştırırken, hata etmişim. Bediüzzaman, ikinci meşrutiyete kadar hicrî, hem miladî (Rûmî olmasın? B.T.) seneleri kullanmıştır. Hakîkî ömrü 87 senedir. Keşke 94 yaşına kadar muammer olsaydı da ma’nevî tohumlarının feyzini görseydi.[28] Demekle Bediüz-zaman’ın ömrünün 87 yıl olduğunu ifade etmektedir.)
C: C.Kutay’ın sapla samanı bilerek karıştırdığı tebeyyün etmedi mi ki, zırvaları delil kabûl ediliyor? Zâten yukarıdaki tesbitler onu da iskàt ediyor.
* (Bediüzzaman Said Nursî’nin ilk resmî doğum tarihi beyanı Darü’l Hikmet ül ıslamiye azalığı sırasında kendi imzasını taşıyan 17 Ekim 1921 tarihli beyannamedir. Burada doğum tarihini 1293 olarak beyan etmektedir.)
C: Yukarıdaki tesbitlere göre, bu da Hicrî değil, Rûmîdir.
* (Baştan beri Bediüzzaman’ın kendi beyanları, diğer müelliflerle,talebelerinin beyanları ve resmî vesikaların kayıt ve beyanlarıyla açıklandığı üzere, Bediüzzaman Said Nursî, muhtemelen hicrî-şemsî 1255 yılı 15 şaban’ında ve buna denk düşen hicrî-kamerî, 15 şaban 1293 tarihinde ve yine buna denk düşen yani bunlarla aynı gün ve miladî tarih olan 4 Eylül 1876 tarihinde doğmuştur diyebilmekteyiz.)
C: Muhterem araştırmacı; C. Kutay gibi ipe-sapa gelmez bir adamdan bile deliller getirmeğe çalıştığı hâlde, Bedîüzzamân Dârü’l-Hikmette iken doldurulan nüfus tezkeresi ve eşkâlini bildiren 26 Eylûl 1337-1921 târihli belgeyi ısrarla görmezden gelmektedir. Burada, doğum târihi olarak 1293 ve 1295 gibi iki târih bulunmaktadır. Bu belgeyi yok saymak mümkün mü?
ELHÂSIL: Mevcud belgelere göre, Üstâd’ın doğum târîhi; Rûmî(24 Kânûnievvel-28 şubat) 1293, Hicrî (01 Muharrem-08 Rebîülevvel) 1295, Mîlâdî (05 Ocak-12 Mart) 1878'dir!..
(*): Buradaki 1337'nin sehiv olma ihtimâli kuvvetli(B.T.)