Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

1

11.07.2008, 22:52

Bedîüzzamân'ın Doğum Târîhi 1876 Olabilir mi?

Muhterem Mustafa Süzen Ağabey, Üstâd Bedîüzzamân’ın doğum târîhinin 1876 olduğunu isbât sadedinde uzunca bir çalışma yapmış. Bu araştırmada; Üstâd Bedîüzzamân’ın 15 şâban(Berat Gecesi) 1293 (Mîlâdî 4 Eylül 1876) târihinde doğduğu önkabûlü, mu’teber ba’zı eserler ve Risâlelerden yapılan istihraçlar ve ba’zı resmî evraktan da faydalanılarak isbât edilmeğe çalışılmış. Bunlardan birkaçını ele alıp mihenge vuralım. Sonra da hükmümüzü verelim:

* (şualar isimli eser, Birinci şua, Üçüncü Ayet’in[2] tefsirinde ise: “..ebced hesabı ile 1294 eder ki, Risale-i Nur Müellifinin besmele-i hayatıdır ve tarih-i veladetinin (doğum tarihinin) birinci senesidir.” Denilmekle Bediüzzaman’ın doğum tarihinin 1293 olduğu belirtilmektedir.[3])

C: Görüleceği gibi metin içerisinde1293’ün Hicrî olduğuna dâir bir kayıt, bir delil bulunmuyor. Aşağıda görüleceği üzere, 1293 Rûmîdir.

* (1952 yılında ıstanbul’da Gençlik Rehberi mahkemesinde ise; “..bir adam kabir kapısında seksenden geçmiş, kırk seneden beri kendisini inzivaya alıştırmış.[6]” demektedir. Buradan da, ömrünün 87 yaşı dolayında olduğu ve hicrî doğumunun da 1293’e denk geldiği bulunabilir.)

C: Basit bir hesap yapalım:1371-80= 1291(1371;1952’nin Hicrî karşılığı); 1952-80=1872; 1293+80=1373; 1876+80=1956 Görülüyor ki; Üstâd’ın kullandığı bu gibi rakamlar bilemediğimiz bir hikmete binâen takrîbî olabiliyor..
Y.Asya Lem’alar,2005:94’teki şu ibâre de hükmümüzü teyid ediyor: “.. ve 1337(*) ediyor. ışte bu fakir, o târih-i Arabîde Rus esâretinde, tek başımla Petrograd’dan bir ay şimâl-i şark tarafından fîrar edip, ..” (ıstanbul’a muvâsalatını haber yapan Tanin Gazetesinin târihi: 16 Ramazan 1336 - 25 Haziran 1334 -1918’dir.)

* (Aynı eserde: “...binikiyüz doksanüç eder. ışte bu tarih, Rus’un Âlem-i ıslamın felaketine sebep olan doksanüç dehşetli harbin zamanına ve Risale-i Nur müellifinin tarih-i veladetine tam tamına tevafuku, şüphesiz kasti bir işaret-i gaybiyedir.[12]” Denilmektedir.)

C: Üstâd’ın bu kat’î beyânı ile anlaşılıyor ki, doğum târihinin Rûmî 1293 olduğu, 93 (1877-1878) Harbinin tasdîki ile sâbittir. Nasıl oluyor da Hicrî olduğuna delil gösterilebiliyor!?

* (Barla’lı talebelerinden Hafız Tevfik’in (Göksu) Bediüzzaman’ın doğum tarihi hakkındaki tesbit ve beyanı ise şöyledir: “.. Sonra tarihçe-i hayatında gördüm ki, tevellüdü (doğumu) 1193 tahindedir.. Üstadım ise, 1293’te, tam Mevlana Halid’in yüz senesi hitam bulduktan sonra dünyaya gelmiş.[31]” denilmektedir.
Yukarıda açıkça görülmektedir ki, bahsedilen tarih hicrî tarihtir. Zira, rumî tarih ilk defa, 1840’da hicrî 1256’da Tanzimatla birlikte kullanılmaya başlanılmıştır. Hicrî 1193’te esasen rumî tarih tabi ki kullanılmıyordu.[32])

C: Tevfik Göksu’nun istihrâcını kaynağından ta’kîbe devâm edelim: “.. Üstâdım ise, aynen yüz sene sonra 1338’de Ankara’ya gidip, ..”
Burada sondan geriye, yâni bilinenden bilinmeyene gidip muhterem araştırmacının tesbitinin doğruluğunu kontrol edelim: Üstâd’ın TBMM’de Hoşâmedî ile karşılandığını belirten Zabıt Cerîdesinin târihi, 9 T.sâni 1338-1922 (H. 19 R.evvel 1341). Bu vesîka, araştırmacının hükmünü iskàt eder.. Öyle ise 1293 Rûmîdir.
Tevfik Göksu’nun Bedîüzzamân’ın doğum târihi ile ilgili, yine Yimisekizinci Lem’a’nın ıkinci Emâre’sine hâşiye yapılan bir başka istihrâcı çok sarîh olarak gösteriyor ki, 1293 Rûmîdir.: “.. ya’nî arza bastığın zaman ki, cifirce 1295 Arabî, 93 Rûmî târîhidir ki, târîh-i velâdetine ve Rus Harb-i müdhişine tevâfukla berâber; .."

* (Müellif Necmettin şahiner, Bilinmeyen Yönleriyle B. Said Nursî isimli eserinin[26] ‘Bediüzzaman’ın Hayat Devreleri başlıklı bölümde’; “1876’da doğan, 1960’da 84 yaşında (miladî) fani hayata veda eden Said Nursî’nin yaşam devrinde ayrı ayrı merhaleleri temsil eder.” ıfadesinde Üstadın doğum tarihinin miladî 1876 olarak kaydedildiği görülmektedir.)

C: Yukarıda serdedilen belgelere göre, şâhiner’in 1876 tesbiti de yanlış. Birçok yanlıştan bir doğru çıkmayacağı ise ma’lûmdur. “Bir dâne-i hakîkat bir harman hayâlâta müreccahdır.”

* (Bediüzzaman’ın yaşı ile ilgili olarak tarihçi Cemal Kutay’ın beyanları ise şöyledir: “…Tarikatlar tarihinin ilk iki cildini tamamlamıştı. Ahmet Es’ad Sezai Sünbüllük Hocamız da, yakın dostu Bediüzzaman Said Nursî gibi seksenyedi (87) yaşında fani aleme veda etti. (s. 144) demekte ve; Seksenyedi yıllık ömrünü davasına adamış çileli bir rehberin gayesinin apacık ortaya konulması hakkının: …(2) Hicrî-rumî-miladî seneleri karşılaştırırken, hata etmişim. Bediüzzaman, ikinci meşrutiyete kadar hicrî, hem miladî (Rûmî olmasın? B.T.) seneleri kullanmıştır. Hakîkî ömrü 87 senedir. Keşke 94 yaşına kadar muammer olsaydı da ma’nevî tohumlarının feyzini görseydi.[28] Demekle Bediüz-zaman’ın ömrünün 87 yıl olduğunu ifade etmektedir.)

C: C.Kutay’ın sapla samanı bilerek karıştırdığı tebeyyün etmedi mi ki, zırvaları delil kabûl ediliyor? Zâten yukarıdaki tesbitler onu da iskàt ediyor.

* (Bediüzzaman Said Nursî’nin ilk resmî doğum tarihi beyanı Darü’l Hikmet ül ıslamiye azalığı sırasında kendi imzasını taşıyan 17 Ekim 1921 tarihli beyannamedir. Burada doğum tarihini 1293 olarak beyan etmektedir.)

C: Yukarıdaki tesbitlere göre, bu da Hicrî değil, Rûmîdir.

* (Baştan beri Bediüzzaman’ın kendi beyanları, diğer müelliflerle,talebelerinin beyanları ve resmî vesikaların kayıt ve beyanlarıyla açıklandığı üzere, Bediüzzaman Said Nursî, muhtemelen hicrî-şemsî 1255 yılı 15 şaban’ında ve buna denk düşen hicrî-kamerî, 15 şaban 1293 tarihinde ve yine buna denk düşen yani bunlarla aynı gün ve miladî tarih olan 4 Eylül 1876 tarihinde doğmuştur diyebilmekteyiz.)

C: Muhterem araştırmacı; C. Kutay gibi ipe-sapa gelmez bir adamdan bile deliller getirmeğe çalıştığı hâlde, Bedîüzzamân Dârü’l-Hikmette iken doldurulan nüfus tezkeresi ve eşkâlini bildiren 26 Eylûl 1337-1921 târihli belgeyi ısrarla görmezden gelmektedir. Burada, doğum târihi olarak 1293 ve 1295 gibi iki târih bulunmaktadır. Bu belgeyi yok saymak mümkün mü?

ELHÂSIL: Mevcud belgelere göre, Üstâd’ın doğum târîhi; Rûmî(24 Kânûnievvel-28 şubat) 1293, Hicrî (01 Muharrem-08 Rebîülevvel) 1295, Mîlâdî (05 Ocak-12 Mart) 1878'dir!..
(*): Buradaki 1337'nin sehiv olma ihtimâli kuvvetli(B.T.)
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

2

12.07.2008, 11:53

Teşekkür ederiz kardşim.

Benim her zaman hissim Üstad'ın şubat 1878'de doğduğu idi. Ama o zamanlar pek çok meseleye dünya dürbünü ile bakıyordum.

Diyordum Üstad gibi özgürlüğüne düşkün olan biri ve dünyaya böyle yeniden düzenleyen ölçüler veren biri ancak Kova burcu olabilir.


Umarım bu ölçüsüz hissim bu güzel çalışmaya perde olmaz. Sadece yazmak istedim.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

3

12.07.2008, 12:03

Alâka ve takdirleriniz için teşekkür ederim. Duâ yerine geçer inşâallah.
Bilmukàbele muhabbetler sunuyorum.
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

4

12.07.2008, 14:07

Abi Allah razı olsun, bu konuyla (araştırma konuları) özel olarak kendiniz mi ilgilenmektesiniz yoksa bir grup çalışaması mıdır?
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

5

12.07.2008, 14:21

Maalesef ferdî.. Keşki grup çalışması olabilse idi..
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

6

12.07.2008, 18:08

Tebrik ediyoruz abi,Bu mesele kati derecede ortaya konuldugu halde,Ustadin dogum tarihini hala 1876-1877 gosteren eserler yayinlanmakta..Umariz bu ssehivler biran once duzeltilir..
Calismalarinizda basarilar diliyor,insallah grup halinde calisma imkanina kavusursunuz diyorum.

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

7

12.07.2008, 23:20

Teşekkür ederim Auburn Kardeşim,
Yanlışların yanlışlığını kabûl etmek gerçekten çok zor. R.N.Araştırma Enstitüsü, yanılmıyorsam 2000 yılında 1878'i i'lân ettiği hâlde hâlâ kendi yazarlarımız bile zaman zaman yanlış yazıyorlar. Çok duâya ihtiyaç var .. Fakîrin yaşı 63'ün sonları.. Henüz takım çalışması mümkün olmadı. Tashih mes'elesi hayli ihmâl edilmiş. Kesif bir çalışma gerektiriyor. Gönüllüler çıkarsa çalışabiliriz..
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

8

14.07.2008, 18:00

Bilâl Hocam daha çok ham'ım, ama inşaAllah ılahiyat fakültesinde akademisyenliğe başladığım zaman ilk işim bu tür çalışmalara katılmak ve organize etmek biiznillah. O yüzden aslında sizler biz gençler için bulunmaz nimetlersiniz. Bu tür araştırmaları müelliflerinin de izinleriyle derleme yapıp ilerde değerlendirmek benim için onur verici olacaktır.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

9

14.07.2008, 18:20

MasaAllah kardesimize, Allah gerceklestirmeyi nasip etsin insaallah :)
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

10

14.07.2008, 18:38

bir_damla_nur Kardeşim, Zehracan Kardeşimin duâlarına cân ü gönülden katılıyorum. Rabbim menzîl-i maksûdunuza nâil eylesin inşâllah.. Sizde bu cevher var. Bence hemen başlasanız..
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

11

14.07.2008, 18:41

Allahümme Âmin! Estağfurullah, teveccühleriniz beni çok mutlu etti. Sizin gibi mübareklerin yüzü suyu hürmetine Rabbim işlerimizi kolaylaştıracktır inşaAllah..
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

12

14.07.2008, 19:11

bir_damla_nur Kardeşim,
Ne hoca ne mübâreğim. Rabbim duâ olarak kabûl etsin.. Yaşım i'tibâriyle ağabeyliğe kabûl ederseniz sevinirim.
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

13

14.07.2008, 20:12


"Rif'at istersen eğer mihr-i cihan-ârâ gibi
Sür yüzün hergün yere, eyle tenezzül mâ gibi."


ınşaAllah Bilâl Ağabey. Bundan sonra kabul edersiniz inşaAllah bu hitabımı. Bilgilerinizden istifade etmek beni katrelerden ummanlara ulaştıracaktır.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

14

14.07.2008, 20:52

Estağfirullâh Kardeşim, teveccühlerinizin keşki binde birine lâyık olsam.. Fi'lî ve kavlî duâlarınızla Rabbim sizi ve emsâlinizi ummanlara ulaştırsın inşâallah.
Paylaştığınız beyt te çok hoş..
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

15

18.07.2008, 20:36

Bittabîî, T. Hayât'taki 1873 târîhi ve Muhterem A. K. Badıllı Ağabey'in 1877 tesbiti de Mustafa Süzen ve N. şahiner'in 1876 tesbitleri gibi yanlış.
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

16

30.07.2008, 15:32

Re: Bedîüzzamân'ın Doğum Târîhi 1876 Olabilir mi?

Alıntı sahibi ""Bilâl Tunç""


ELHÂSIL: Mevcud belgelere göre, Üstâd’ın doğum târîhi; Rûmî(24 Kânûnievvel-28 şubat) 1293, Hicrî (01 Muharrem-08 Rebîülevvel) 1295, Mîlâdî (05 Ocak-12 Mart) 1878'dir!..
(


Peki böyle büyük bir Zatın doğum tarihi mübarek bir güne denk gelmiş olması beklenilmez mi?

Bence Üstad'ın 10 Muharrem 1295 tarihinde doğmuş olma ihtimali kuvvetlidir.

Oda 15 Ocak 1878' e tekabbül eder.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

17

30.07.2008, 20:01

Re: Bedîüzzamân'ın Doğum Târîhi 1876 Olabilir mi?

Bence de.. Ancak kat'î hüküm için cerhedilemez delîle ihtiyâç var.. Hangi gün olursa olsun, Onun doğumuyle zâten mübârek olur diye düşünüyorum.
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

18

02.08.2008, 01:23

Bir baska konuda,Said Nursi`nin hayat safhalari.Risale-i Nurlarin cumlelerinede yansimis olan bu hayat safhalarini `Eski Said`, ` Yeni Said` ve `Ucuncu Said` olarak biliyoruz.Fakat Risalelerde cok acik bir bicimde bizlere sunulmadigindan olsa gerek,bu hayat safhalarinin ilk ikisi ile ustada biyografi hazirlayan yazarlar var.
Burdada bir `delil calismasina` ihtiyac var.Bilal agabey:)

Rabbim kaleminize kuvvet versin,sevkinizi arttirsin,dogru bilgilere sizi vesile yapsin insallah..

Bilâl Tunç

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "Bilâl Tunç"

Mesajlar: 360

Konum:

Meslek:

Hobiler: 1- tashih, 2- Osmanlıca, 3- arıcılık

  • Özel mesaj gönder

19

02.08.2008, 19:39

Burayı tam anlayamadım. Örneklendirebilir misiniz?

Alıntı sahibi ""Auburn""

bu hayat safhalarinin ilk ikisi ile ustada biyografi hazirlayan yazarlar var.
Burdada bir `delil calismasina` ihtiyac var.Bilal agabey.


Bana kalırsa ihtiyâç gördüğünüz çalışmaya hemen başlayın. Kardeşlerimizin de yardımcı olacaklarına, elbirliği ile güzel birşeyler ortaya çıkacağına inanıyorum.

Duâlarınıza "Âmîn!..". Hep berâber inşâallah..
CEMÂATDE VÂHİD-İ SAHÎH OLMAZSA; CEM' VE ZAMM, KESİR DARBI GİBİ KÜÇÜLTÜR. [Hakîkat Çekirdekleri (73)]

20

15.08.2008, 05:58

Cevabim biraz gec olmus olacak,hakkinizi helal ediniz..
Yani Ustadin `Eski Said` ve `Yeni Said` donemini kabul edip `Ucuncu Said` diye bir donemi kabul etmeyen(veya bilmeyen) yazarlar var.Daha dogrusu `Ucuncu Said` devresini icermeyen biyografi tarzi calismalr var.Ornek vermek isterdim suan hatirimda degil,tevafuk ettigimde paylasacagim.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir