EVVELA
Osmanlıca okuyanları ve okumak için gayret gösterenleri yürekten tebrik ediyoruz. Keşke herkes okuyabilseydi. En güzeli buydu. Ancak "bazen hasen ahsenden daha ahsen olur" diyor Üstadımız... Yani bazen güzel daha güzelden güzel olabiliyor... İSLAM HARFLERİYLE RİSALE-İ NURLARI OKUMAK ŞEREFTİR Okuyanlar, yazan abilere dua etmeli, yazanlar da okuyan abilere dua etmelidirler. Yoksa hem gelen neslin kafasını karıştırır ve hem de aleyhimizdeki, cereyanların ekmeğine yağ sürmüş oluruz.
Nitekim,
Asrımızın islam harflerine yabanileşmiş milletine karşı bediüzzaman , Risaleinurları Latin harfle basması konusunda Tahir abiye emir veriyor.. .
bastrımıştır. Bu iki durumu birlikte ele almak lazımdır. Aksi taktirde Bektaşilik yapmış oluruz.
mektupta yer alan ifadeler Üstad'ındır. Sadece bir kaç risale için müsaade istediği de doğrudur. Ancak aynı Üstad hayatta iken, bütün Külliyat'ın Latinceye çevirmesine müsaade etmiş ve
Malum, içkinin yasaklanması bir kaç aşamada gerçekleşmiştir. Ama Bektaşi son ayeti değil, ilk ayeti ölçü almaya çalışır. Namaza içki ile yaklaşmayın ayetini dikkate alırsanız, sadece namazdan önce içilmez, başka zaman içilir manası çıkar. Ama sonraki ayet bütün bütün yasaklar. Artık son ayet ölçü alınacaktır.
Aynen öyle de Üsdamız'ın bu konudaki son uygulamalarına bakmak lazımdır. Kaldı ki maksat lafız değildir, manadır. Nitekim TABİAT RİSALESİ Üstadımız Arapça yazmıştır. Ancak Arapça bilenler az olduğu için fazla rağbet görmemiştir. Bu nedenle Üstadımız, onu Türkçe olarak tekrar yazmıştır. İsterseniz bu konuyu Üstadımızdan dinleyelim:
"1338'de Ankara'ya gittim. İslâm Ordusunun Yunan'a galebesinden neş'e alan ehl-i imanın kuvvetli efkârı içinde, gayet müthiş bir zındıka fikri, içine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için dessâsâne çalıştığını gördüm. "Eyvah," dedim. "Bu ejderha imanın erkânına ilişecek!" O vakit, şu âyet-i kerime bedâhet derecesinde vücud ve vahdâniyeti ifham ettiği cihetle, o zındıkanın başını dağıtacak derecede Kur'ân-ı Hakîmden alınan kuvvetli bir bürhanı, Nur'un Arabî risalesinde yazdım. Ankara'da, Yeni Gün Matbaasında tab ettirmiştim. Fakat maatteessüf Arabî bilen az ve ehemmiyetle bakanlar da nadir olmakla beraber, gayet muhtasar ve mücmel bir surette o kuvvetli bürhan tesirini göstermedi. Maatteessüf, o dinsizlik fikri hem inkişaf etti, hem kuvvet buldu. Bilmecburiye, o bürhanı Türkçe olarak bir derece beyan edeceğim. O bürhanın bazı parçaları bazı risalelerde tam izah edildiğinden, burada icmâlen yazılacaktır."23. lema kastamonu lahikası 85.mektup 1956 yılında galiba neşre koyuldu ve
Herkese ısrarla yazınız demek yanlış olduğu gibi, Hatt-ı Kur'anla yazmak dönemi geçmiştir, demek de o kadar yanlıştır....
Risaleler mutlaka Hatt-ı Kur'anla yazılmalı, aksi taktirde onlar risale değildir. Ve latince yazanlar Nur Talebesi olamazlar gibi bir durum ve tavır da, ancak ve ancak tassub eseri olabilir. Böyle bir yaklaşım, vesileyi gayeden daha üstün tutma ve gayeyi vesileye feda etmek gibi bir yanlışı netice verir...
Yazıya tahşidat yapmak, okumaya önem vermemek demek değildir. Kur'anın ilk emri oku'dur. Ancak başka ayette de, "kalemle ilmi öğreten odur" demekle yazmaya da dikkat çekiyor
üstadın bu konu ile alakalı son söylediği sözdür
ve burdada gayet açık üstad ne diyor :
bir manevi ihtar ile yeni harflerle basıma izin verildi
...
Önemli olan, iman hizmeti degil mi? Latince olmuş veya osmanlica, bu niye bu kadar büyütülmemeli .Mesela K.Kerimi arapcasindan okmasini bilmeyen birine, mealinide okuyamazsin denir mi? Mealiniden okur, arapcasini da ögrenmeye gayret etmsi tavsiye edilir.Üstad dar dusuncelerden hoslanmazdi. herkes okusun da, hangisinden okursa okusun. Ama biz hep birbirimie dua edip tebrik edelim insallah... Gerisi Dar Düşünceler Dar Görüşler...
Kuran Ve İman hizmeti Noktasında risale-i nurlarda geçen ibareler çok dikkat çekicidir , nitekim üstat bediüzzaman hz bazı talebelerini latin harflerle basmak noktasında direktif verirken Şualar adlı eserinde görüyoruz ki , Yazısı güzel olanlar yazıya devam etsinler diyor . Bizim burada anladığımız Herkesin Bütün camianın Hizmeti bize Lazım , ve Canı Gönülden Dİyorum ki Eğer ki yazan kardeşlerimiz olmasaydı Elbette başta biz elimize mürekkeplerimizi Alır bizler yazmaya başlardık... Bediüzzaman hz. bütün içtihadından anladığımız bu 2 hizmet biribirisiz olmaz olamaz !!!
Serdengeçti...
el emine emanet olun