Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

kevser

Stajyer

  • Konuyu başlatan "kevser"

Mesajlar: 58

Konum: BURSA

Meslek: Ögrenci

  • Özel mesaj gönder

1

23.03.2008, 18:32

mesnevi de geçen dört hastalık hakkınnda.. acil yardım!

selamün aleyküm
mesnevi-i nuriye de geçen dört çeşit hastalıktan( yeis ucb gurur suizan ) ucb ve gurur arasındakifarkı birtürlü ayıramadım. Bir ayrım mutlaka vardır ki üstad ayrı ele almış. Birkaç fikir oluştu kafamda ama emin olamıyorum.Saat 19.00 da ders var. Bu sorunun cevabını alabilirsem gerçekten çok memnun olacağım... Allah razı olsun şimdiden.
Ey Risale-i Nur! Seni söndürmek isteyen bedbahtların necm-i istikbali sönsün. ızzet ve ikbali, şan ve şerefi tersine dönsün. Sen ölmez ve sönmez bir nursun...

2

30.03.2008, 00:30

A.selam kardeşim.

Gerçi daha tecrübeli ve ihlaslı kardeşlerimiz daha uygun cevap verebilrler ama kendim şöyle düşünüyorum.

Ucb bir şeyde çok ileri gitmek, aşırıya gitmek demek oluyor ama gurur yapmış olduğu küçük ya da büyük iş ayrımı yapmadan her işinde büyüklenmek anlamına geliyor. Aslında ucb biraz daha olaylara özel. Gururlu insanın her işine bu kötü hasleti sirayet etmiş oluyor. Ucb sanki biraz daha olay ve işlere özelmiş gibi. Ben naçizane böyle anladım.

Selametle..

kevser

Stajyer

  • Konuyu başlatan "kevser"

Mesajlar: 58

Konum: BURSA

Meslek: Ögrenci

  • Özel mesaj gönder

3

09.04.2008, 17:02

paylaşımınız için Allah razı olsun...derstede buna benzer bir açıklama yaptılar zaten. Selametle....
Ey Risale-i Nur! Seni söndürmek isteyen bedbahtların necm-i istikbali sönsün. ızzet ve ikbali, şan ve şerefi tersine dönsün. Sen ölmez ve sönmez bir nursun...

4

09.04.2008, 18:09

Alıntı sahibi ""Mesnevi-i Nursiye - Katre""



.........
.........

ıkinci hastalık: "Ucb"dur.

Arkadaş! Yeise düşen adam, azaptan kurtulmak için, istinad edecek bir noktayı aramaya başlar. Bakar ki, bir miktar hasenat ve kemâlâtı var. Hemen o kemâlâtına bel bağlar. Güvenerek der ki: "Bu kemâlât beni kurtarır, yeter" diye bir derece rahat eder. Halbuki, a'mâle güvenmek ucbdur, insanı dalâlete atar. Çünkü, insanın yaptığı kemâlât ve iyiliklerde hakkı yoktur. Mülkü değildir; onlara güvenemez.

Hem insanın vücudu ve cesedi bile onun değildir. Çünkü kendisinin eser-i san'atı değildir. O vücudu yolda bulmuş, lakîta olarak temellük de etmiş değildir. Kıymeti olmayan şeylerden olduğu için, yere atılmış da insan almış değildir. Ancak, o vücut, hâvi olduğu garib san'at, acip nakışların şehadetiyle, bir Sâni-i Hakîmin dest-i kudretinden çıkmış kıymettar bir hane olup, insan o hanede emaneten oturur. O vücutta yapılan binlerce tasarrufattan, ancak bir tane insana aittir.

Ve keza, esbab içerisinde en eşref, en kuvvetli bir ihtiyar sahibi insan iken, ef'âl-i ihtiyariye namıyla kendisine mal zannettiği ef'âlin ekl, şürb gibi en âdi bir fiilin husûlünde, yüz cüz'ünden ancak bir cüz'ü insana aittir.

Ve keza, insanın elindeki ihtiyar pek dardır. Havâssının en genişi hayal olduğu halde, o hayal akıl ve aklın semerelerini ihata edemez. Bunları, bu kadar büyük iken, nasıl daire-i ihtiyarına idhal edip, onlarla iftihar ediyorsun?

Ve keza, şuurî olmaksızın, senin lehine ve aleyhine çok fiiller cereyan etmektedir. O fiiller şuurî oldukları halde, şuurun taallûk etmediğinden sâbit olur ki, o fiillerin fâili bir Sâni-i Zîşuurdur. Ne sen fâilsin ve ne senin esbabın... Binaenaleyh, mâlikiyet dâvâsından vazgeç. Kendini mehasin ve kemâlâta masdar olduğunu zannetme. Ve kat'iyen bil ki, senden sana yalnız noksan ve kusur vardır. Çünkü, sû-i ihtiyarınla, sana verilen kemalâtı bile tağyir ediyorsun. Senin hanen hükmünde bulunan cesedin bile emanettir. Mehasinin hep mevhubedir; seyyiatın meksûbedir. Binaenaleyh "Mülk Onundur; hamd de Onadır; havl ve kuvvet ise ancak Ondandır." de

Üçüncü hastalık: "Gurur"dur.

Evet, gururla, insan maddî ve mânevî kemâlât ve mehasinden mahrum kalır. Eğer gurur saikasıyla başkaların kemâlâtına tenezzül etmeyip kendi kemâlâtını kâfi ve yüksek görürse, o insan nâkıstır. Böyle insanlar, malûmat ve keşfiyatlarını daha yüksek görmekle, eslâf-ı izâmın irşadat ve keşfiyatlarından mahrum kalırlar. Ve evhama mâruz kalarak, bütün bütün çizgiden çıkarlar. Halbuki, eslâf-ı izâmın kırk günde yaptıkları bir keşfiyatı, bunlar kırk senede bulamazlar.


....
....


Yukarıdaki kısımdan anladığım şey, ucb yani ameline güvenmek insanı gurura götürüyor. Gurura girdiği zaman da kendi nefsini beğenip, temize çıkarma mücadelesi içerisinde oluyor.

Tabi bu mesele üzerine koskoca kitaplar yazılmış. Ben sadece akla kapı açmak için çok özet bir bilgi verdim.

5

10.04.2008, 11:17

Aslında yazılanları okuduğumuzda ucb ve gururun arasındaki farkı öğrenmiş oluyoruz. Ama öğrenmek kafi değil. Nice öğrenenler varki öğrendiklerini tefekkür ile uygulanabilir hale getirmediği için ya unutuyor veya bilgi yığınlarına atılan boş bir meta halini alıyor.

Demek öğrenilen şey hemen tefekkür tezgahından geçirilip hamlıktan çıkarılıp ürün halini almalı. Yoksa bir değeri kalmıyor.

Mesela, ucbu ve gurur öğrendik. Hemen kendi ucb ve gururlarımızı düşünüp tamir edelim.

Mesela, biri işsiz. ış arıyor. ış aramak için gerekli fiilleri yapıyor. Başvurular, mülakatlar gibi. ış bulmasının buna bağlı olduğunu düşünmek ucbdur.Oysa o başvuruların Allah'ın adetullah'ına muvaffak düşmesi için yapmak ve nasibi Allah'tan umak gerekiyor.

Ayıp olmasın aslında bu meseleyi -kendime- en güzel anlatabileceğim örnek "eşek" örneği.

Hani derler "Eşeği sağlam kazığa bağla"
ışte ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayıp, artık o fiilimden dolayı eşeğimin güvende olacağını düşünmem ucbdur. Oysa devamı olan "sonra Allah'a tevekkül et" doğru olan yoldur. Zira, koruma işini yapan benim fiilim değil, o fiili yaratan ve bana öğretendir.

Mesela, ben çıkıp desem "Ne güzel akıl ettim. Eşeğimiz sağlam kazığa bağladım. Ne kadar akıllıyım" O işte gurudur.

Neyse. Ben böyle anladım.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

6

10.04.2008, 11:23

Ceka ağabeyim benim anladıtımımı örneklendirerek meseleyi gayet güzel bir şekilde aktarmışsınız. Allah razı olsun.

7

10.04.2008, 11:26

Aslında benim yazdığım bir noktası. Mesela, gururun maddi manevi kemalata nasıl mani olduğu da incelenmeli.

Çok boyuttan bakabilmeli.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

10.04.2008, 11:27

Tamam ağabeyim, bekliyoruz incelemelerini :wink:

9

10.04.2008, 11:52

Beraber inşaallah. :D

Hem böylece forumu asıl mecrasına tekrar taşımış oluruz. Zira, -en büyük sebebi ve suçlusu benim olduğum siyasi depremden sonra- gördüğüm kadarı ile forum asıl mecrasına bir türlü giremiyor.
Hep beraber, özellikle müdavimlerin gayreti ile bunu sağlamak lazım.

muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

10

10.04.2008, 16:21

Olur abicim, çok da güzel olur inşallah.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir