Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

01.03.2008, 11:50

şam Sempozyum Notları

Bediüzzaman Nursi'nin 'şam Hutbesi' yeniden okundu

100 yıl sonra tarih tekerrür etti

Bediüzzaman Said Nursi'nin Hutbe-i şamiye isimli nutku 100 yıl sonra yeniden okundu.

100 yıl önce şam Emevi Camii'nde 10 bin kişilik bir topluluğa Hutbe-i şamiye isimli nutkuyla hitap eden Bedüzzaman Said Nursi'nin aynı nutku, tam bir asır sonra aynı minberde yeniden okundu. 100 yıl sonra şam'da, eserleri 40 ayrı dünya diline çevrilen Bediüzzaman vardı…
Bediüzzaman Said Nursi'nin, bir asır önce çağın problemlerine merhem olarak sunduğu Hutbeyi şamiye, tüm 100 yıl sonra şam'daki Emevi Camii'nde bir kez daha minbere çıktı. Zaman, mekan, şartlar farklıydı, hutbeyi, okuyanlar, dinleyenler ve tartışanlar da… Ama Said Nursi'nin Hicri 1329'da, yani 100 yıl önce Doğu'nun ve insanlığın sorunlarıyla ilgili yaptığı tespitler ve ortaya koyduğu çözüm önerilerinde hiçbir değişiklik yoktu… Bir asır öncesinden bugüne seslenen Sadi-i Nursi'nin Hutbeyi şamiye'si, onlarca ilim ve fikir adamının katıldığı bir sempozyumla derde deva niyetine bir kez daha okundu, bir kez daha tartışıldı… O gün, şam'da tek başına olan Bediüzzaman bir asır sonra eserleri 40 ayrı dünya diline çevrilmiş, Risale-i Nur Külliyatı adlı 130 parçalık seti milyonlar satan Best Seller olmuş, öğretisi hemen dünyanın her köşesine ulaşmış bir Müslüman bilge olarak oradaydı…
SAıD NURSı NE DEMışTı
şam tarih demek, şam medeniyet demek, şam kültür demek… şam Peygamberlerin, sahabilerin, evliyaların, Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin ayak bastığı kutlu mekân. Tarih boyunca neredeyse tüm milletlerin hüküm sürdüğü, Firavunların, Hz. ısa ile aynı dili konuşan Aramilerin, ıbranilerin, Babillerin, ıran Hükümdarı Keyhüsrev'in, Büyük ıskender'in şehri şam… Romalılar, Abbasiler, Eyyübiler, Memluk ve Timurlar, Selçuklular, Osmanlılara diyar olmuş şam… Ve Suriye Arap Cumhuriyeti' nin başkenti şam… ınsanlık tarihi kadar eski bir şehir olan şam, geçtiğimiz günlerde bir tarihe daha tanıklık etti… Said Nursi'nin Hicri 1329, Miladi 1911'de şam Emevi Camii'nde 10 bin kişilik bir topluluğa verdiği hutbe, aradan bir asır geçtikten sonra bir kez daha okundu. Bediüzzaman, okunduğu gibi önce Arapça daha sonra Türkçe olarak yayınlanan şam Hutbesi'nde Avrupalıların ilerlemelerinin ve bizim geri kalmamızın sebebinin altı temel hastalık olduğunu vurguluyor ve bu sebepleri şöyle sıralıyordu: "Ye'sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi. Sıdkın, doğruluğun sosyal ve siyasal hayatımızda ölmesi; adavete, yani düşmanlık-çatışma- kutuplaşmaya muhabbet- imanlı insanları birbirine bağlayan rabıtaların bilinmemesi, istibdat ve şahsi menfaatlerin her şeyin üstünde tutulması…"
ÜMıDı YıTıRME, ıSTışARE ET…
Bediüzzaman, 100 yıl önce tespit ettiği ve bugün de hala altına imza atılan bu altı hastalığa karşı ilaçlarını, reçetelerini de kendi üslübuyla şöyle ortaya koyuyordu: "El emel." Yani, rahmet-i ılahiden kuvvetli ümit beslemek. Eğer biz ıslam ahlakını ve olgunluğunu hayatımızın her safhasında uygulasak, sair dinlerin tabileri de ıslam'a girerler. Kur'an bize; "Aklına bak. Neden bakmıyorsunuz? ıbret almıyorsunuz? Bil! Meşveret et!" der. Bu hitaplar bizim içindir. Sıdk ve doğruluk içtimai hayatımızın temelini teşkil eder. Riyakarlık, yalancılık, dalkavukluk alçakça bir yalancılıktır. Evet, her söylediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değildir. Her söylediğin hak olmalı; fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yok. Muhabbete en layık şey muhabbettir. Ve husumete en layık sıfat husumettir. Biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yok!"
şAM SEMPOZYUMU'NDA NELER OLDU?
100 yıl öncesinden çıkıp gelen bu tavsiyelerin bir kez daha dillendirildiğ i, bizim de tanıklık ettiğimiz "Hutbe-i şamiye; Kültür ve Miras Sempozyumu" Kur'an ve Cevşen tilaveti ile başladı. Sempozyumun onur konuğu ve himayecisi Suriye Diyanet ışleri Bakanı Prof. Dr. Abdussettar es-Seyyid toplantının iki ülke adına kültürel yakınlaşmaya ve fikirlerin paylaşıma açılmasına önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı. ıstanbul'dan Said Nursi'nin yaşayan talebelerinden Mehmet Fırıncı'nın yaptığı konuşma ise Türkiye'deki Bediüzzaman'ın sözlerine kıymet verenlerin selamı gibiydi: "Üstadın 100 yıl önce bu topraklarda verdiği konferansın anlam ve önemi hem Suriye için hem Türkiye için çok önemlidir. Çünkü ortak dertlerimize derman üretmeye yönelik fikirsel ve düşünsel bir arayıştı bu açılım. Hamdolsun bir asır sonra tekrar Bediüzzaman'nı n görüş ve düşüncelerinin siz değerli ıslam alimleri tarafından tartışmaya açılmış olması bizleri ziyadesi ile bahtiyar etmiştir." Sempozyumda fikirlerini paylaşanlar arasında kimler yoktu ki: Prof. Dr. Ramazan el Buti'den, Prof. Dr. Ali Karadaği'ye, Prof. Dr. Muhammed Hasan el-Buğa'dan Dr. Sadık Derviş'e, Dr. Adnan El Saka'dan şam Genel Müftüsü Dr. Abdulfetteh El Bezm'e kadar… Sempozyumun sonuç bildirgesinde Bediüzzaman'ın aydınlatıcı vasıflarına vurgu vardı.
OSMANLI şAM'DA NELER YAPTI
Sempozyumda içimize güzellik adına ne varsa doldurduktan sonra sokaklardaki taş duvarlarının her santimetrekaresine tarihin kokusu sinmiş şam'ın caddelerine dağıldık. şam, tarih boyunca hüküm süren devletler arasında en çok hizmeti Osmanlı döneminde almış. "Kültür ve tarih cenneti" olarak kabul edilen kardeş ülke Suriye'nin başkentinde yüzü aşkın Osmanlı eseri bulunuyor. şehre ilk adım atan hükümdar Yavuz Sultan Selim'in izleri hala taze.. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan'ın yaptığı Süleymaniye Camii ıstanbul'daki adaşının küçük bir kopyası olarak ayakta duruyor. şam'ın ortasından geçen Hicaz Demiryolu ise ecdadın imzasını şehrin orta yerine attığının resmi… Hicaz Demiryolu, Mekke, Medine ve Kudüs'ün son halkası olarak kabul edilen şam'a verilen kutlu belde payesinin de ispatı… Yine son Osmanlı Padişadı Vahdettin de şam'da dedesinin yaptığı Süleymaniye Külliyesi'nde istirahatta…
PEYGAMBER METHıNE LAYIK
"Allah'ım şam'a bereket ver, Allah'ım şam'a bereket ver, Allah'ım şam'a bereket ver." duasıyla şam'a asıl payeyi veren ise Peygamber Efendimiz… Bir diğer Hadis'de ise atiye ilişkin bir mucize saklı: "Mekke'den Medine'ye hicretten sonra bir hicret daha olacak. Arzın hayırlısı ıbrahim'in hicret ettiği yere hicret etsin." şam Hz. ısa'nın annesi Hz. Meryem ile Mısır'dan hicret ettiği, on yıl gibi uzun bir süre kaldığı ve Peygamberlik gibi ulvi ve ağır vazifeyi omuzlarına alıp tekrar Kudüs'e hicret ettiği mekân.
SURıYE'Yı ZıYARET EDıN
Suriye, şam'ın yanı sıra Halep, Hama ve Lazkiye gibi şehirleriyle görüp gezilmesi gereken yerlerden… Suriye, Halep ipekleri, telkari işçiliği ve kakmacılığı ile ünlü. Yine şam fıstıkları ve tatlıları da meşhurları arasında… şam'da; Hamidiye çarşısı, Suk el -Hamda ve Su el-şa'lan, Halep'te ise; Kapalı çarşı, Ba'bül Farac alışveriş için uygun. Dolar, Avro ve YTL geçiyor. Suriye'de taksi ile ulaşım çok ucuz. 1-2 YTL'ye her yere gidebilirsiniz. Alışverişlerde pazarlık yapmayı unutmayın. Gezebileceğiniz önemli yerler ise şam'da Hamidiye Çarşısı, Halep'te, Halep Kalesi, Halep Kapalı Çarşısı, Bimaristan. Hama'daki Asi nehri üzerinde bulunan dünyanın en eski su değirmenleri ve su dolaplarını görmelisiniz.
Ey Hayy ve Kayyûm olan! Hayy ve Kayyûm isimlerin hürmetine, bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla doğru yolu göster. âmin. Sözler

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir