Muhabbet Fedâileri

Hollanda’da beyaz örtü
Hollanda’ya çok güç şartlarda ve duâlarla birlikte indik. Havada nadiren uçak görülmektedir. Avrupa’nın bu bölgelerinde son geçtiğimiz haftada bin uçak seferi iptal edilmiş. Hava meydanları, kara yolları tamamıyla karla kaplı, buz ve soğuk had safhada, hayat bir nevî felce uğramış. Görüştüğüm can dostlarından Nusret beyler, İdris, Yahya, Haluk ve Seyfeddin efendiler ve emsâli can dostları hep bir ağızdan “30-40 yıldan beri böyle bir kışı görmedik. Hollanda aniden yakalandı. Okyanusun 10 metre aşağısında bulunan Hollanda devlet ve milleti İnşâallah bir çare bulacaktır“ dediler.


İnerken ellerim yüzümde gözyaşları içinde idi, yanımdaki bir emekli subay “Neden böylesiniz?” dedi. Cevaben: “Her şey Onun elinde. Kar’a, yağmura, sema ve zemine hükmeden O. Şu anda O’ndan başka kime sığınacağız, kimden medet umacağız? İsterse uçağı buzun üstünde tutar, isterse yere çakar. Esbab bilkülliye sukût etti, başka ne çaremiz var? Söylesene” dedim ve o da başını öne eğerek tek kelimeyle “Allah” dedi.
Elbette bizler inanan, iman eden, kâinatın sahibini bilen ve temâşâ eden kişileriz. Bu ayrı bir tecellî, inkârı kabul edilmez bir lûtf-i İlâhîdir ve biçilmez bir pahadır. İman ne aziz bir nimet, ne muhteşem bir ikram-ı Rabbânîdir. Her acının içinde ve her türlü zorluğun içinde ruhun cennetâsâ olması ve yaşayarak idrak etmesi, insan-ı kâmil olmanın tasavvufî bir basamağıdır. Bu mânâda can dostlarının da olması ayrı bir sürur ve güzelliktir.
Hollanda’nın Den Hang (Lahey) şehrinde, seminerler verdiğim mütevazi Bediüzzaman Camii’nde, “beyaz örtü”nün altında ve üstünde duracağımız bir çok ders ve sır vardır inancımı ifade ettim. Bediüzzaman Hazretlerinin döneminde Türkiye’mizde mukaddesât adına her şeyin yasaklandığı dönemlerdeki müthiş bir kışta, Hz. Bediüzzaman hizmetindeki kahraman talebelerine der ki: “Araştırın, ceridelere bir bakın, acaba İslâmiyet aleyhinde zındıkanın bir çalışması mı var?”
AB çatısında İslâmiyet ikinci din olarak görülmektedir. İlim adamları ve hakperest araştırmacıların “2030 ve 2050’lerde Avrupa’da İslâmiyet hâkim ve hükümran olacaktır” beyanları vardır. İngiltere’de 1000 cami, Almanya’da 2600 cami, Hollanda’da 450 cami ve emsâli ülkelerdeki camiler, İslâmî okul ve medreselerin tanzim ve varlığı ve buraların tıklım tıklım dolması, kıskanç, radikal ve dıştan kundaklı kişileri her zaman harekete geçirebilir ve bunların da akim kalması için kudretin beyaz örtüde bu tecellîleri görülebilir. Avrupa’da ve bütün dünyada muhteşem İslâmî inkişafı engellemek ve birlik ve beraberliği bozarak fütuhatlara takoz devamlı konulabilir. Fakat Saf Sûresi’nin 8. âyeti hepsine birden cevap vermektedir ve görülmektedir.
Beyaz örtüdeki kar taneciklerine sosyal ve içtimâî hayatımızın dışında tevhid noktasından bakıldığında; son yapılan tesbitte 80 yıllık bir ömür içinde, bir ilim adamı, yağan kar taneciklerinden 3 bin tanesinin fotoğrafını çekiyor. Bu çekilen fotoğraflar büyük mercek altına alındığında hiçbir kar tanesinin birbirine benzemediği ortayı çıkıyor ve o zat diyor ki: “Bunlar gösteriyor ki, dünyanın kuruluşundan bugüne kadar inen kar tanecikleri birbirine benzememiştir.”
Bu cihetle bakıldığında da, çok hikmetlerin bulunduğu aşikârdır. Yerden, karadan ve havadan bu harika beyaz örtüyü seyretmenin ve “ilmelyakîn, aynelyakîn ve hakkalyakîn” müşahede etmenin derûnî mânâları ve hikmetli sırları mevcuttur. Bütün bu dondurucu soğuğa rağmen Hollanda’daki mânevî hizmetler, bizlere İslâmın baharını göstermekte ve sevinç gözyaşları da buharı olmaktadır. Nice baharlar, nice çiçekler açacaktır İnşâallah. Karın altında bahar, baharın üstünde kar…
24.12.2010

Halil USLU
haliluslu1951@mynet.com