Muhabbet Fedâileri

Ağabeyler Anlatıyor-4, Ömer Özcan yeni piyasaya çıkmış olup bu kitaptan bazı nakiller alacağız.Kitapta Üstadın ilk defa yayınlanan bazı fotoğrafları ve orjinal hatıralar var.Sav'lı Efe Şükrü, Yakup Cemal ve Kemal Ural gibi ilk defa hatırası alınanlar var.Üstad'ın şeceresi,sesi,teybi,tevafuklu kur'an için Hüsrev Abey'e verdiği 196 altın ve kesesi de Mustafa Köklükaya'da mahfuz.Ömer Özcan bu kitapları gece sabaha kadar derlediğini, Abeylerin rüyasına girdiğini, ağlayarak yazdığını (anlatanlar da ağlıyor), 5. cildinin de çıkacağını söylüyor.
Atıf Ural'ı anlatanların ortak kanaati onda bütün meziyetlerin toplanmış olması,ipek gibi mütevazi olması ve onu anlatmaktan aciz olduklarını itiraf etmeleri.Atıf Ural 33 yaşında vefat ediyor.Sözler'i ilk defa yeni yazıyla 5 bin adet basıp masonların belini kırıyor.
Emirdağ Çarşı Camii İmam-Hatipliği yapmış olan Hafız Namık Şenel Üstad'ın emriyle Üstad'ın evinde Üstad'a teravih'den sonra Sahura kadar 15 cüz okuyup 2 günde hatim ederek kadir gecesine kadar böyle devam ediyor.
Ahmed Feyzi Kul rüyasında Üstadın dilini yarım saat emdikten sonra natıkası açılıyor.Afyon mahkemesi müdafaasında bütün avukatlar etkilenip hayran kalıyorlar ve ''diplomalarımızı yırtalım'' diyorlar.
Abdurrahman Şeref Laç Manyas'a Bir Abeyin müdafaası için taksiyle geliyor.İnince yüzü tozdan görülmeyecek halde.Para teklifini redediyor ve ''biz de malımızla cihad edelim'' diyor.
Şahide Yüksel'in kızı Ülker 16 yaşında 16. talibi olan Kemal Ural ile Üstad'ın izniyle evleniyor.
Şerafettin Kartal'ın bütün dünyası hizmetiydi diyor Rahmi Erdem.Dünyada evi, evliliği, malı mülkü hiçbirşeyi yoktu.
Rahmi Erdem şark'ta kendileri kömürlükte yatıp onları misafir eden bir aileyi, hasta bacısını ve çoluk çocuğnu tavanı akan odada bırakıp kendilerini misafir eden şark insanının meziyetini anlatıyor.
Antalya'lı Süleyman Özbilek ''besmelesiz yapılan vasıtaya binilmez'' sözüne inanarak 3 defa Antalya'dan Isparta'ya yayan olarak Üstadı ziyarete gidiyor.

Kaderde ne varsa olur etme merak
Uyma kendi nefsine Hak'kın emrine bak
Altından ağacın olsa zümrütten yaprak
Akıbet gözünü doyurur bir avuç toprak