Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

27.10.2010, 07:31

Tesettür kadınlar için fıtrîdir


Hadis-i Şerif Meâli

Tevazu kulun ancak şerefini arttırır. Öyleyse mütevâzi olun ki,
Allah sizi yükseltsin. Affetmek de kulun ancak izzetini arttırır.
Öyleyse affediniz ki, Allah sizi aziz kılsın. Sadaka ancak malı
arttırır. Öyleyse sadaka veriniz ki, aziz ve celîl olan Allah size
merhamet etsin.

Câmiü's-Sağîr, No: 1830





27.10.2010










Tesettür kadınlar için fıtrîdir


Kur’ân’ın tesettür emri fıtrî olmakla beraber, o maden-i şefkat ve
kıymettar birer refika-i ebediye olabilen kadınları, tesettür ile
sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve sefaletten kurtarıyor.

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına
söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar.”
(Ahzâb Sûresi, 33:59) (ilâ âhir) âyeti, tesettürü emrediyor. Medeniyet-i
sefihe ise, Kur’ân’ın bu hükmüne karşı muhalif gidiyor. Tesettürü fıtrî
görmüyor, bir esarettir diyor.Haşiye

Elcevap: Kur’ân-ı Hakîmin bu hükmü tam fıtrî olduğuna ve muhalifi
gayr-ı fıtrî olduğuna delâlet eden çok hikmetlerinden yalnız dört
hikmetini beyan ederiz.

Birinci Hikmet: Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları
iktizâ ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zayıf ve nazik olduklarından,
kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir
erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve
nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var.

Hem kadınların on adetten altı yedisi, ya ihtiyardır, ya
çirkindir ki, ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek
istemezler. Ya kıskançtır, kendinden daha güzellere nisbeten çirkin
düşmemek veya tecavüzden ve ittihamdan korkar; taarruza mâruz kalmamak
ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için, fıtraten tesettür
isterler. Hattâ dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan,
ihtiyarlardır. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki, hem
genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sıkılmasın.

Malûmdur ki, insan sevmediği ve istiskal ettiği adamların
nazarından sıkılır, müteessir olur. Elbette açık saçıklık kıyafetine
giren güzel bir kadın, bakmasına hoşlandığı nâmahrem erkeklerden onda
iki üçü varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuş ve tefessüh
etmeyen bir güzel kadın, nazik ve serîü’t-teessür olduğundan, maddeten
tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette
sıkılır. Hattâ işitiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa’da çok
kadınlar, bu dikkat-i nazardan sıkılarak, “Bu alçaklar bizi göz hapsine
alıp sıkıyorlar” diye polislere şekvâ ediyorlar. Demek, medeniyetin
ref-i tesettürü hilâf-ı fıtrattır. Kur’ân’ın tesettür emri fıtrî olmakla
beraber, o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye olabilen
kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevî esaretten ve
sefaletten kurtarıyor.

Hem kadınlarda ecnebî erkeklere karşı, fıtraten korkaklık,
tahavvüf var. Tahavvüf ise, fıtraten, tesettürü iktiza ediyor. Çünkü,
sekiz dokuz dakika bir zevki cidden acılaştıracak sekiz dokuz ay ağır
bir veled yükünü zahmetle çekmekle beraber, hâmisiz bir veledin
terbiyesiyle, sekiz dokuz sene, o sekiz dokuz dakika gayr-ı meşru zevkin
belâsını çekmek ihtimali var. Ve kesretle vâki olduğundan, cidden
şiddetle nâmahremlerden fıtratı korkar ve cibilliyeti sakınmak ister. Ve
tesettürle, nâmahremin iştahını açmamak ve tecavüzüne meydan vermemek,
zayıf hilkati emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kalesi,
çarşafı olduğunu gösteriyor.

Mesmûâtıma göre, merkez ve payitaht-ı hükümette, çarşı içinde,
gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacısı,
dünyaca rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil
sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine bir
şamar vuruyor!

Haşiye: Mahkemeye karşı ve mahkemeyi susturan Lâyiha-i Temyizin müdafaatından bir parça:

“Ben de Adliyenin mahkemesine derim ki: Bin üçyüz elli senede ve
her asırda üç yüz elli milyon insanların hayat-ı içtimâiyesinde en kudsî
ve hakikatlı bir düstûr-u İlâhîyi, üç yüz elli bin tefsirin
tasdiklerine ve ittifaklarına istinaden ve bin üçyüz elli sene zarfından
geçmiş ecdadımızın itikadlarına iktidâen tefsir eden bir adamı mahkûm
eden haksız bir kararı, elbette rûy-i zeminde adalet varsa, o kararı red
ve bu hükmü nakzedecektir.”

Lem’alar, 24. Lem’a
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir