Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

09.10.2010, 07:26

Ben üç cihetle Ispartalıyım


Hadis-i Şerif Meâli

Hz. Peygamber (asm) ister gömlek, ister sarık, isterse cübbe
olsun yeni bir elbise giydiğinde onun ismini söyleyerek şöyle duâ
ederdi: “Allah'ım! Sana hamd ve senalar olsun. Bunu bana Sen giydirdin.
Bunun hayrını ve hayır için giymemi Senden diliyorum. Şerrinden ve şer
için giymekten Sana sığınırım.”

Câmiü's-Sağîr, No: 3101





09.10.2010










Ben üç cihetle Ispartalıyım


Evet, ben üç cihetle Ispartalıyım. Gerçi tarihçe ispat edemiyorum; fakat
kanaatım var ki, İsparit nahiyesinde dünyaya gelen Said’in aslı buradan
gitmiş. Hem Isparta vilâyeti öyle hakikî kardeşleri bana vermiş ki;
değil Abdülmecid ve Abdurrahman, belki Said’i onların herbirisine
maalmemnuniye feda eylerim.

Aziz kardeşlerim,

Yakınınızda bulunmakla çok bahtiyarım. Sizin hayalinizle ara sıra
konuşurum, müteselli olurum. Biliniz ki, mümkün olsaydı, bütün
sıkıntılarınızı kemâl-i iftihar ve sevinçle çekerdim. Ben, sizin
yüzünüzden Isparta’yı ve havâlisini taşıyla, toprağıyla seviyorum. Hattâ
diyorum ve resmen de diyeceğim: Isparta hükümeti bana ceza verse, başka
bir vilâyet beni beraet ettirse, yine burayı tercih ederim.

Evet, ben üç cihetle Ispartalıyım. Gerçi tarihçe ispat
edemiyorum; fakat kanaatım var ki, İsparit nahiyesinde dünyaya gelen
Said’in aslı buradan gitmiş. Hem Isparta vilâyeti öyle hakikî kardeşleri
bana vermiş ki; değil Abdülmecid ve Abdurrahman, belki Said’i onların
herbirisine maalmemnuniye feda eylerim.

Şuâlar, s. 263

ISPARTA KAHRAMANLARINA

ARKADAŞ OLABİLMEK...

Feyzi kardeşim,

Sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam
onlar gibi olmalısın. Hapishanede—Allah rahmet eylesin—mühim bir şeyh ve
mürşid ve cazibedar bir Nakşî evliyasından bir zat, dört ay mütemadiyen
Risâle-i Nur’un elli altmış şakirtleri içinde celbkârâne sohbet ettiği
halde, yalnız birtek şakirdi muvakkaten kendine çekebildi. Mütebakisi, o
cazibedar şeyhe karşı müstağnî kaldılar. Risâle-i Nur’un yüksek,
kıymettar hizmet-i imaniyesi onlara kâfi olarak kanaat veriyordu.

O şakirtlerin gayet keskin kalb ve basireti şöyle bir hakikati
anlamış ki: Risâle-i Nur’a hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarikat ve
şeyhlik ise, velâyet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını
kurtarmak ise, on mü’mini velâyet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve
daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir
mü’mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bakiyeyi temin eder. Velâyet
ise, mü'minin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan
yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını
kurtarmak, on adamı velî yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir.

İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin bir kısmının
akılları görmese de umumunun keskin kalbleri görmüş ki, benim gibi
biçare günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, belki de eğer
bulunsaydı müctehidlere dahi tercih ettiler.

Bu hakikata binaen, bu şehre bir kutup, bir gavs-ı âzam gelse,
“Seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım” dese, sen Risâle-i Nur’u
bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.

Kastamonu Lâhikası, s. 104





http://www.yeniasya.com.tr/2010/10/09/lahika/default.htm
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir