Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

19.06.2010, 08:50

Asya medeniyeti az vakitte galebe edecektir


Hadis-i Şerif Meâli

Benden sonra bazı adamlar idarenizi üstleneceklerdir ki, bunlar
size yabancı olan bazı şeyleri öğretecekler ve bildiğimiz şeyleri de
ters yüz edip aktaracaklardır. Sizden o zamana kim ulaşırsa, Aziz ve
Celîl olan Allah'a isyan eden bu kimselere asla itaat etmesin.

Câmiü's-Sağîr, No: 2405





19.06.2010










Asya medeniyeti az vakitte galebe edecektir


Şimdiye kadar medeniyetin seyyiâtı hasenatına galebe edip ihtilâlci
komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle; Asya
medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve
az vakitte galebe edecektir.

Beşinci Kuvvet: İzzet-i İslâmiyedir ki, i’lâ-yı kelimetullahı
ilân ediyor. Ve bu zamanda i’lâ-yı kelimetullah, maddeten terakkiye
mütevakkıf ve medeniyet-i hakîkiyeye girmekle i’lâ-yı kelimetullah
edilebilir. İzzet-i İslâmiyenin iman ile kat’î verdiği emri, elbette
âlem-i İslâmın şahs-ı mânevîsi, o kat’î emri istikbalde tam yerine
getireceğine şüphe edilmez.

Evet, nasıl ki eski zamanda İslâmiyetin terakkisi, düşmanın
taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzâtını def etmek,
silâhla, kılıçla olmuş. İstikbalde silâh, kılıç yerine hakikî medeniyet
ve maddî terakki ve hak ve hakkaniyetin mânevî kılıçları düşmanları
mağlûp edip dağıtacak.

Biliniz ki: Bizim murâdımız, medeniyetin mehâsini ve beşere
menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiâtları
değil ki, ahmaklar o seyyiâtları, o sefâhetleri mehâsin zannedip,
taklid edip malımızı harap ettiler. Ve dini rüşvet verip dünyayı da
kazanamadılar. Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiâtı
hasenâtına râcih gelmekle, beşer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat
yiyip o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki,
yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah, istikbaldeki İslâmiyetin
kuvvetiyle medeniyetin mehâsini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden
temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek.

Evet, Avrupa’nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis
edilmediğinden; belki heves ve hevâ, rekabet ve tahakküm üzerine bina
edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin seyyiâtı hasenatına galebe edip
ihtilâlci komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle; Asya
medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve
az vakitte galebe edecektir.

Acaba istikbale karşı ehl-i iman ve İslâm için böyle maddî ve
mânevî terakkiyata vesile ve kuvvetli, sarsılmaz esbab varken ve
demiryolu gibi istikbal saadetine yol açıldığı halde, nasıl meyus olup
ye’se düşüyorsunuz ve âlem-i İslâmın kuvve-i mâneviyesini de
kırıyorsunuz? Ve yeis ve ümitsizlikle zannediyorsunuz ki, “Dünya herkese
ve ecnebilere terakki dünyasıdır. Fakat, yalnız biçare ehl-i İslâm için
tedennî dünyası oldu” diye pek yanlış bir hatâya düşüyorsunuz.

Mâdem meylülistikmal (tekâmül meyli) kâinatta fıtrat-ı beşeriyede
fıtraten derc edilmiş. Elbette, beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk
bir kıyamet kopmazsa, istikbalde hak ve hakikat, âlem-i İslâmda nev-î
beşerin eski hatîatına kefaret olacak bir saadet-i dünyeviyeyi de
gösterecek İnşaallah.

Evet, bakınız, zaman hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor ki,
mebde ve müntehâsı birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi
gibi bir daire içinde dönüyor. Bazan terakki içinde yaz ve bahar mevsimi
gösterir. Bazan tedennî içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her
kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-î
beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak İnşaallah. Hakikat-i
İslâmiyenin güneşiyle, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi
rahmet-i İlâhiyeden bekleyebilirsiniz.

Hutbe-i Şâmiye, s. 41-43
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir