Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

30.03.2010, 07:57

Neşrettiğim hakikatler her zaman için tazedir


Âyet-i Kerime Meâli

Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini ve size indirip onunla öğüt
verdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve iyi bilin ki
Allah herşeyi hakkıyla bilir.

Bakara Sûresi: 231





30.03.2010










Neşrettiğim hakikatler her zaman için tazedir


Şayet müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki tenkidât-ı ukalâ
mahkemesinden tarih celbnâmesiyle celp olunsam, yine bu hakikatleri,
tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber, taze
olarak orada da göstereceğim.

Ey paşalar, zabitler! Bütün kuvvetimle derim ki: Gazetelerde
neşrettiğim umum makâlâtımdaki umum hakâikte nihayet derecede musırrım.
Şayet zaman-ı mâzi cânibinden, Asr-ı Saadet mahkemesinden adaletnâme-i
Şeriatla dâvet olunsam; neşrettiğim hakâiki aynen ibraz edeceğim. Olsa
olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim. Şayet
müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki tenkidât-ı ukalâ mahkemesinden
tarih celbnâmesiyle celp olunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve
inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber, taze olarak
orada da göstereceğim.HAŞİYE1

Demek, hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır. “Hak yücedir ve
hiçbir şey ondan daha yüce değildir.” (Keşfü’l-Hafâ, 1:127) Millet
uyanmış; mugalâta ve cerbeze ile iğfal olunsa da devam etmeyecektir.
Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı
umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır. Ve hakikat meydana
çıkacaktır, inşaallah.

“Akıllı olanlara bu dediklerim yeterlidir. Ben köyü çağırdım,
eğer köyde kimseler varsa.” (Farsça bir ibârenin meâli)

Sizin işkenceli hapishanenin hâli; zaman müthiş, mekân muvahhiş,
mahbusîn mütevahhiş, gazeteler mürcif, efkâr müşevveş, kalbler hazin,
vicdanlar müteessir ve me’yus, bidâyet-i halde memurlar şemâtetli,
nöbetçiler müz’iç olmakla beraber, vicdanım beni tâzip etmediği için, o
hal bana eğlence gibiydi. Musibetlerin tenevvüü, mûsikinin nağmelerinin
tenevvüü gibi bana geliyordu.

Hem de geçen sene tımarhânede tahsil ettiğim dersi, şimdi bu
mektepte itmam ettim.HAŞİYE2 Musibet zamanının uzunluğundan, uzun
dersler gördüm. Dünyanın ruhanî lezzeti olan hüzn-ü mâsumâne ve
mazlûmâneden, zayıfa şefkat ve gadre şiddet-i nefret dersini aldım.

Ümidim kavîdir ki, çok mâsumların kalblerinden hararet-i hüzünle
tebahhur eden “ay”, “vay” ve “ah”lar, rahmetli bir bulut teşkil
edecektir. Ve âlem-i İslâmda yeni yeni İslâm devletlerinin
teşekkülleriyle, o rahmetli bulut teşekküle başlamıştır.

Eğer medeniyet böyle haysiyet kırıcı tecavüzlere ve nifak verici
iftiralara ve insafsızcasına intikam fikirlerine ve şeytancasına
mugalâtalara ve diyânette lâübâlicesine hareketlere müsait bir zemin
ise, herkes şahit olsun ki, o saadet-saray-ı medeniyet tesmiye olunan
böyle mahall-i ağrâza bedel, vilâyât-ı şarkiyenin, hürriyet-i mutlakanın
meydanı olan yüksek dağlarındaki bedeviyet ve vahşet çadırlarını tercih
ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette görmediğim hürriyet-i fikir ve
serbesti-i kelâm ve hüsn-ü niyet ve selâmet-i kal, şarkî Anadolu’nun
dağlarında tam mânâsıyla hükümfermadır.

HAŞİYE-1: Şimdi Üstad Bediüzzaman bu kırk beş senedeki dehşetli
mahkemelerinde aynen bu on bir buçuk cinâyetlerini ve on bir buçuk
suallerini o Divân-ı Harb-i Örfî’deki gibi tekrar etmiştir ve
etmektedir.

HAŞİYE-2: Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri kırk beş sene
evvel tımarhane hükmündeki mahkeme-i zalimanede aldıkları dersi, şimdi
bu gaddarane hazır mektepte imtihan vermişler ve böylece iki şehadetname
almışlardır.

Divân-ı Harb-i Örfî, s. 50-53
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

30.03.2010, 08:03

ÖZGÜRLÜK, ÇOĞULCULUK, DİN-SİYASET
İLİŞKİLERİ




Nazlı Ilıcak: “Risale-i Nur Kongresindeki deklarasyonlarda, Said
Nursî'nin fikirlerinin çok taze olduğu görülüyor. Bugün konuştuğumuz
şeylerin çözümlerini masa çalışmalarının sonucunda bulmak mümkün.
Özgürlük, çoğulculuk, din-siyaset ilişkileri, kadın hakları v.s. Bir
insan Said Nursî gibi özü sözü bir, o gün söyledikleri bugün tazeliğini
koruyup aynı istikamette ise zihinlerde kalır.”

SAİD NURSî ÇOK ÖNCEDEN BUNLARI SÖYLEDİ, AMA

Prof. Dr. Doğu Ergil: “Biz bu cumhuriyeti kurarken bölücü hareket
etmişiz. Artık birleştiricilik zamanının geldi. Tarihi yok saymadan, bu
ülkeyi sadece bir grubun değil, birçok etnik grubun paylaştığını kabul
etmemiz gerekiyor. Said Nursî bunu bize çok önceleri söyledi, ama bir
din adamı olarak, söylemlerini toplumla paylaşmasına imkân verilmedi.”

"SAİD NURSÎ VE DEMOKRATİK AÇILIM" PANELİ İSTANBUL'DA YAPILDI.

FİKİRLERİ HÂLÂ TAZE

İstanbul-Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezinde, geçtiğimiz Pazar
günü düzenlenen bir panelle Bediüzzaman’ın perspektifinden demokratik
açılım değerlendirildi. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize
edilen paneli Av. Kadir Akbaş’ın yönetti. Panelde gazeteci-yazar Nazlı
Ilıcak, Prof. Dr. Doğu Ergil, Prof. Dr. Mithat Sancar ve Genel Yayın
Müdürümüz Kâzım Güleçyüz konuşmacı olarak yer aldı.

İstanbul başta olmak üzere, çeşitli illerden gelen binlerce
kişinin salonu doldurduğu programda, Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Kutlular, bir açılış konuşması yaptı. Kutlular,
Türkiye’deki laik düşünceyi “Laikliği isteriz, ama din ve vicdan
özgürlüğü kapsamında. Türkiye’deki laiklik dinsizlere karışmıyor,
dindarlara karışıyor” diyerek eleştirdi.

“İslâm geldiğinde Peygamberimiz hürriyetin en genişini adaletin
en mükemmelini getiriyor. Hz. Ali bir Yahudi ile mahkeme önüne
çıkabiliyor. Köleler azad ediliyor. Burada hürriyetin en genişi var”
diyen Kutlular, Bediüzzaman’ın da hürriyete büyük önem verdiğini “Ben
ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” sözlerini örnek vererek
anlattı.

Demokratik açılımla ilgili konuşan Kutlular, “Neden demokratik
açılım? Çünkü bir türlü demokrat olamıyoruz. Demokrasi millete
hizmettir. Üstad da bunu en iyi şekilde dile getiriyor” diyen Kutlular,
hataların düzeltilmesi için millî iradeye önem verilmesi gerektiğini
ifade etti.

İslâm’da ırk ayrımının yeri olmadığını söyleyen Kutlular
“Demokratikleşememenin bir sebebi tek partililik, biri de
milliyetçiliğin din karşıtlığı olarak kullanılması. Biz Müslümanız,
birbirimize bağlayan da İslâm dinidir. Dinimizde farklılık takvadır. Kim
daha fazla emirlerine uyup yasaklarından kaçınıyorsa Allah’ın en
sevdiği kuldur. Bu Türk diğeri Arap demez. Bütün ırkların sahibi
Allah’tır. Neden birini üstün yaratsın ki” dedi.

İhtilâllere karşı olduklarını da belirten Mehmet Kutlular,
ordunun kışlasına çekilip, millî iradeye saygı duymasını istedi.

“Dünyada bir gecede kendi milletini cahil bırakan kaç ülke var?”
diye soran Mehmet Kutlular, “Harf inkılâbı yapılarak Lâtin alfabesi
getirildi. Tüm halk bir gecede cahil bırakıldı. Biz kütüphanedeki tarih
kitaplarımızı şimdi okuyamıyoruz. Tarihimiz Cumhuriyetle başlatılıyor”
dedi.
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

3

30.03.2010, 08:09

SAİD NURSî BUGÜNE DE HİTAP EDİYOR



SAİD NURSî BUGÜNE DE HİTAP EDİYOR

Panelde yer alan bir diğer konuşmacı da gazeteci-yazar Nazlı
Ilıcak’tı. Türkiye’de eğitilen insanların daha ziyade statükocu,
ulusalcı ve gerici konuma çekildiklerini belirten Ilıcak, bu durumun
eğitim yanlışlığından ve kendi değerlerimize arkamızı dönmemizden ortaya
çıktığı söyledi.

Nazlı ılıcak “İtiraf edeyim ki ben Risâle-i Nurları okumadım
zaten anlayabilecek seviyede olduğumu da düşünmüyorum, ama Said Nursî
hakkında herkes gibi benim de fikrim var. Bugüne kadar öğretisi devam
ediyorsa, milyonlarca izleyicisi bu düşünceyi sürdürüyorsa o önemli bir
kişidir. Onun mezarını tahrip ederek unutturmaya çalışmak mümkün değil
bu kişiler insanların gönüllerinde, duâlarında yer etmişlerdir” şeklinde
konuştu.

Geçen hafta düzenlenen Risâle-i Nur kongresindeki deklarasyonları
değerlendiren Ilıcak “Fikirlerin çok taze olduğu görülüyor. Hatta
Mehmet Kutlular’a sordum bu düşünceler gerçekten Said Nursi’ye mi ait,
çünkü bugün konuştuğumuz şeylerin çözümlerini bile masa çalışmalarının
sonucunda bulmak mümkün. Özgürlük, çoğulculuk, din siyaset ilişkileri,
kadın hakları, vs. Nasıl bu güne hitap ettiğini, o fikirlerin
tazelikleri göstermektedir.” diye konuştu.

Said Nursî’nin haksız yere mağdur edildiğine değinen
Ilıcak,“Bediüzzaman acı çekmiş, mağdur olmuş bir şahsiyettir.
Düşüncelerinden dolayı sürgüne gönderilmiş. O gün de bu gün
konuştuklarımızı ifade etmiş. Laiklik adına hep savunulan fikri o zaman
söylemiş. Din siyasete âlet edilmemeli, demiş. İnsanların inançlarına
devletin saygılı olmasını istemiş. Bu gün de aynı şeyleri savunuyoruz”
dedi.

“Türkiye önemli noktaya geldi” diyen Ilıcak, değişim
tartışmalarını şöyle değerlendirdi: “Demokratikleşme hamlesi eksik
olabilir, yeterli bulmayabiliriz. Sadece bir anayasa paketi değişikliği
değil, Ergenekon meselesi başlı başına bir konudur. Orada bazı
adaletsizlikler, bazı usul hataları olabilir bunları önemseyelim, ama
Ergenekon gibi bir olay asker-siyaset ilişkilerini yeni bir döneme
sokacak kadar önemlidir.”

Anayasa Mahkemesi ile hâkimler ve savcılar kurulunun ana
yapısının değiştirildiğini hatırlatan Nazlı Ilıcak, “Bugünkü mevcut yapı
dünle mukayese edilince daha özerk bir yapı olacak. Ama bu mevcut yapı
değişeceği için itirazlar yapılıyor. Siyasî iktidarlar yargı kuşatması
altında. Bugün bağımsızlık diyorlar hepimiz 28 Şubat’ı yaşamadık mı?
Askerlerin brifingine giden yüksek yargı mensupları, sadece gitmekle
kalmayıp sonuna kadar alkışlayan yargı mensupları bugün bağımsızlıktan
tarafsızlıktan söz edince nasıl inandırıcı olabilirler?” şeklinde
konuştu.

Ilıcak, konuşmasını şu cümleyle nihayetlendirdi: “Bir insan Said
Nursî gibi özü sözü bir, yani o gün söylediği düşünceler bugün
tazeliğini koruyup aynı istikamette oldukça zihinlerde kalır.”

NAZLI ILICAK KİMDİR?

1944 yılında doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ve Lozan
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde eğitim gördü. 1969’da
Tercüman Gazetesi sahibi Kemal Ilıcak’la evlendi ve eşinin gazetesinde
başyazar oldu. 1988’e kadar Tercüman grubunun ikinci gazetesi olan
Bulvar gazetesinin imtiyaz sahipliğini üstlendi. 21. ve 22. Hükümetlerde
bakanlık yapmış Muammer Çavuşoğlu’nun kızıdır. 1999 seçimlerinde
Fazilet Partisi’nden İstanbul milletvekili seçildi. 22 Haziran 2001’de,
Anayasa Mahkemesi’nin Fazilet Partisi’ni kapatılmasına karar verdiği
dâvâ sonucunda milletvekilliği düşürüldü ve 5 yıl siyaset yasağı
getirildi. Yeni Şafak, Tercüman, Bugün, Takvim’de yazmış ve son olarak
halen Sabah gazetesinde yazarlık yapmaktadır. İki çocuk annesidir.

YARIN: PROF. DR. MİTHAT SANCAR İLE KÂZIM GÜLEÇYÜZ’ÜN
KONUŞMALARI


[b]PROGRAMDAN
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
(YENİ)
[/b]
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir