Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

09.03.2010, 08:46

Deprem münasebetiyle...


Âyet-i Kerime Meâli

Her kim, Allah'ın hidayet nimeti kendisine eriştikten sonra onu inkârla değiştirirse, şüphesiz Allah'ın azabı pek şiddetlidir.

Bakara Sûresi: 211





09.03.2010










Deprem münasebetiyle...


Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, şimdiki zelzele münâsebetiyle altı
yedi cüz’î suâle karşı, yine mânevî ihtar yardımıyla cevapları kalbe
geldi.

Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. Ve yeryüzü
bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. Ve insan ‘Ne oluyor buna?’ der. O
gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. Çünkü
Rabbin ona konuşmasını emretmiştir.” (Zilzâl Sûresi: 1-5.)

Şu sûre katiyen ifade ediyor ki, küre-i arz, hareket ve
zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor,
bâzan da titriyor.Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, şimdiki zelzele
münâsebetiyle altı yedi cüz’î suâle karşı, yine mânevî ihtar yardımıyla
cevapları kalbe geldi. Tafsîlen yazmak kaç defa niyet ettimse de, izin
verilmedi. Yalnız icmâlen, kısacık yazılacak.

Birinci suâl: Bu zelzelenin maddî musîbetinden daha elîm,
mânevî bir musîbeti olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve
me’yusiyet, ekser halkın ekser memlekette gece istirahatini selb
ederek, dehşetli bir azab vermesi nedendir?

Yine mânevî cevap: Şöyle denildi ki: Ramazân-ı Şerîfin terâvih
vaktinde, kemâl-i neş’e ve sürur ile, sarhoşçasına, gayet heveskârâne
şarkıları ve bâzan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübârek
merkez-i İslâmiyetin her köşesinde câzibedarâne işittirilmesi, bu korku
azabını netice verdi.

İkinci suâl: Niçin gâvurların memleketlerinde, bu semâvî tokat, başlarına gelmiyor; bu bîçare Müslümanlara iniyor?

Elcevap: Büyük hatâlar ve cinâyetler, tehir ile büyük
merkezlerde ve küçücük cinâyetler, tâcil ile küçük merkezlerde
verildiği gibi; mühim bir hikmete binâen, ehl-i küfrün cinâyetlerinin
kısm-ı âzamı, mahkeme-i kübrâ-i haşre tehir edilerek, ehl-i imânın
hatâları, kısmen bu dünyada cezası verilir. HÂŞİYE

Üçüncü suâl: Bâzı eşhâsın hatâsından gelen bu musîbet, bir derece memlekette umumî şekle girmesinin sebebi nedir?

Elcevap: Umumi musîbet, ekseriyetin hatâsından ileri gelmesi
cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizâmen
veya iltihâken taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye
sebebiyet verir.

Dördüncü suâl: Mâdem bu zelzele musîbeti hatâların neticesi ve
keffâretü’z-zünubdur. Mâsumların ve hatâsızların o musîbet içinde
yanması nedendir? Adâletullah nasıl müsaade eder?

Yine mânevî cânibden elcevap: Bu mesele sırr-ı kadere taallûk
ettiği için, Risâle-i Kadere havale edip, yalnız, burada bu kadar
denildi:

“Bir belâ, bir musîbetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zâlimlere mahsus kalmayıp, mâsumları da yakar.” (Enfâl Sûresi: 25.)

Şu âyetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrübe ve
imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücâhededir. İmtihan ve teklif, iktizâ
ederler ki, hakikatler perdeli kalıp, tâ müsâbaka ve mücâhede ile, Ebû
Bekir’ler âlâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebû Cehil’ler esfel-i sâfilîne
girsinler. Eğer mâsumlar böyle musîbetlerde sağlam kalsaydılar, Ebû
Cehil’ler, aynen Ebû Bekir’ler gibi teslim olup, mücâhede ile mânevî
terakkî kapısı kapanacaktı ve sırr-ı teklif bozulacaktı.

Mâdem, mazlum zâlim ile beraber musîbete düşmek, hikmet-i
İlâhiyece lâzım geliyor; acaba o bîçare mazlumların rahmet ve adâletten
hisseleri nedir?

Bu suâle karşı cevaben denildi ki: O musîbetteki gazab ve
hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü, o mâsumların fânî
malları, onların hakkında sadaka olup, bâkî bir mal hükmüne geçtiği
gibi, fânî hayatları dahi bir bâkî hayatı kazandıracak derecede, bir
nevi şehâdet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve
azabdan büyük ve dâimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar
hakkında, aynı gazab içinde bir rahmettir.

HÂŞİYE: Hem, Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir
dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kàbil-i nesh olmayan bir dine ihânet
etmek derecesinde gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları
bırakıp, bunlara hiddet ediyor.

[Devamı için bakınız: Sözler, On Dördüncü Sözün Zeyli, s. 158]
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

09.03.2010, 08:48

GİRESUN, ERZURUM, ERZİNCAN VE BATMAN'DA DA HİSSEDİLDİ

GİRESUN, ERZURUM, ERZİNCAN VE BATMAN'DA DA HİSSEDİLDİ



Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, depremin Giresun, Erzurum,
Erzincan, Batman ve civarında da hissedildiğini belirterek, sarsıntının
yaşandığı bölgenin genel olarak deprem etkinliğinin yoğun olduğu alan
olduğunu söyledi. Merkez üssündeki köylerde evler yıkıldı, 51 kişi
vefat etti.

DEPREMZEDE YAKINLARININ AKIN ETMESİ,

YOLU KAPATTI

Depremin en fazla hasar verdiği Okçular, Demirci, Gökdere ve
Yukarı Kanatlı köylerine yardım amacıyla giden ambulanslar ve diğer
yardım araçları, köy yolundaki yoğun trafik nedeniyle köylere ulaşmakta
zorluk çektiler. Güvenlik güçleri depremzede yakınlarının araçlarla
yola çıkarak oluşturduğu yoğunluğu azaltıp yolu açmak için büyük çaba
sarf ettiler.

Elazığ acıyla sarsıldı

ELAZIĞ’DA, 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün
internet sitesindeki verilere göre, saat 04.32’de, merkez üssü
Elazığ’ın Karakoçan ilcesi Başyurt beldesi olan, 6.0 büyüklüğünde, 5
kilometre derinlikte deprem kaydedildi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı Elazığ’daki depremde ölü sayısının 57’e
yükseldiğini, 100’e yakın kişinin yaralandığını bildirirken Sağlık
Bakanı Recep Akdağ, ise ‘’Ölü sayısınin 57 değil 51 olduğunu" açıkladı.
Açıklamada, depremin ardından en büyüğü 4,4 olmak üzere toplam 40 artçı
deprem meydana geldiği belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer
verildi:’’Bölgedeki hasarlı yapılara can güvenliği açısından
girilmemesi gerekmektedir. Ankara, Kayseri ve Van illerinden 3 ambulans
helikopter bölgeye intikal etmiştir. Bölgede toplam 23 araç, 127
arama-kurtarma personeli ile çevre il ve ilçelerden çok sayıda ambulans
ve 82 kişilik medikal kurtarma-sağlık ekibi çalışmalara devam
etmektedir. Ayrıca, Kızılay tarafından 230 çadır, 1000 battaniye, 20
mevlana evi, 2 seyyar mutfak, 18 personel sevk edilmiştir. Arama
kurtarma ve yardım çalışmaları devam etmektedir.’’

Başkanlık, bölgeye kurtarma ekipleri ve insani yardım malzemesi
gönderildiğini bildirdi. Elazığ Valiliği, İl Afet ve Acil Durum
Müdürlüğü, jandarma komutanlığı, emniyet müdürlüğü,
Kovancılar-Karakoçan Jandarma Komutanlığı ile irtibata geçilerek
ihtiyaçların tespiti ve temini yönünde çalışmalara başlandığı
kaydedildi. Elazığ Valisi Muammer Erol, Kovancılar ilçesi Okçular
köyünde gazetecilere, ‘’Yaralı sayısı kesin değil. Ambulanslar devamlı
gidip geliyor. Kurtarma çalışmaları devam ediyor’’ dedi. Erol, 3
kişinin öldüğü Okçular köyüne gelerek kurtarma çalışmalarına nezaret
etti. Köyde toprak ve taştan yapılma evlerin çöktüğü belirtildi.

Elazığ Vali Yardımcısı Mehmet Ali Sağlam, depremde arama
kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, çalışmaların Elazığ,
Tunceli ve Bingöl ekipleriyle sürdürüldüğünü söyledi. Sağlam, şunları
kaydetti: ‘’Deprem, il merkezi, Kovancılar ve Karakoçan ilçelerinde
ufak maddî hasarların dışında can kaybına yol açmadı. Hasarın ve can
kaybının büyük kısmı Kovancılara bağlı, aşağı ile yukarı Kanatlı,
Göçmeler, aşağı ile yukarı Demirci, Okçular köylerinde. Buradaki
yaralılar Elazığ merkezdeki hastanelere kaldırıldı. Çalışmalar devam
ediyor.’’



Gündemin nabzını tutmak için

tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]





"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

3

09.03.2010, 11:35

Deprem küçük, kayıp büyük

Deprem küçük, kayıp büyük




Doğal Afet Sigortaları Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı İdris
Serdar, ’Topraklarının yüzde 98’i aktif deprem kuşakları üzerinde yer
alan ülkemizde 6 şiddetindeki bir depremin bu kadar can ve mal kaybına
neden olması çok acı verici bir durum. Oysa bu depremleri hayatlarımızı
kaybetmeden, evlerimizden olmadan atlatmamız, bunun için gerekli
altyapıyı kurmuş olmamız gerekir’’ dedi.

Deprem küçük, kayıp büyük

Merkez üssü Elazığ’ın Karakoçan ilçesinin Başyurt beldesi olan
6.0 büyüklüğündeki depremde ölü sayısının 51, yaralı sayısının ise
50’nin üzerinde olduğu bildirildi. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)
Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, Elazığ’da meydana gelen depreme
ilişkin, 6 şiddetindeki bir depremin bu kadar can ve mal kaybına neden
olmasının çok acı verici bir durum olduğunu belirtti. Serdar, yaptığı
yazılı açıklamada, Elazığ’daki depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan
rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Elazığ halkına ‘’geçmiş olsun’’
diyen Serdar, ‘’Topraklarının yüzde 98’i aktif deprem kuşakları
üzerinde yer alan ülkemizde 6 şiddetindeki bir depremin bu kadar can ve
mal kaybına neden olması çok acı verici bir durum. Oysa bu depremleri
hayatlarımızı kaybetmeden, evlerimizden olmadan atlatmamız, bunun için
gerekli altyapıyı kurmuş olmamız gerekir’’ dedi.

Depremde zarar gören zorunlu deprem sigortalı tüm konutların
hasar tespit ve ödemelerini DASK olarak en kısa zamanda
gerçekleştireceklerini vurgulayan Serdar, şunları kaydetti: ‘’Elazığlı
vatandaşlarımızın hayatlarını yeniden inşa edebilmeleri için elimizden
gelen çabayı gösterecek ve hasar ödemelerini en kısa zamanda almaları
için çalışacağız. Evleri depremden hasar gören ve zorunlu deprem
sigortası poliçesi bulunan vatandaşlarımızın ödemelerini almak için
0212 368 08 00 numaralı DASK Çağrı Merkezi’ne ya da DASK adına poliçeyi
düzenleyen sigorta şirketi ve acentesine başvuru yapmasını bekliyoruz.
Vatandaşlarımızın hasar başvurusu için sadece TC kimlik numarası
vermeleri yeterli oluyor. Hasar tespit işlemlerinin ardından en kısa
süre içinde hasar ödemelerimizi tamamlamayı hedefliyoruz.’’







Gündemin nabzını tutmak için

tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]






09.03.2010

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

4

09.03.2010, 12:12

Bir asırda 82 bin 372 kişi öldü



Dünyanın en faal deprem kuşaklarından birinde yer alan Türkiye’de son yüzyılda, resmî rakamlara göre 82 bin 372 kişi öldü.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü verilerine göre Türkiye’de son yüzyıldaki ilk büyük deprem,
Malazgirt’de 1903 yılında meydana geldi. 6,7 büyüklüğündeki depremde 2
bin 626 kişi öldü. Hakkari’de 1930 yılında yaşanan 7,2’lik depremde ise
2 bin 514 kişi hayatını kaybetti. En büyük depremlerden biri ise 26
Aralık 1939 tarihinde Erzincan’da yaşandı. 7,9 büyüklüğündeki depremde
32 bin 962 kişi hayatını kaybetti. Çetin kış şartlarının bulunduğu
bölgede, depremzedelere ancak iki gün sonra ulaşılabildi. Ondan
sonraki, 1942’de Erbaa’da meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde 3
bin, 1943’te Samsun’un Ladik ilçesi ve 1944’te Bolu Gerede Çerkeş’deki
7,2 büyüklüğündeki iki depremde toplam 7 bin kişi öldü. Muş’un Varto
ilçesinde 1966 yılındaki 6,9’luk depremde 2 bin 396, Lice’de 1975’te
aynı büyüklükteki depremde 2 bin 385 kişi hayatını kaybetti. 1976
yılında Van Muradiye’de 7,5 büyüklüğündeki depremde 3 bin 840, 1983’te
Erzurum ve Kars’taki 6,9’lük depremde bin 155 kişi öldü. Türkiye’de
yaşanan son büyük deprem ise 1999 yılında Gölcük merkezli 7,8
büyüklüğündeki sarsıntı oldu. Bu depremde, 17 bin 480 kişi öldü. Aynı
yıl Düzce’deki 7,5 büyüklüğündeki depremde de 763 kişi yaşamını
kaybetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama
Merkezi’nin açıklamalarına göre Türkiye’de neredeyse deprem riski
taşımayan yer bulunmuyor. Deprem açısından dünyanın en riskli
merkezlerinden olan Türkiye, çok önemli levha hareketlerinin etkisinde.
Dünyada en riskli şehirler sıralamasında da İstanbul ikinci, İzmir 20.
durumda.




Gündemin nabzını tutmak için

tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]








09.03.2010

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir