Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

12.02.2010, 14:51

Sınırsız hürriyet, vahşet-i mutlakadır


Âyet-i Kerime Meâli

Ey iman edenler! Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin helâl ve
temiz olanlarından yiyin ve gerçekten Allah’a kulluk ediyorsanız,
sayısız nimetlerine karşı Ona şükredin.

Bakara Sûresi: 172





12.02.2010










Sınırsız hürriyet, vahşet-i mutlakadır


Hürriyet-i mutlak ise, vahşet-i mutlakadır, belki hayvanlıktır. Tahdid-i hürriyet dahi insaniyet nokta-i nazarından zarurîdir.

Altıncı vehim: Bazıları, “Sünnet-i Nebeviyeyi hedef-i maksat
eden ittihad-ı İslâm, Hürriyeti tehdit eder ve levâzım-ı medeniyeye
münâfidir” diyorlar. Elcevap: Asıl mü’min hakkıyla hürdür. Sâni-i Âleme
abd ve hizmetkâr olan, halka tezellüle tenezzül etmemek gerektir.
Demek, ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur.

Amma hürriyet-i mutlak ise, vahşet-i mutlakadır, belki
hayvanlıktır. Tahdid-i hürriyet dahi insaniyet nokta-i nazarından
zarurîdir.

Saniyen: Çocukluk tabiatı ile, hevâ ve heves ile aldatıcı
zünub ve mesâvi-i medeniyet mehasin zannolunuyor. Halbuki medeniyetin
hiçbir hakikatlı mehasini yoktur ki İslâmiyette sarahaten veya zımnen
veya iznen o veya daha ahseni bulunmasın!

Salisen: Bazı sefih ve lâübaliler hür yaşamak istemediklerinden, nefs-i emmarenin esaret-i rezilesi altına girmek istiyorlar.

Elhasıl: Şeriat dairesinden hariç olan hürriyet, ya istibdat
veya esaret-i nefis veya canavarcasına hayvanlık veya vahşettir. Böyle
lâübaliler ve zındıklar iyi bilsinler ki, dinsizlikle ve sefahetle
sahib-i vicdan hiçbir ecnebîye kendilerini sevdiremezler ve
benzetemezler. Zira mesleksiz ve sefih sevilmez. Ve bir kadına yakışır
istihsan ettiği libası, erkek giyse maskara olur.

Yedinci Vehim: İttihad-ı İslâm cemaati, sair cemiyet-i diniye ile şakku’l-âsâdır. Rekabet ve münaferatı intaç eder.

Elcevap: Evvelâ umur-u uhreviyede haset ve müzahemet ve münakaşa
olmadığından, bu cemiyetlerden hangisi münakaşaya, rekabete kalkışsa,
ibadette riya ve nifak etmiş gibidir.

Saniyen: Muhabbet-i din saikasıyla teşekkül eden cemaatlerin iki şartla umumunu tebrik ve onlarla ittihad ederiz.

Birinci şart: Hürriyet-i şer’iyeyi ve âsâyişi muhafaza etmektir.

İkinci şart: Muhabbet üzerinde hareket etmek, başka cemiyete
leke sürmekle kendisine kıymet vermeye çalışmamak; birinde hatâ
bulunsa, müfti-i ümmet olan cemiyet-i ulemâya havale etmektir.

Salisen: İ’lâ-yı kelimetullahı hedef-i maksat eden cemaat,
hiçbir garaza vasıta olamaz. İsterse de muvaffak olamaz. Zira nifaktır.
Hakkın hatırı âlidir, hiçbir şeye feda olunmaz. Nasıl Süreyya
yıldızları süpürge olur veya üzüm salkımı gibi yenilir? Şems-i hakikate
“püf, üf” eden, divaneliğini ilân eder.

Ey dinî cemiyetler! Maksadımız, dinî cemaatlar maksatta ittihad
etmelidirler. Mesalikte ve meşreplerde ittihad mümkün olmadığı gibi,
caiz de değildir. Zira taklit yolunu açar ve “Neme lâzım, başkası
düşünsün” sözünü de söylettirir.

Hutbe-i Şamiye, Reddü’l Evham, s. 105
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir