Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

02.02.2010, 08:43

Millete ecnebî hesabına darbeler vuruyorlar


Âyet-i Kerime Meâli

...Aklını kullanan bir topluluk için Allah’ın varlık ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden nice deliller vardır.

Bakara Sûresi: 164





02.02.2010










Millete ecnebî hesabına darbeler vuruyorlar


..hem sizi iğfal, hem hükümeti işgal, hem bizi perişan ederek,
hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler
vuruyorlar.

[Bu Gelen Kısım Çok Ehemmiyetlidir]

Son sözün mühim bir parçası

Efendiler, Reis Bey, dikkat ediniz! Risâle-i Nuru ve
şakirtlerini mahkûm etmek, doğrudan doğruya küfr-ü mutlak hesabına,
hakikat-i Kur’âniye ve hakaik-i imaniyeyi mahkûm etmek hükmüne
geçmekle, bin üç yüz seneden beri her senede üç yüz milyon onda yürümüş
ve üç yüz milyar Müslümanların hakikate ve saadet-i dâreyne giden
cadde-i kübrâlarını kapatmaya çalışmaktır ve onların nefretlerini ve
itirazlarını kendinize celb etmektir. Çünkü o caddede gelip gidenler,
gelmiş geçmişlere duâlar ve hasenatlarıyla yardım ediyorlar. Hem bu
mübarek vatanın başına bir kıyamet kopmaya vesile olmaktır. Acaba
mahkeme-i kübrada, bu üç yüz milyar dâvâcıların karşısında sizden
sorulsa ki, “Doktor Duzi’nin, baştan nihayete kadar serâpâ
İslâmiyetiniz ve vatanınız ve dininiz aleyhinde ve frenkçe Tarih-i
İslam namındaki eseri ki, zındıkların kütüphanelerinizdeki eserlerine,
kitaplarına ve serbest okumalarına ve o kitapların şakirtleri,
kanununuzca cemiyet şeklini almalarıyla beraber, dinsizlik veya
komünistlik veya anarşistlik veya pek eski ifsad komitecilik veya menfî
Turancılık gibi siyasetinize muhalif cemiyetlerine ilişmiyordunuz?
Neden hiçbir siyasetle alâkaları olmayan ve yalnız İmân ve Kur’ân
cadde-i kübrâsında giden ve kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı
ebedîden ve haps-i münferitten kurtarmak için Kur’ân’ın hakikî tefsiri
olan Risale-i Nur gibi gayet hak ve hakikat bir eseri okuyanlara ve
hiçbir siyasî cemiyetle münasebeti olmayan o hâlis dindarların
birbiriyle uhrevî dostluk ve uhuvvetlerine cemiyet nâmı verip
ilişmişsiniz? Onları pek acip bir kanunla mahkûm ettiniz ve etmek
istediniz?” dedikleri zaman ne cevap vereceksiniz? Biz de sizlerden
soruyoruz.

Ve sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükümeti bizimle
vatana ve millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan
zındıklar ve münafıklar, istibdad-ı mutlaka “cumhuriyet” nâmı vermekle,
irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka “medeniyet”
ismi vermekle, cebr-i keyfî-i küfrîye “kanun” ismini takmakla hem sizi
iğfal, hem hükümeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i
İslâmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabına darbeler vuruyorlar.

Ey efendiler! Dört senede dört defa dehşetli zelzeleler, tam
tamına dört defa Risale-i Nur şakirtlerine şiddetli bir surette taarruz
ve zulüm zamanlarına tevafuku ve herbir zelzele dahi tam taarruz
zamanında gelmesi; ve hücumun durmasıyla zelzelenin durması işaretiyle,
şimdiki mahkûmiyetimizle gelen semâvî ve arzî belâlardan siz
mes’ulsünüz! Denizli Hapishanesinde tecrid-i mutlak ve haps-i
münferitte mevkuf Said Nursî

Şuâlar, s. 256, (yeni tanzim, s. 456)
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir