Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

30.01.2010, 17:13

Medeniyet-i sefihe, Kur’ân’ın tesettür emrine muhalif gidiyor


Hadis-i Şerif Meâli

Kim din kardeşini tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa, aynısını işlemedikçe ölmez.

Câmiü's-Sağîr, No: 3701





30.01.2010










Medeniyet-i sefihe, Kur’ân’ın tesettür emrine muhalif gidiyor


..âyeti, tesettürü emrediyor. Medeniyet-i sefihe ise, Kur’ân’ın bu
hükmüne karşı muhalif gidiyor. Tesettürü fıtrî görmüyor, bir esarettir
diyor.

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına
söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar.”
(Ahzâb Sûresi, 33:59) (ilâ âhir) âyeti, tesettürü emrediyor.
Medeniyet-i sefihe ise, Kur’ân’ın bu hükmüne karşı muhalif gidiyor.
Tesettürü fıtrî görmüyor, bir esarettir diyor.HAŞİYE

Elcevap: Kur’ân-ı Hakîmin bu hükmü tam fıtrî olduğuna ve
muhalifi gayr-ı fıtrî olduğuna delâlet eden çok hikmetlerinden yalnız
dört hikmetini beyan ederiz.

Birinci Hikmet: Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları
iktizâ ediyor. Çünkü kadınlar hilkaten zayıf ve nazik olduklarından,
kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir
erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve
nefret ettirmemek ve istiskale mâruz kalmamak için fıtrî bir meyli var.

Hem kadınların on adetten altı yedisi, ya ihtiyardır, ya
çirkindir ki, ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek
istemezler. Ya kıskançtır, kendinden daha güzellere nisbeten çirkin
düşmemek veya tecavüzden ve ittihamdan korkar; taarruza mâruz kalmamak
ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için, fıtraten tesettür
isterler. Hattâ dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan,
ihtiyarlardır. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki, hem
genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sıkılmasın.

Malûmdur ki, insan sevmediği ve istiskal ettiği adamların
nazarından sıkılır, müteessir olur. Elbette açık saçıklık kıyafetine
giren güzel bir kadın, bakmasına hoşlandığı nâmahrem erkeklerden onda
iki üçü varsa, yedi sekizinden istiskal eder. Hem tefahhuş ve tefessüh
etmeyen bir güzel kadın, nazik ve serîü’t-teessür olduğundan, maddeten
tesiri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette
sıkılır. Hattâ işitiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa’da çok
kadınlar, bu dikkat-i nazardan sıkılarak, “Bu alçaklar bizi göz hapsine
alıp sıkıyorlar” diye polislere şekvâ ediyorlar. Demek, medeniyetin
ref-i tesettürü hilâf-ı fıtrattır. Kur’ân’ın tesettür emri fıtrî
olmakla beraber, o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediye
olabilen kadınları, tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevî
esaretten ve sefaletten kurtarıyor.

Hem kadınlarda ecnebî erkeklere karşı, fıtraten korkaklık,
tahavvüf var. Tahavvüf ise, fıtraten, tesettürü iktiza ediyor. Çünkü,
sekiz dokuz dakika bir zevki cidden acılaştıracak sekiz dokuz ay ağır
bir veled yükünü zahmetle çekmekle beraber, hâmisiz bir veledin
terbiyesiyle, sekiz dokuz sene, o sekiz dokuz dakika gayr-ı meşrû
zevkin belâsını çekmek ihtimali var. Ve kesretle vâki olduğundan,
cidden şiddetle nâmahremlerden fıtratı korkar ve cibilliyeti sakınmak
ister. Ve tesettürle, nâmahremin iştahını açmamak ve tecavüzüne meydan
vermemek, zayıf hilkati emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi
ve kalesi, çarşafı olduğunu gösteriyor.

Mesmûâtıma göre, merkez ve payitaht-ı hükümette, çarşı içinde,
gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacısı,
dünyaca rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil
sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine bir
şamar vuruyor!

Haşiye: Mahkemeye karşı ve mahkemeyi susturan Lâyiha-i Temyizin müdafaatından bir parça:

“Ben de Adliyenin mahkemesine derim ki: Bin üçyüz elli senede ve
her asırda üç yüz elli milyon insanların hayat-ı içtimâiyesinde en
kudsî ve hakikatlı bir düstûr-u İlâhîyi, üç yüz elli bin tefsirin
tasdiklerine ve ittifaklarına istinaden ve bin üçyüz elli sene
zarfından geçmiş ecdadımızın itikadlarına iktidâen tefsir eden bir
adamı mahkûm eden haksız bir kararı, elbette rûy-i zeminde adalet
varsa, o kararı red ve bu hükmü nakzedecektir.”

Lem’alar, 24. Lem’a
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

30.01.2010, 17:15

BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİLER SIKI TAKİP ALTINA ALINDI

BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİLER SIKI TAKİP ALTINA ALINDI



Taraf gazetesinin yayınladığı Balyoz Darbe Planı belgelerinde,
“türbanlı öğrencilerin açık öğretim sınavlarına girmesine izin
verildiği”nin not edildiği görülürken, Konya Selçuk Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi’ndeki başörtülü öğrenci sayısının da yakından takip
edildiği anlaşıldı. Belgede, “418 kız öğrenciden 416’sının halen
türbanlı olarak derslere girdiği, konunun İl Emniyet Komisyon
Toplantısı’nda gündeme getirildiği, rektörün bilgi vermek üzere bir
sonraki toplantıya çağrılmasının kararlaştırıldığı” ifadesinin yer
alması da dikkati çekti.

ÇETİN DOĞAN’IN YASAKÇILIĞI KAZAKİSTAN’A ULAŞTI

Balyoz Darbe Planı ile ismi gündeme gelen Emekli Orgeneral Çetin
Doğan'ın başörtüsü yasakçılığı ise Kazakistan'a kadar ulaşmış. Ahmed
Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı yapan Doğan'ın, ilk
icraatının okuldaki öğrencilere başörtüsü yasağı koydurtması olmuş.
Eski bakanlardan Namık Kemal Zeybek'in verdiği bilgiye göre, Doğan,
komünist rejim döneminde dahi açık kalan mescitleri kapattırmış ve.
başörtüsü yasağını öğrenci velilerine de uygulamış.

DARBECİLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ:

Başörtüsü yasakçılığı

“Balyoz Harekât Planı” darbeye giden yolda ne tür korkunç
tezgâhların kurulabileceğini ortaya koyarken, bundan önceki darbe
planlarında ve süreçlerinde olduğu gibi Balyoz planını hazırlayanların
da başörtülüleri hedef aldıkları görüldü.

Taraf gazetesinin yayınladığı belgelerde, Cumhuriyet
gazetesindeki haberlerin ihbar kabul edilerek “Ankara Millî Eğitim
Müdürlüğü’nün talimatı üzerine, başörtülü öğrencilerin açık öğretim
sınavlarına girmesine izin verildiği” şeklinde not edilmesi dikkat
çekerken, Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ndeki başörtülü
öğrenci sayısının da yakından takip edildiği anlaşıldı. Platform
Haber’e göre, konuyla ilgili olarak darbe planlarında “türbanlı öğrenci
sayısının öğretim yılı başından beri artarak devam ettiği ve 418 kız
öğrenciden 416’sının halen türbanlı olarak derslere girdiği, konunun İl
Emniyet Komisyon Toplantısı’nda gündeme getirildiği, rektörün bilgi
vermek üzere bir sonraki toplantıya çağrılmasının kararlaştırıldığı”
maddesi yer aldı.

İmam Hatip Liselerindeki başörtüsü probleminin Balyoz Harekat
Planı’nda aktif rol oynayan Çetin Doğan’ın 1. Ordu Komutanlığı’na
atanmasından sonra başladığını göz önüne alındığında, belgelerde bu
okulların fişlenmesi de şaşırtıcı bulunmadı. Darbe planlarında Millî
Güvenlik Bilgisi dersine giren subayların istihbarat nitelikli
çalışmalar yaptığı görülüyor. Okullarla ilgili bilgilerin yer aldığı
belgelerde Bingöl İmam Hatip Lisesi’ndeki, başörtüsü sorununun yakından
takip edildiği, “Bingöl İmam Hatip Lisesi’nde, türbanlarını
çıkarmamakta direnen 12 kız öğrenciye okul yönetimince 3 gün okuldan
uzaklaştırma cezası verildiği” şeklindeki maddeden anlaşılıyor.
Cuntacılar, sorun karşısında Hükümet’in tavrını ise şöyle
değerlendirmiş: “Siyasi idarenin türban konusundaki tutumunun; laik
düşünce yapısına sahip okul yönetimlerini pasifize ettiği, irticai
görüşü sahip yönetici ve öğrencileri ise cesaretlendirdiği, mevcut
yasalara göre laiklik ilkesine aykırı olarak türbanın serbest
bırakmanın mümkün olmadığına göre AKP’nin sorunu bu şekilde vaziyeti
idare etme yöntemiyle fiilen çözmeye çalışacağı değerlendirilmektedir.”

DOĞAN’IN YASAKÇILIĞI KAZAKİSTAN’A ULAŞTI

Balyoz Darbe Planı ile ismi gündeme gelen Emekli Orgeneral Çetin
Doğan’ın başörtüsü yasakçılığı ise Kazakistan’a kadar ulaşmış. Ahmed
Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı yapan Doğan’ın, ilk
icraatının okuldaki öğrencilere başörtüsü yasağı koydurtması olmuş.
Eski bakanlarden N. Kemal Zeybek’in verdiği bilgiye göre, Doğan,
komünist rejim döneminde dahi açık kalan mescitleri kapattırmış ve
başörtüsü yasağını öğrenci velilerine de uygulamış.





30.01.2010
http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/30/guncel/h2.htma
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir