Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

12.12.2009, 08:47

Millet uyanmış, aldatmalar dağılacaktır


Âyet-i Kerime Meâli

O cahiller, “Allah bizimle konuşsa yahut bize bir mu'cize gelse
ya!” dediler. Kendilerinden öncekiler de onların sözüne benzer şeyler
söylemişlerdi. Kalpleri ne kadar da birbirine benziyor! Halbuki Biz,
hakkı anlayan bir topluluk için âyetleri açıklamışızdır.

Bakara Sûresi: 118





12.12.2009










Millet uyanmış, aldatmalar dağılacaktır

Ey paşalar, zabitler! Bütün kuvvetimle derim ki:

Gazetelerde neşrettiğim umum makâlâtımdaki umum hakâikte nihayet
derecede musırrım. Şayet zaman-ı mâzi cânibinden, Asr-ı Saadet
mahkemesinden adaletnâme-i Şeriatla dâvet olunsam; neşrettiğim hakâiki
aynen ibraz edeceğim. Olsa olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir
libas giydireceğim. Şayet müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki
tenkidât-ı ukalâ mahkemesinden tarih celbnâmesiyle celp olunsam, yine
bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini
yamalamakla beraber, taze olarak orada da göstereceğim.HAŞİYE1

Demek, hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır. “Hak yücedir ve
hiçbir şey ondan daha yüce değildir.” (Keşfü’l-Hafâ, 1:127) Millet
uyanmış; mugalâta ve cerbeze ile iğfal olunsa da devam etmeyecektir.
Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı
umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır. Ve hakikat
meydana çıkacaktır, inşaallah.

“Akıllı olanlara bu dediklerim yeterlidir. Ben köyü çağırdım, eğer köyde kimseler varsa.” (Farsça bir ibârenin meâli)

Sizin işkenceli hapishanenin hâli; zaman müthiş, mekân muvahhiş,
mahbusîn mütevahhiş, gazeteler mürcif, efkâr müşevveş, kalbler hazin,
vicdanlar müteessir ve me’yus, bidâyet-i halde memurlar şemâtetli,
nöbetçiler müz’iç olmakla beraber, vicdanım beni tâzip etmediği için, o
hal bana eğlence gibiydi. Musibetlerin tenevvüü, mûsikinin nağmelerinin
tenevvüü gibi bana geliyordu.

Hem de geçen sene tımarhânede tahsil ettiğim dersi, şimdi bu
mektepte itmam ettim.HAŞİYE2 Musibet zamanının uzunluğundan, uzun
dersler gördüm. Dünyanın ruhanî lezzeti olan hüzn-ü mâsumâne ve
mazlûmâneden, zayıfa şefkat ve gadre şiddet-i nefret dersini aldım.

Ümidim kavîdir ki, çok mâsumların kalblerinden hararet-i
hüzünle tebahhur eden “ay”, “vay” ve “ah”lar, rahmetli bir bulut teşkil
edecektir. Ve âlem-i İslâmda yeni yeni İslâm devletlerinin
teşekkülleriyle, o rahmetli bulut teşekküle başlamıştır.

Eğer medeniyet böyle haysiyet kırıcı tecavüzlere ve nifak
verici iftiralara ve insafsızcasına intikam fikirlerine ve şeytancasına
mugalâtalara ve diyânette lâübâlicesine hareketlere müsait bir zemin
ise, herkes şahit olsun ki, o saadet-saray-ı medeniyet tesmiye olunan
böyle mahall-i ağrâza bedel, vilâyât-ı şarkiyenin, hürriyet-i
mutlakanın meydanı olan yüksek dağlarındaki bedeviyet ve vahşet
çadırlarını tercih ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette görmediğim
hürriyet-i fikir ve serbesti-i kelâm ve hüsn-ü niyet ve selâmet-i kal,
şarkî Anadolu’nun dağlarında tam mânâsıyla hükümfermadır.

HAŞİYE-1: Şimdi Üstad Bediüzzaman bu kırk beş senedeki dehşetli
mahkemelerinde aynen bu on bir buçuk cinâyetlerini ve on bir buçuk
suallerini o Divân-ı Harb-i Örfî’deki gibi tekrar etmiştir ve
etmektedir.

HAŞİYE-2: Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri kırk beş sene
evvel tımarhane hükmündeki mahkeme-i zalimanede aldıkları dersi, şimdi
bu gaddarane hazır mektepte imtihan vermişler ve böylece iki
şehadetname almışlardır.

Divân-ı Harb-i Örfî, s. 50-53
http://www.yeniasya.com.tr/2009/12/12/lahika/default.htm
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir