Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

07.12.2009, 08:21

Beşer, din-i hakkı arıyor


Hadis-i Şerif Meâli

İlme sarıl. Çünkü ilim mü'minin dostudur. Hilm onun veziridir.
Akıl onun yol göstericisidir. Salih amel onun doğru yolda sabit
kılıcısıdır. Şefkatlilik babasıdır. Yumuşaklık kardeşidir. Sabır maddî
ve mânevî duygularının kumandanıdır.

Câmiü's-Sağîr, No: 2667





07.12.2009










Beşer, din-i hakkı arıyor

Nev-î beşer, hususan medeniyet fenlerinin ikazatıyla uyanmış,
intibaha gelmiş, insaniyetin mahiyetini anlamış. Elbette ve elbette
dinsiz, başıboş yaşamazlar. Ve olamazlar. En dinsizi de dine iltica
etmeye mecburdur. Çünkü, acz-i beşerî ile beraber hadsiz musîbetler ve
onu inciten hâricî ve dahilî düşmanlara karşı istinat noktası; ve
fakrıyla beraber hadsiz ihtiyâcâta müptelâ ve ebede kadar uzanmış
arzularına medet ve yardım edecek istimdad noktası, yalnız ve yalnız
Sâni-i Âlemi tanımak ve iman etmek ve âhirete inanmak ve tasdik
etmekten başka, uyanmış beşerin çaresi yok...

Kalbin sadefinde din-i hakkın cevheri bulunmazsa, beşerin
başında maddî, mânevî kıymetler kopacak ve hayvanatın en bedbahtı, en
perişanı olacak.

Hâsıl-ı kelâm: Beşer bu asırda harplerin ve fenlerin ve
dehşetli hadiselerin ikazatıyla uyanmış ve insaniyetin cevherini ve
câmi istidadını hissetmiş. Ve insan, acip cemiyetli istidadıyla yalnız
bu kısacık, dağdağalı dünya hayatı için yaratılmamış. Belki ebede
meb'ustur ki, ebede uzanan arzular mahiyetinde var. Ve bu dar, fâni
dünya, insanın nihayetsiz emel ve arzularına kâfi gelmediğini herkes
bir derece hissetmeye başlamış.

Hattâ insaniyetin bir kuvâsı ve hâdimi olan kuvve-i hayaliyeye
denilse, "Sana dünya saltanatı ile beraber bir milyon sene ömür olacak;
fakat sonunda hiç dirilmeyecek bir surette bir idam senin başına
gelecek." Elbette hakikî insaniyetini kaybetmeyen ve intibaha gelmiş o
insanın hayali, sevinç ve beşarete bedel, derinden derine teessüf ve
eyvahlarla saadet-i ebediyenin bulunmamasına ağlayacak.

İşte bu nükte içindir ki, herkesin kalbinde derinden derine bir
din-i hakkı aramak meyli çıkmış. Her şeyden evvel, ölüm idamına karşı
din-i haktaki bir hakikati arıyor ki kendini kurtarsın. Şimdiki hal-i
âlem bu hakikate şehadet eder.

Kırk beş sene sonra, tamamıyla beşerin bu ihtiyac-ı şedîdini,
dinsizliğin zuhuruyla küre-i arzın kıt'aları ve devletleri birer insan
gibi hissetmeye başlamışlar. Hem âyat-ı Kur'âniye başlarında ve
âhirlerinde beşeri aklına havale eder, "Aklına bak" der. "Fikrine,
kalbine müracaat et, meşveret et, onunla görüş ki bu hakikati bilesin"
diyor.

Meselâ, bakınız, o âyetlerin başında ve âhirlerinde diyor ki:
"Neden bakmıyorsunuz? İbret almıyorsunuz? Bakınız ki, hakikati
bilesiniz." "Biliniz" ve "Bil" hakikatine dikkat et. "Acaba neden beşer
bilemiyorlar, cehl-i mürekkebe düşüyorlar? Neden taakkul etmiyorlar,
divaneliğe düşerler? Neden bakmıyorlar, hakkı görmeye kör olmuşlar?
Neden insan sergüzeşt-i hayatında, hâdisat-ı âlemden tahattur ve
tefekkür etmiyor ki, istikamet yolunu bulsun? Neden tefekkür ve
tedebbür ve aklen muhakeme etmiyorlar, dalâlete düşüyorlar? Ey
insanlar, ibret alınız! Geçmiş kurunlardan ibret alıp gelecek mânevî
belâlardan kurtulmaya çalışınız" mânâsında gelen âyetlerin bu
cümlelerine kıyasen, çok âyetlerde, beşeri, aklına, fikriyle meşverete
havale ediyor.

Ey bu Câmi-i Emevîdeki kardeşlerim gibi âlem-i İslâmın cami-i
kebirinde olan kardeşlerim! Siz de ibret alınız. Bu kırk beş senedeki
bu dehşetli hadisattan ibret alınız. Tam aklınızı başınıza alınız, ey
mütefekkir ve akıl sahibi ve kendini münevver telâkki edenler!

Hutbe-i Şamiye, s. 30-33
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir