Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

04.12.2009, 14:25

İslâmiyeti mahbup ve ulvî göstermeli


Hadis-i Şerif Meâli

Allah, mü'min kulunu hastalığa müptelâ eder ki, üzerindeki bütün günahları döksün.

Câmiü's-Sağîr, No: 1057





04.12.2009










İslâmiyeti mahbup ve ulvî göstermeli

27 Mart 1909 Dinî ceride, no: 86 Sadâ-i

Hakikat

Tarîk-i Muhammedî (asm), şüphe ve hîleden münezzeh olduğundan,
şüphe ve hileyi îmâ eden gizlemekten de müstağnîdir. Hem o derece azîm
ve geniş ve muhit bir hakikat, bahusus bu zaman ehline karşı hiçbir
cihetle saklanmaz. Bahr-i umman nasıl bir destide saklanacak?

Tekraren söylüyorum ki: İttihad-ı İslâm hakikatinde olan
İttihad-ı Muhammedînin (asm) cihet-i vahdeti tevhid-i İlâhîdir. Peymân
ve yemini de imândır. Encümen ve cemiyetleri, mesâcid ve medâris ve
zevâyâdır. Müntesibîni, umum mü’minlerdir. Nizamnamesi, Sünen-i
Ahmediyedir (asm), kanunu, evâmir ve nevâhî-i şer’iyedir.

Bu ittihad, âdetten değil, ibadettir. İhfâ, havf-ı riyâdandır.
Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı
İslâmdır.

İttihadın hedef ve maksadı, o kadar uzun, münşaib, muhit ve
merakiz ve maabid-i İslâmiyeyi birbirine rapt ettiren bir silsile-i
nuranîyi ihtizaza getirmekle, onunla merbut olanları ikaz ve tarîk-i
terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevk etmektir.

Bu ittihadın meşrebi muhabbettir. Husûmeti ise, cehalet ve
zaruret ve nifakadır. Gayr-ı müslimler emin olsunlar ki, bu
ittihadımız, bu üç sıfata hücumdur. Gayr-ı müslime karşı hareketimiz
iknâdır; zira, onları medenî biliriz. Ve İslâmiyeti mahbup ve ulvî
göstermektir; zira onları munsıf zannediyoruz.

Lâübaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir
ecnebîye sevdiremezler. Zira mesleksizliklerini göstermiş olurlar.
Mesleksizlik, anarşilik sevilmez. Ve bu ittihada tahkik ile dahil
olanlar, onları taklit edip çıkmazlar.

İttihad-ı Muhammedînin (asm) ittihad-ı İslâm meslek ve
hakikatini, enzâr-ı umumiyeye arz ederiz. Kimin bir itirazı varsa,
etsin; cevaba hazırız.

“Cihanın bütün aslanlarının bağlandıkları bir zinciri, hilekâr bir tilkinin koparmasına imkân var mıdır?” (Farsça ibare)

***

Neşrettiğim fihriste-i makasıddan terk ettiğim bir fıkradır. Şöyle ki:

Zahiren hariçten cereyan eden maarif-i cedidenin bir mecrâsı da bir kısım ehl-i medrese olmalı. Tâ gıll ü gıştan tasaffi etsin.

Zira, bulanıklığıyla başka mecrâdan taaffün ile gelmiş. Ve
atâlet bataklığından neş’et ve istibdat sümumu ile teneffüs eden ve
zulüm tazyikiyle ezilen efkâra bu müteaffin su, bazı aksülâmel
yaptığından, misfat-ı şeriat ile süzdürmek zarurîdir. Bu da ehl-i
medresenin dûş-u himmetine muhavveldir.

“Selâm Hüda’ya tabi olanların üzerine olsun.”

Hutbe-i Şamiye, s. 94-96
http://www.yeniasya.com.tr/2009/12/04/lahika/default.htm
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir