Elhamdülillah, bu sene Isparta daki talebelerinizi
dünyevi meşağil daha çok gaflete sokmadı.
Hizmet-i Nuriyedeki gayretlerimiz ciddi bir surette devam ediyor.
Herbirimizin kalblerimizdeki Nura karşı incizap, simalarımızda okunuyor.
Sanki bu talebelerinizin kalbleri sevinçle doludur.
Evet sevgili Üstadımız, bütün talebeleriniz hep birden diyorlar:
Liyakatsizliğimiz, hiçliğimizle beraber safiyane istihdam edildiğimiz
bu hizmet-i Nuriyede bedi bir Üstada
hem talebe, hem katip, hem muhatap, hem naşir, hem mücahid, hem halka nasih, hem Hakka abid
olmak gibi cihandeğer güzelliklerin hepsini birden bize veren
Hazret-i Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Ve bu yapmak istediğimiz şükürler dahi,
Halıkımızın fazlıyla kalbimize gelen bir ihsan olduğunu tahattur eden
biz talebelerinizin kalblerini sürur ve sevinç dolduruyor.
Masum Nursluların Üstadımızın
küçüklüğünde geçirdikleri hayatın müteşekkirane bir tarzı,
hal ve etvarımızda okunuyor.
Hudutsuz şükürler, nihayetsiz senalar olsun o Zât-ı Zülcelâle ki,
bizleri cehl-i mutlak derelerinden,
isyan ve küfran bataklıklarından
lütuf ve keremiyle çıkarıp,
gözleri kamaştıran en parlak bir Nur'a talebe etmiştir.
Eğer sevgili Üstadımız "iktiran" tabir edilen iki nimetin beraber geldiğini
daha evvelden bize izah etmeseydi,
çok minnettarlıklarımızı kalblerimize tercüman olan kalemlerimizden okuyacaklardı.
Evet, sevgili Üstadımız, biz kendimize bakıyoruz,
Risale-i Nur'a muhatap olamıyoruz.
Buna rağmen, ihtiyaç şiddetlendikçe,
Halık-ı Rahimin merhametli tecellilerini müşahede ediyoruz.
Kalb-i Üstad, parlak bir ayna, bir mazhar, bir ma'kes;
lisân-ı Üstad; âli bir mübelliğ, bir muallim, bir mürşid;
hâl-i Üstad, tecessüm etmiş en güzel bir örnek, bir nümune, bir misâl oluyor.
Tavaif-i beşerin ihtiyaçları yazılıyor, gösteriliyor.
ilâ âhir..
Emirdağ Lâhikası | 60