Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

24.05.2009, 16:57

Meşveret-i şer´iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza edini


Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz




“ışlerinde onlarla istişare et” (Âl-i ımran Sûresi: 159.) emriyle, kardeşlerimle bir meşverete muhtacım.

Emirdağ Lâhikası, 23, (yeni tanzim, s. 59)


Biz hem burada, hem Eskişehir’de tecrübe ile katî anladık ki, biz, vahdet-i mesele cihetiyle tam bir tesanüde şiddetle muhtacız. Sıkıntıdan gelen gücenmekler ve titizlikler ve itirazlar, bizim perişaniyetimizi ikileştirir. (...) Dikkat ediniz, küfr-ü mutlakı müdafaa eden gizli komite içinize parmak sokmasın. Benim komşudaki koğuşa parmağını soktu, beni azap içinde bıraktı. şimdi siz, mâbeyninizde münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim. (...) Sakın, sakın birbirinizin kusuruna bakmayın. Hiddet yerinde hürmet ediniz, itiraz yerinde yardım ediniz.

şuâlar, s. 289, (yeni tanzim, s. 517)

***

Mümkün olduğu kadar geçici rüzgârlara ehemmiyet vermeyiniz, bakmayınız. Zaten mabeyninizde samimî tesanüt ve meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. ıçinizdeki şahs-ı manevinin fikrini, o meşveretle bildirir.

Kastamonu Lâhikası, s. 95, (yeni tanzim, s. 176)

***

Sakın! Dikkat ediniz, ihtilâf-ı meşrebinizden ve zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip, birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. ıhlâs Risâlesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa, az bir ihtilâf bu vakitte Risâle-i Nur’a büyük bir zarar verebilir. (...)

Risâle-i Nur’un kahraman şakirtleri her müşkilâta galebe ettikleri gibi; ınşaallah bu ehemmiyetli ve dehşetli mevsimde yine galebe ederler. Safvet ve ihlâslarını bozmayacaklar ve hizmetlerine fütur getirmeyecekler. (...) Tam bir tesanüt lâzım ki, bu ağır defineye omuzları dayanabilsin.

Kastamonu Lâhikası, s. 183, (yeni tanzim, s. 340)

***

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Birden ruhuma gelmiş bir endişeyi beyan ediyorum.

Ehl-i dalâlet, Risâle-i Nur’un elmas kılıçlarına mukabele edemedikleri için, şakirtleri içinde, derd-i maişet cihetinden ve bahar mevsimi gafletinden istifade ederek, meşrepler veya hissiyatları muhalefetinden zayıf damarları bulup, şakirtleri içindeki tesanüdü sarsmak istediklerini hissettim ve anladım. Sakın, çok dikkat ediniz, içinize bir mübayenet düşmesin. ınsan hatadan hâli olamaz; fakat tövbe kapısı açıktır.

Nefis ve şeytan, sizi, kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tenkide sevk ettiği vakit, deyiniz ki: “Biz, değil böyle cüz’î hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevî saadetimizi Risâle-i Nur’un en kuvvetli rabıtası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz. O bize kazandırdığı netice itibarıyla dünyaya, enaniyete ait her şeyi feda etmek vazifemizdir” deyip nefsinizi susturunuz. Medâr-ı nizâ bir mesele varsa meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız; herkes bir meşrepte olmaz. Müsamahayla birbirine bakmak şimdi elzemdir.


Kastamonu Lâhikası, s. 181, (yeni tanzim, s.

336)


LÜGATÇE:


teşettüt: Dağınık olma, dallara ayrılma, perişaniyet.

ihtilâf-ı meşreb: Meşrep farklılığı.

mabeyn: Ara, arası.

tesanüd: Dayanışma.

meşveret-i şer’iye: Dine uygun olarak yapılan meşveret.

şahs-ı manevî: Bir şahıs olmayıp, kendisine bir şahıs gibi muamele edilen şirket, cemaat, topluluk.

ehl-i dalâlet: Hak yoldan sapanlar.

derd-i maişet: Geçim derdi.

meşrep: Mizaç, huy, tabiat.

mübayenet: Zıtlık, farklılık.

hâli: Müstesna, uzak.

rabıta: Bağ.

medâr-ı nizâ: Çekişme sebebi.

elzem: En lüzumlu.


23.05.2009
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir