Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

22.05.2009, 18:27

Irkçılık, mânâsız ve zararlıdır


Irkçılık, mânâsız ve zararlıdır


Altıncı Mesele: Menfî milliyette ve unsuriyet fikrinde ifrat edenlere deriz ki:

Evvelâ: şu dünya yüzü, hususan şu memleketimiz, eski zamandan beri çok muhaceretlere ve tebeddülâta maruz olmakla beraber, merkez-i hükûmet-i ıslâmiye bu vatanda teşkil olduktan sonra, akvâm-ı sâireden pervane gibi çokları içine atılıp tavattun etmişler. ışte bu halde Levh-i Mahfuz açılsa, ancak hakikî unsurlar birbirinden tefrik edilebilir. Öyleyse, hakikî unsuriyet fikrine hareketi ve hamiyeti bina etmek, mânâsız ve hem pek zararlıdır. Onun içindir ki, menfî milliyetçilerin ve unsuriyetperverlerin reislerinden ve dine karşı pek lâkayt birisi, mecbur olmuş, demiş: “Dil, din bir ise millet birdir.”

Madem öyledir. Hakikî unsuriyete değil, belki dil, din, vatan münasebâtına bakılacak. Eğer üçü bir ise, zaten kuvvetli bir millet; eğer biri noksan olursa, tekrar milliyet dairesine dahildir.

Saniyen: ıslâmiyetin mukaddes milliyeti, bu vatan evlâdının hayat-ı içtimâiyesine kazandırdığı yüzer faydadan iki faydayı misal olarak beyan edeceğiz.

Birincisi: şu devlet-i ıslâmiye yirmi otuz milyon iken, bütün Avrupa’nın büyük devletlerine karşı hayatını ve mevcudiyetini muhafaza ettiren, şu devletin ordusundaki nur-u Kur’ân’dan gelen şu fikirdir: “Ben ölürsem şehidim, öldürsem gaziyim.” Kemâl-i şevkle ölümün yüzüne gülerek istikbal etmiş, daima Avrupa’yı titretmiş. Acaba dünyada basit fikirli, sâfi kalbli olan neferâtın ruhunda şöyle ulvî fedakârlığa sebebiyet verecek hangi şey gösterilebilir? Hangi hamiyet onun yerine ikame edilebilir ve hayatını ve bütün dünyasını severek ona feda ettirebilir?

ıkincisi: Avrupa’nın ejderhaları (büyük devletleri) her ne vakit şu devlet-i ıslâmiyeye bir tokat vurmuşlarsa, üç yüz elli milyon ıslâmı ağlatmış ve inletmiş. Ve o müstemlekât sahipleri, onları inletmemek ve sızlatmamak için elini çekmiş, elini kaldırırken indirmiş. şu hiçbir cihetle istisgar edilmeyecek mânevî ve daimî bir kuvvetü’z-zahr yerine hangi kuvvet ikame edilebilir, gösterilsin. Evet, o azîm mânevî kuvvetü’z-zahrı menfî milliyetle ve istiğnâkârâne hamiyetle gücendirmemeli.

Yedinci Mesele: Menfî milliyette fazla hamiyetperverlik gösterenlere deriz ki:

Eğer şu milleti ciddî severseniz, onlara şefkat ederseniz, öyle bir hamiyet taşıyınız ki, onların ekserîsine şefkat sayılsın. Yoksa, ekserîsine merhametsizcesine bir tarzda, şefkate muhtaç olmayan bir kısm-ı kalîlin muvakkat, gafletkârâne hayat-ı içtimaiyelerine hizmet ise, hamiyet değildir. Çünkü, menfi unsuriyet fikriyle yapılacak hamiyetkârlığın, milletin sekizden ikisine muvakkat faydası dokunabilir; lâyık olmadıkları o hamiyetin şefkatine mazhar olurlar. O sekizden altısı ya ihtiyardır, ya hastadır, ya musibetzededir, ya çocuktur, ya çok zayıftır, ya pek ciddî olarak âhireti düşünür müttakîdirler ki, bunlar hayat-ı dünyeviyeden ziyade, müteveccih oldukları hayat-ı berzahiyeye ve uhreviyeye karşı bir nur, bir teselli, bir şefkat isterler ve hamiyetkâr mübarek ellere muhtaçtırlar. Bunların ışıklarını söndürmeye ve tesellilerini kırmaya hangi hamiyet müsaade eder? Heyhat! Nerede millete şefkat, nerede millet yolunda fedakârlık?

Rahmet-i ılâhiyeden ümit kesilmez. Çünkü, Cenâb-ı Hak, bin seneden beri Kur’ân’ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat arızalarla inşaallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir.


Mektubat, 26. Mektub, 3. Mebhas


menfi milliyet: Olumsuz, zararlı milliyetçilik.

unsuriyet: Irkçılık.

ifrat etmek: Aşırı gitmek, ölçüyü aşmak.

muhaceret: Göç etme.

tebeddülât: Değişiklikler.

merkez-i hükûmet-i ıslâmiye: ıslami hükümet merkezi.

akvâm-ı sâire: Diğer milletler.

tavattun: Vatan edinme.

Levh-i Mahfuz: Kader defteri.

tefrik: ayırma.

hamiyet: Mukaddes değerleri koruma duygusu ve gayreti.

unsuriyetperver: Irkçı, ırkçılığı seven.

neferât: Neferler, askerler.

müstemlekât: Sömürgeler.


22.05.2009
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir