Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

22.01.2009, 02:49

Katledilen masumlar şehîd olup veli olurlar


Elbette zemin yüzünde bu dehşetli düelloda semâvâtı ağlatacak zulümler ve tahribât oluyor.

Çok masum ve mazlumların hukukları kayboluyor, mahvoluyor. Mimsiz, gaddar medeniyetin zalimâne düsturu olan, “Cemaat için fert feda edilir; milletin selâmeti için cüz’î hukuklara bakılmaz” diye, öyle dehşetli bir zulüm meydanı açmış ki, kurûn-u ûlâ vahşetlerinde de emsâli vuku bulmamış. Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyânın adalet-i hakikiyesi, bir ferdin hakkını cemaate feda etmez; “Hak haktır; küçüğe, büyüğe, aza, çoğa bakılmaz.”

Kastamonu Lâhikası, s. 112, (yeni tanzim, s. 208)


***

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bu şiddetli kışta ve mânevî, dehşetli, ayrı tarz bir kışta ve nev-i beşer ictimaî hayatında müthiş kanlı diğer tarz bir kışta, çırpınan biçarelere rikkat-i cinsiye ve şefkat-i neviye cihetinden gayet derecede bir hüzün ve elem hissettim. Çok yerlerde beyan ettiğim gibi, yine Erhamürrâhimîn ve Ahkemülhâkimîn olan onların Hâlık-ı Kerîm ve Rahimin hikmet ve rahmeti, benim kalbimin imdadına yetişti. Mânen denildi ki:

“Senin bu şiddet-i teessürün, o Hakim ve Rahimin hikmetini, rahmetini bir nevî tenkit hükmüne geçer. Rahmet-i ılâhiyeden ileri şefkat olunmaz. Hikmet-i Rabbaniyeden daha ekmel hikmet, dâire-i imkânda olamaz. Âsiler, cezalarını; masumlar, mazlumlar, zahmetlerinden on derece ziyade mükâfâtlarını alacaklarını düşün. Senin daire-i iktidarının haricinde olan hadisâta, Onun merhamet ve hikmet ve adaleti ve rububiyeti noktasında bakmalısın.” Ben de o lüzumsuz şiddetli elem-i şefkatten kurtuldum.

Kastamonu Lâhikası, s. 170, (yeni tanzim, s. 313)

***

şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan, elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmetenli’l-Âlemîn zâtın (asm) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa, o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalâlete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sakam-ı kalbîdir. (...)

..müstehaklara âfât geldiği zaman masumlar da yanarlar; onlara acımak olmuyor. Fakat, cânilerin cezalarından zarar gören mazlumların hakkında gizli bir merhamet var.

Bir zaman, eski Harb-i Umumîde, düşmanların ehl-i ıslâma ve bilhassa çoluk ve çocuklara ettikleri katl ve zulümlerinden pek çok müteellim oluyordum. Fıtratımda şefkat ve rikkat ziyade olduğundan, tahammülüm haricinde azap çekerdim.

Birden kalbime geldi ki, o maktul masumlar şehîd olup veli olurlar; fâni hayatları, bâki bir hayata tebdil ediliyor. Ve zâyi olan malları sadaka hükmünde olup bâki bir malla mübadele olur. Hatta o mazlumlar kâfir de olsa, ahirette kendilerine göre o dünyevî âfâttan çektikleri belâlara mukabil rahmet-i ılâhiyenin hazinesinden öyle mükâfâtları var ki, eğer perde-i gayb açılsa, o mazlumlar haklarında büyük bir tezahür-ü rahmet görüp, “Ya Rabbi, şükür elhamdülillâh” diyeceklerini bildim ve kat’î bir surette kanaat getirdim. Ve ifrat-ı şefkatten gelen şiddetli teessür ve elemden kurtuldum.


Kastamonu Lâhikası, s. 48, (yeni tanzim, s.91-92)

Yeni Asya - Lâhika - 10.01.2009
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir