Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

01.03.2004, 20:37

Bir kissa bin hisse

BıR KISSA BıN HıSSE


1998yılında Çanakkale şehitliğini ziyâret eden bir genç anlatıyor:

Bir kabristana girdik: Büyük Abide şehitliğine. Kapıdan girer girmez, bir mezar beni kendine doğru çekiyordu. “Beni mıknatıs gibi çeken şey ne olabilir?” diyerek kabristandan içeriye girdim. Ayaklarım beni bir mezar taşının başına kadar sürükledi. Başında dikildim. Üstünde bizim köyden bir şehidin ismi yazıyordu. “Demek beni bu kadar kendine çeken sendin, öyle mi?” dedim.

Başına oturdum. Gözyaşları içerisinde bir Fâtiha okudum. Duâlar ettim. ısmini de unutmamak için bir pusulaya not ettim. Gittiğim zaman babama gösteririm. Belki, onun kim olduğunu bilir, diye düşündüm. Pusulayı cebime soktum. Kalktım. Gönlümde bir ferahlık hissederek, huzur içerisinde oradan ayrıldım.

Çanakkale şehitliği ziyâretimizi tamamlayıp, ıstanbul’a döndük. Babamın işinden dolayı onunla ancak yemek saatlerinde görüşebiliyorduk.

Akşam yemeği sırasıydı. Babam, “Oğlum, geziye gittiniz. Neler gördünüz? Anlat bakalım” dedi. Ben de gezimizin çok iyi geçtiğini, çok duygulandığımızı, en önemlisi bizim köyden bir şehidimizle karşılaştığımı söyledim. Babamın tanıyabileceğini tahmin ederek ismini bir pusulaya kaydettiğimi belirttim.

Babam, “Kimmiş oğlum o?” dedi. Benden ismini istedi.

Pusulayı babama uzattım.

Babam ismini okudu. Fakat o da ne? Babam yutkunamıyordu! Ağzındaki lokma boğazında düğümlenmişti!

Ayağa kalktı. Odanın içinde dolanmaya başladı. Ben, babamı bu derece etkileyen ne acaba, diye düşünüyordum.

Babam bir müddet sonra gözyaşları içinde, “Oğlum! O kim biliyor musun?”dedi.

“Hayır baba! Seni böyle etkileyen kim olabilir?” dedim.

Babam, hıçkırıklara boğularak, “O senin deden yavrum. O senin deden!” deyiverdi.

Hepimiz şok olmuştuk. Babam, “Babamın Çanakkale’de kaldığını biliyordum. Onun ziyâretine hiç gidemedik. O bizi çağırıyor. Gitmek şart oldu” dedi.

Ertesi gün âilecek Çanakkale’ye şehit ziyâreti için tekrar yollara düştük.

(Hüseyin Maltepe, Kalbe Gömülü Değerler, ıstanbul, 2000)

Süleyman KÖSMENE

11.09.2003
Ruhumda büyük bir boşluk hissederek,okuyacak kitap ararken,Risale-i Nur'u okuduğum zaman elimde olmayarak ondan ayrılamadım.Kalbimdeki o büyük ihtiyacı karşıladığını hissettim.ılmî ve imanî şüphelerden kurtaran aklî ve imanî ispatları onda buldum.Z.G.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir