Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.02.2012, 12:44

Horozun Fendi Tilkiyi Yendi




Tilki, birkaç gündür çiftliğin etrafında fırıldak gibi dönüyordu.
Bakışlarındaki bütün dikkat çiftlik evinin yan tarafındaki tavuk kümesinde
toplanmıştı. “ Ah “ diyordu, “ Ah, şu semiz tavuklardan
birisini, ikisini yakalasaydım da çıtır çıtır yiyiverseydim, ne olurdu sanki?
Karnım doyardı, sonra da güzel bir uyku çeker yarına kadar yiyecek derdim
olmazdı ” diye düşünürken çiftlik sahibinin kümesin önündeki kuyudan su
çekmeye gittiğini gördü. Kaşlarını çattı. Yüksek sesle:




“ Fakat bunlar rahat bırakmazlar ki, adam, karısı, oğlu, kızı sabah gün
doğarken kalkarlar, bütün gün çiftliğin avlusunda oraya buraya koşuştururlar.
Ne zamana kadar? Ta akşam oluncaya kadar. Peki, akşam olunca bunlar yatar
uyurlar da meydan bana mı kalır? Yooo…Gecelerin hakimi
Popsi’dir. Benim gibi üç tanesini bir araya getirsen
ancak bir Popsi eder. İriyarı, kalıplı bir
köpektir kendisi. Geceleri hiç ayrılmaz kümesin önünden. Bazı geceler yere yatar,
uyur gibi yapar. Bilirim ben onun iki gözü açık uyuyanlardan olduğunu. Geceleri
değil kümese girmek, çiftliğin avlusuna adım atmayı kendi kendime
teklif bile edemedim “ diyerek sitem etti.

Ertesi gün tilki sevinçten neredeyse kanatlanıp uçacaktı. Çiftlik
sahipleri öğle vaktine doğru temiz elbiselerini giymişler, arabalarına binip
şehre misafirliğe gitmişlerdi. Belli ki birkaç günden önce dönmeyeceklerdi.
İkindi zamanı olmuştu. Popsi sıcak havanın etkisiyle gevşemeye başladı. Zaten
bütün gece uyumamıştı. Göz kapakları ağırlaşmıştı. Gezerken dalıyordu.
Birkaç kere neredeyse yere düşecekti. Sonunda, dayanamadı,
gitti, kulübesinde uyumaya başladı.

Tilki, Popsi’nin haline güldü.
Sessizce çiftliğin avlusuna süzüldü. Kümesin yanına sokuldu. İçerde tavuklar
yem yiyorlardı. Kapının sürgüsünü çekti. En yakınında duran tavuğu
kaptığıyla, kümesin kapısını kapatıp ormana doğru kaçması bir oldu. Kümeste
bulunanlardan hiçbiri bu durumun farkına varmadı. Tilki geceyi
ormandaki bir ağaç kovuğunda geçirdi. Ertesi
gün yine ikindi vakitleri Popsi kulübesinde uyurken kümese geldi. Aynı
şekilde kapının sürgüsünü çekti, en yakınında duran tavuklardan birini
yakaladı, kapıyı kapatıp ormana doğru koşarak uzaklaştı.

Kümeste bir horoz vardı. Adı “ Kırmızı “ idi. Geriye
kalanların hepsi tavuktu. Tilki kümese dadanmadan önce
on dört tane tavuk vardı. Kırmızı o sırada kümesin köşesinde tahtadan yapılmış
tünekte oturmuş, pencereden dışarısını seyrediyordu. Tilkinin kümese
girip tavuklardan birini kapıp götürmesine film seyreder gibi
bakakaldı. Kendisini çarçabuk toparladı. Aniden tünek
penceresinden kümesin ortasına doğru uçtu. Avazı çıktığı kadar “ ü-ü-rüü-üüüü “
diyerek ötmeye başladı. Amacı, Popsi’yi uyandırıp tilkiyi yakalamasını
sağlamaktı. Belki tilkinin götürdüğü tavuk kurtarılabilirdi. Hemen durumu
kümesteki tavuklara anlatıp, tavukların “gıt gıt gıdak, gıt gıt gıdak” diye
bağırmalarını sağladı. Aradan dakikalar geçtiği halde Popsi yardıma koşmadı.

Saatler sonra Popsi uyandı. Ağır ağır gerindi. Kulübesinden dışarı
çıktı. Hava kararmaya başlamıştı, akşam oluyordu. “ Ne güzel uyumuşum!..Şöyle
bir çıkıp dolaşayım “ dedi kendi kendine. Tam kümesin önünden
geçerken duyduğu sesle irkildi. Birisi onu çağırıyordu. Kümese doğru yaklaştı.
Seslenen horoz Kırmızı idi:

“ Popsi nerelerdesin? Sen gündüz uyurken tilki geldi. Kümesin kapısını
açıp bir tavuk kaptı, kapıyı kapatıp kaçtı. Seni uyandırmak için hepimiz
bağırdık. Fakat sen koşup gelmedin. Ayrıca bir tavuk daha kayıp. Çiftlik
sahiplerinin gitmelerini fırsat bildi bu tilki, iki günde iki tavuk çaldı. “

Popsi kulaklarına inanamadı. Tilkinin kendisini önemsememesi canını
sıkmıştı. Gözlerini iri iri açarak:


“ Vay be..Bu ne cesaret..O tilkiyi bir yakalarsam dünyasını
karartırım..Ne sanıyor ya bu tilki kendisini “ diye bağırdı.


Kırmızı, Popsi’ye susmasını işaret ederek: “ İş işten geçtikten
sonra sinirlenmenin ne anlamı var? Bir plan hazırladım. Şimdi beni iyi dinle
“ dedi.

Planı dinleyen Popsi gece nöbetine devam etti. Aynen iki gündür olduğu
gibi ikindi vaktine doğru ayakta uyuklamaya başladı. Kulübesine
girdi. Kapısını kapattı. Fakat uyumak için
kulübeye girmemişti. Plan gereği, kulübesinin
arka tarafındaki tahtalardan birinin çivilerini
geceden sökmüştü. Tahtayı yerinden alıp sessizce dışarı çıktı.
Çiftlik evinin arkasından öbür yandaki kümesin arkasına
geldi. Kırmızı ve tavuklar da bütün gece boş durmamışlar, kümesin
köşesindeki tüneğin tahtalarını aralayıp, Popsi’nin geçebileceği kadar bir yer
açmışlardı. Popsi buradan tüneğe girdi. Tahtaları yine eski durumuna getirdi.
Tünek kapısının arkasında yere yattı. Tavukların hepsi tünekteydiler. Sadece
Kırmızı kümesin ortasında dolaşıyordu.

Tilki Popsi’nin kulübesine girmesinden sonra bir yarım saat
bekledi. Popsi’nin uyuduğuna kanaat getirdi. Çiftliğin avlusuna girdi.
Kümesin önündeki kuyunun duvarı arkasına
saklandı. Etrafı dinledi. Her şey yolundaydı. Kuyunun
duvarı üstünden başını kaldırdı. Kümese
doğru baktı. Horozdan başka kimseyi göremedi. “ Tavuklar tünekte
uyukluyorlar olsa gerek “ diye düşündü. “Yaşasın!
Bugün de horoz eti yiyeceğim “ dedi
kendi kendine. Bulunduğu yerden ayrıldı. Parmaklarının
ucuna basarak kümese doğru yaklaştı.

Kırmızı, tilkiyi kuyunun arkasına saklanırken görmüş ve Popsi’yi
haberdar etmişti. Sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi kafası
yerde yem yiyor gözüküyordu. Aslında tilkiyi göz hapsine almış, tilkinin her
hareketini kontrol ediyordu. Tilki kümes kapısının sürgüsünü çekti. Hızla
kırmızının üstüne yürüdü. Tam kırmızıyı tutmak için eğildiği anda sağ gözünde
bir şimşek çaktı. Kırmızının tek ayağı üstünde dönerek vurduğu kanat tokadı
tilkinin gözüne gelmişti. Tilki neye uğradığını şaşırdı. Bu sırada
Popsi saklandığı yerden yay gibi boşandı. Kümesin kapısını
kapattı. Kapıya kilidi taktı. Anahtarı kümesten dışarıya attı. Kendisi
için hiçbir kaçış yolu kalmayan tilki gerilemeye başladı. Yalvarmak faydasızdı.
Kendini savunmaya karar verdi. Popsi ile tilki hırsla birbirlerine
girdiler. Popsi tilkiye göre, çok iriydi ve
çok güçlüydü. Sonunda, tilki, Popsi’nin vurduğu
yumruklarla pestile döndü. Yere yığıldı, kendinden geçti. Popsi’nin tekrar
tilkinin üstüne atılmaya hazırlandığını gören Kırmızı, Popsi’nin önüne
geçti:

“ Dur bakalım!. Bu kadar ders ona yeter. Kümese girdiğin yerden
dışarıya çık, anahtarı bul, kapıyı aç. Yaptığım planın dışına çıkmamak gerek.


Daha sonra Kırmızı ile Popsi, tilkiyi götürüp ormana bıraktılar.
Tilki ancak iki gün sonra gece yarısı kendine
gelebildi. Yüzü, gözü çürük içindeydi. Her yanı ağrıyordu, arka ayakları
tutmuyordu. “ Ölmemişim buna da şükür “ dedi içinden. Tilki
vücudunda sağlam kalan ne varsa hepsini toplayıp
sürüklenerek ormanın içlerine doğru uzaklaştı, karanlıklarda kayboldu.


SON








Yazan: Serdar Yıldırım














[font='&quot'] [/font]

Bu konuyu değerlendir