Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

24.01.2011, 00:26

Çobanın nasihati

Çobanın nasihati
Fars hükümdarlarından Dârâ, bir av esnasında askerlerinden bir hayli uzaklaşmıştı. At çobanlarından biri koşa koşa kendisine yaklaşmaya başladı. O anda padişah kendi kendine düşündü:
‘’ Bu adam, bir düşman olmalı, hemen bir okla haklayayım! ‘’Dârâ’nın yayını kurduğunu gören çoban, korkuyla haykırdı:’’ Ben sultanımın atlarını besleyip büyüten, onları yetiştiren çobanım. Düşman değilim, beni öldürmeyin! ‘’ çobanın bağırması üzerine hükümdar kendine geldi: ‘’ kafasız çoban, ölümden döndün! Sana mutlaka melekler yardım etti. ‘’ Çoban şöyle cevap verdi: ‘’ Bir hükümdarın dostunu düşmanından ayır edememesi, o hükümdar için beğenilecek bir durum değildir. Siz beni kaç kere huzurunuzda görmüş; atlardan ve otlaklardan sormuştunuz. Şimdi yanınıza saygılarımı arz etmek için yaklaşıyordum ki, beni düşmandan fak edemediniz. Halbuki ben çoban kulunuz, istenilen bir atı, yüz bin atın içinden bile derhal bulup çıkarırım. Demek ki çobanlığım akıl ve fikirledir. Siz de benim gibi olunuz ve sürünüzü muhafaza ediniz! Dârâ, çobanı dinledikten sonra onu ödüllendirdi ve ‘’ Bu öğüdü insan kalbine yazmalı’’ dedi.

2

25.01.2011, 00:00

:tamam2: :alkış:
Biz nefse köle değil, Allaha kul olmaya geldik.

Bu konuyu değerlendir