Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

21.09.2010, 15:38

Hazineye Giden Yol


Hazineye Giden Yol


Bir zamanlar,
ticarette çok başarı bir adam vardı. Adam yaşlandığında işini çok
büyütmüş ve büyük bir servet kazanmıştı. Sadece bu dünyayı değil,
ahireti de düşünen bu adam fakirlere hep yardım eder, zorda kalanların
imdadına koşardı. O muhtaçlara sadaka verdikçe serveti daha da artardı.
Ancak,
oğulları ne ticarette onun kadar hünerli ve başarılıydı; ne de
yürekleri onunki kadar şefkat doluydu. Onların kötü yönetimi çoğu kez
büyük zararlara yol açıyordu.
Yaşlı adam, birgün büyük miktarda bir
parayı sadece kendisinin bildiği gizli bir yere koydu. Kendisi öldükten
sonra, elleriyle büyüttüğü işinin başına gelecekleri, çocuklarının
mirası har vurup harman savuracağını biliyordu. Ölmeden önce de, parayı
gizlediği yeri defterine yazdı.
O öldükten sonra, gerçekten de
oğulları kendilerine kalan mirası kısa sürede tükettiler. Babalarından
kalan iş de kapandı. Şimdi meteliksiz kalmışlardı ve para
bulabilecekleri yollar arıyorlardı.
Son bir ümitle babalarından kalan
defterleri karıştırdılar, belki birilerinden alacakları vardır diye. Bu
sırada, babalarının yüklüce bir parayı bir yere gizlediğini anladılar.
Defterde paranın yeri de yazıyordu:
“Üçüncü ayın parlak yarısının
10.gününde, sabah saat 10’da, altınlar caminin kubbesine gömüldü.”
Bu
ipucu oldukça açık ve net görünüyordu. Evlerinin yanıbaşında küçük bir
kubbeli cami vardı. Gençler hemen birkaç işçi tutup gece vakti caminin
kubbesini yıktırdılar. Fakat, bu hiçbir işe yaramadı. Ellerine sadece
toz ve toprak geçti, altından da eser yoktu. Üstelik kubbe de boş yere
yıkılmıştı. Ya defterde yanlış yazıyordu, ya da babaları yalan
söylüyordu.
Fakat, o paraya çok ihtiyaçları vardı. Belki bu sözlerde
gizli bir mesaj vardır diyerek defteri bir bilgeye götürdüler.
“Sizi
gidi akılsızlar!” diye güldü bilge onlara. “Siz kendi kendinizi
kandırmışsınız. Defterde yazılanları da anlamamışsınız. Şimdi evime
gelin, size 50 altın borç vereceğim, onunla caminin kubbesini eski
haline getireceksiniz. Sonra, üçüncü ayın parlak yarısının 10.gününde
beni çağırın. O gün geldiğinde, size hazinenin yerini göstereceğim;
şimdi değil.”
Mirasyedi gençler büyük bir gayretle yıkmış oldukları
kubbeyi yeniden inşa ettiler. Sonra da, sabırsızlıkla o günü beklemeye
başladılar. Nihayet, beklenen gün gelince, bilgeyi çağırdılar. Birlikte
caminin kubbesine çıktılar.
“Haydi, bize altınların nerede gömülü
olduğunu göster” diye sızlandı gençler. “Altınlar burada gömülü değilse,
neredeler?”
“Saat ona kadar bekleyeceksiniz” diye sakince cevapladı
Bilge.
Beklenen saat gelince, bilge kubbenin üzerinde durarak
minarenin uzun gölgesini izledi ve sonra gölgenin düştüğü bir tepeyi
gösterip:
“Orayı kazın!” dedi.
Gençler gösterilen yere gidip hızla
kazmaya başladılar. Birkaç dakika geçmeden hazine sandığına ulaştılar.
Tam 20 bin altın gömülmüştü toprağın altına.
Bilge, sükûnet dolu bir
sesle gençlere şunları söyledi:

“Bakın, babanız bu yolla size
sadece altın değil, başka bir şey daha miras bıraktı. Bu altınlar, ebedi
hayatın hazinelerini temsil ediyor. Cami kubbesi de bu dünyayı. Tıpkı
hazineye ancak kubbeden ulaşılabilmesi gibi, ebedi hayattaki sonsuz
hazinelere de ancak bu dünyadan ulaşılabilir. Ama dünyayı yanlış
anlarsanız, kubbeyi yıktığınız gibi, dünyanızı da harap edersiniz;
üstelik sonsuz hazineye de ulaşamazsınız. Ümit ederim, bundan sonra hem
dünyanıza, hem de sonsuz hayatınıza gerekli özen gösterirsiniz…

Bilgelik
Öyküleri (Murat Çiftkaya)
[/img]
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir