Afyon'da Hüseyin isminde "Helva Yiyen" nâmıyla meşhur olmuş tam manâsıyla meczup biri yaşardı.
Sabahtan akşama kadar sokaklarda dolaşır kimse ne konuştuğunu anlamazdı. Yalnız halk Helva Yiyen'in bir mânâ tarafının olduğunu bilirdi. Onun saçma gibi gelen cümlelerinin dahi üzerinde dururlardı. Helva Yiyen gecelerini Afyon'daki nöbetçi eczanelerde geçirirdi. Çünkü Afyon çok soğuk olurdu, geceleri de yegâne sıcak yer eczanelerdi.
Benim de tanışmam eczane sohbetleriyle başladı. Ben gece ilâç almaya gidince bakıyorum Hüseyin orada... Dostluğumuz biraz derinden gitti ve pek gönülden sevdik birbirimizi.
Öyle olmuştur ki ben hastaya giderken "Telaş etme hastan nasıl olsa kurtulur." derdi. Bazen de "Boşuna gidiyorsun doktor kendini hazırla." derdi. Bu söylediklerinin hiçbir tanesi de sekmemiştir. Bunları dostluğumuz itibarı ile beni yabancı saymadığı için söylerdi. Başka birisi bir şey sorduğu zaman mümkün değil söylemezdi.
Bir gün çok emek verdiğim bir çocuk hastama gidiyordum. Öleceğini de hiç ummuyordum. Babası ateşi çıkar çıkmaz koşup gelmişti bana. O zaman da penisilin yeni çıkmıştı. Ben telaşla eczaneden penisilin alıp giderken "Telaşın boşuna doktor, çocuk gitti." dedi. Eve faytonla yaklaştığım zaman feryat figanı duyunca çocuğun gittiğini anladım. Çok da üzülmüştüm.
Bu Helva Yiyen'in hususiyeti, gündüzleri çocuklar bunu kovalar, taşlarlardı. Kızdırmak için de "Helva Yiyen" diye bağırırlardı. Helva Yiyen ismi oradan kalmıştır. Helva Yiyen kızdıkça söver, çocuklar da büsbütün üzerine varır taşlarlardı.
Dostluğumuzun derinleşmesine sığınarak bir gün dedim ki "Hüseyin, bu dervişlikten başka iş yok mu? Sabahtan akşama kadar kendini taşlatıyorsun?" "Eh bunu da artık sen çöz. Bu yaptığım, yapılabilecek şeylerin en güzeli, çok güzel bir şey." dedi. Emin olun çözemedim.
Daha sonra, zaman içerisinde Helva Yiyen dünyasını değiştirdikten çok sonra anladım. Helva Yiyen Taif'te çocukların Peygamber Efendimiz1! (sav) taşlaması sünnetini yapıyordu. Çocukların attığı taşları kendi vücudunda hissederek Sünnet-i Muhammedî'yi yerine getiriyordu.
Böyle müthiş bir mânâ ehliydi Helva Yiyen. Efendimiz'e (sav) karşı olan sevgisi, Efendimize (sav) karşı olan aşkı "Madem o taşlanmıştır, ben de taşlanacağım" diye böyle maceralı bir dervişliği seçmişti. (Onkolog Doktor Haluk Nurbaki)
Rabbim! Beni bende bırakma al beni benden.. Ben, bende kaldıkça mahrumum Sen'den..