Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

06.09.2010, 20:34

Tâif Sünneti!

Afyon'da Hüseyin isminde "Helva Yiyen" nâmıyla meş­hur olmuş tam manâsıyla meczup biri yaşardı.

Sabahtan akşama kadar sokaklarda dolaşır kimse ne konuştuğunu anlamazdı. Yalnız halk Helva Yiyen'in bir mânâ tarafının olduğunu bilirdi. Onun saçma gibi gelen cümlelerinin dahi üzerinde dururlardı. Helva Yiyen gecelerini Afyon'daki nöbetçi eczanelerde geçirirdi. Çünkü Afyon çok soğuk olurdu, geceleri de yegâne sıcak yer eczanelerdi.

Benim de tanışmam eczane sohbetleriyle başladı. Ben gece ilâç almaya gidince bakıyorum Hüseyin orada... Dost­luğumuz biraz derinden gitti ve pek gönülden sevdik birbiri­mizi.

Öyle olmuştur ki ben hastaya giderken "Telaş etme has­tan nasıl olsa kurtulur." derdi. Bazen de "Boşuna gidiyorsun doktor kendini hazırla." derdi. Bu söylediklerinin hiçbir tanesi de sekmemiştir. Bunları dostluğumuz itibarı ile beni yabancı saymadığı için söylerdi. Başka birisi bir şey sorduğu zaman mümkün değil söylemezdi.

Bir gün çok emek verdiğim bir çocuk hastama gidiyor­dum. Öleceğini de hiç ummuyordum. Babası ateşi çıkar çık­maz koşup gelmişti bana. O zaman da penisilin yeni çıkmıştı. Ben telaşla eczaneden penisilin alıp giderken "Telaşın boşuna doktor, çocuk gitti." dedi. Eve faytonla yaklaştığım zaman fer­yat figanı duyunca çocuğun gittiğini anladım. Çok da üzül­müştüm.

Bu Helva Yiyen'in hususiyeti, gündüzleri çocuklar bunu kovalar, taşlarlardı. Kızdırmak için de "Helva Yiyen" diye bağırırlardı. Helva Yiyen ismi oradan kalmıştır. Helva Yiyen kızdıkça söver, çocuklar da büsbütün üzerine varır taşlarlardı.

Dostluğumuzun derinleşmesine sığınarak bir gün dedim ki "Hüseyin, bu dervişlikten başka iş yok mu? Sabahtan akşama kadar kendini taşlatıyorsun?" "Eh bunu da artık sen çöz. Bu yaptığım, yapılabilecek şeylerin en güzeli, çok güzel bir şey." dedi. Emin olun çözemedim.

Daha sonra, zaman içerisinde Helva Yiyen dünyasını değiştirdikten çok sonra anladım. Helva Yiyen Taif'te çocuk­ların Peygamber Efendimiz1! (sav) taşlaması sünnetini yapı­yordu. Çocukların attığı taşları kendi vücudunda hissederek Sünnet-i Muhammedî'yi yerine getiriyordu.

Böyle müthiş bir mânâ ehliydi Helva Yiyen. Efendimiz'e (sav) karşı olan sevgisi, Efendimize (sav) karşı olan aşkı "Ma­dem o taşlanmıştır, ben de taşlanacağım" diye böyle maceralı bir dervişliği seçmişti. (Onkolog Doktor Haluk Nurbaki)
Rabbim! Beni bende bırakma al beni benden.. Ben, bende kaldıkça mahrumum Sen'den..

Bu konuyu değerlendir