Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

1

21.03.2009, 19:17

sedef

Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını…Ve Hakimin tokmak sesiyle herkes sustu. Uğultular kesildi ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi hakim…

“Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun…?”

Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı…

“Bu herif yetti artık, 50 yıldır bezdirdi hayattan…”

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda… Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından…

Davayı çok sayıda gazeteci izliyordu. Kadın neler diyecekti?.. Herkes onu dinliyordu…

Yaşlı kadının gözleri doldu… Ve devam etti… “Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez… 50 yıl önceydi… O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm…Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim… Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım… Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye… ıyi gelirmiş dedilerdi… 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi… Ta ki geçen geceye kadar…O gece takatım kesilmiş… uyuyakalmışım… Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim… Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim… Ondan hiçbir şey göremedim… Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim… Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.” Hakim, yaşlı adama dönerek:

“Diyeceğin bir şey var mı baba?” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.

“Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim… Fadime? mi de orada tanıdım… Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim… O çiçeklerle doludur bahçesi… Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi… ılk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm… Hekim, “çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir” dedi… “Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin” dedi… Hekimi pek dinlemedi bizim hatun… lafım geçmedi… O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu… Ben ona, “Gece sularsan geçer” dedim… Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim… O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim… Her gece o çiçek ben oldum… Sanki… Ona bu yüzden tapabilirdim…” dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle… “Her gece o yattıktan sonra uyandım… Saksıdaki suyu boşalttım… Sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey… Geçen gece de… Yaşlılık… Ben de uyanamadım… Uyandıramadım… çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi… Suçlandım… Sesimi çıkartamadım…”

O an mahkeme salonunda her şey sustu…


(umut huzmeleri)
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

2

21.03.2009, 19:23

:( yazıyı daha önce okudum. Güzel ve ders çıkarılması gereken bir yazı

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

3

21.03.2009, 19:29

Biz hatunlar iştee ne olsun başka :roll: ama bakın böyleside var...

Gençliğin Sırrı

Evvel zaman içinde memleketin birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış? Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış
‘bu gençliğin sırrı nedir’ diye. ıhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya.. Ama Sorular sık , soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki.

Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine.

“Bu davette size sırrımı açıklayacağım” demiş. Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merek ederken Adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş:
-”Hatun, şu kilerde bir karpuz getirir misin bize sana zahmet!..” Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş. Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da:
” Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet” demiş. Hanım onu götürmüş bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış yine beğenmemiş.
” Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin ” demiş, Başka istemiş?. Bu böylece üç dört sefer daha tekrarlamış.

Neyse misafirleri ve de siz Aziz okuyucuları sıkmamak için !!! Dedemiz beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş?. Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş. “Eeee ?. Arkadaşlar iste benim gençliğin sırrı burada anladınız
mı??

Herkes birbirinin yüzüne bakmış. Kimse bişey anlamamış..”Aman dede demişler nerde? Anlamadık biz bu sırrı!” Dedecik gülmüş.”Efendiler” demiş “O gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile “aman be adam , deli misin nesin şu tek karpuzu ne taşıttırıyorsun bana defalarca..” demedi.

Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. ışte ben bütün gençliğimi bu hanımıma borçluyum. Biz birbirimizi hiç başkalarının önünde zor duruma düşürmeyiz. Aile içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. ıyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız.’ demiş.
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

4

21.03.2009, 19:47

:)...kadındaki sabıra hayran kaldım...Elbette herşey aile arasında kalmalı. Başkaları araya girdikçe olyalar hep arapsaçına döner. Zaten karı-koca birbirini tamamlayan bir bütündür.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir