Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

15.02.2009, 11:58

Karanlıktan aydınlığa

Karanlıktan aydınlığa …

Bir diyardan, başka bir diyara yolculuk için bilet kesilmişti…

Bu biletle sefer ancak 9 ay 9 günde bitecekti…

Yolculuk başladı, ama yolcu emaneti taşıma cesaretini gösteremiyordu…
Bir taraftan daha önce dünyaya gelmelerine aracılık ettiği 10 a yakın dünya misafiri…

Dedi, ben perişan, onlar perişan…

Ben bunların dünya ya gelmesine aracılık etmekte niye bu kadar istek duyuyorum.

Karnındaki misafir için hep bundan nasıl kurtulurum, bu da diğerleri gibi şu perişan ve garip yere niye gelsin, zaten 10 taneden 7.si hicret etmişti. 3 ise vatani aslisinde kalmıştı. Ebebynlerine cennet te çocuk sevgisini tattırmak için.

Sağlam bir inancıda yoktu. Karnındaki çocuğu öldürürecek olması, onun katil olacağının bir delili olacağını bilmiyordu.

Çünkü onun doğduğunda dinden diyanetten Allah dan bahsetmek suçtu. Allah demeyi ancak 1950 li yıllarda öğrendi.

Bu yıllar bir anne için soğukkuyu lastik bir ayakkabıya kavuştuğu, çarıktan kurtulduğu bir yıldı. Anne haline şükretti. Bende 10 kardeş büyüdüm. Allah a şükür yaşıyoruz, ülkede kalkınmaya başladı. Kocasıda 60 lı yıllarda Alamanya ya gitmiş 3-5 kuruş getirmiş, alamanın kahrını çekmek istememiş, bulunduğu yerde iş kurmaya teşebbüs etmiş, bakkal açmış, hayvancılığa başlamış, alamanya sayesinde köyde inşaat işleri başlamış. Bir hayli işleri olmuş.

Kadın düşündü fakir fukara durumdayken 10 tane çocuk yaptım. Ben ne yapıyorum. Bu çocuğu öldürmek, içimden atmak için; türlü türlü kendime işkence yapıyorum. Düşmüyor, vatanını terk etmiyor. ıllaki dünya denen yalancı mekana gelmek için sımsıkı sarılmış…

Bunda da bir hayr vardır. Köye gelen imamda yıllar sonra Allah dan peygamberden ahiretten, cennet- cehennemden, öldükten sonra dirilmekten bahsediyor.

Düşündü hesap vermek var.Evlat katili olmak var. Ben kimim ki Allah ın bize lütfu olan bu varlığı yok edeyim. Allah a yalvardı bu çocuk senin için doğuracam; ben bunu burada görmek istemiyordum. Her hamlemde birisini bana musallat ettin. Bu çocuğu sana adadım. adını da yeni gelen imam ın adını koyacam. ALLAHIM BENı AFFET diye dualarda niyazlarda bulundu.
Çocuk doğdu nur topu gibi,

Ebe, dedi. Bu çocuğu kimselere gösterme kırkı çıkana kadar…
Çocuk büyümeye başladıkca akranlarından farklı olduğu fark edilmeye başladı. Çocuk zeki, zeki oldukçada hareketli. Ev kalabalık bir sürü işci, usta , şöför.

Çocuk zekasıyla kendini fark ettiriyordu. Okumaya başladı. Okuması yazması olmayan annesine de öğrendiklerini öğretmeye çalıştı. Ama kendisinin bir defada okuyup anladığını annesi ne kadar anlatsa hepsini anlamıyordu. Bir sürü işin içinde ve kalabalığın yeme içme ağırlanma telaşındaki anne,

Birgün çocuğuna dedi. Sen caminin hocasına git. O sana sure, dua , eski yazı okutacak, bana öğrendiğin dua ve sureleri öğret bu zamana kadar Allah karşı vazifelerimi yapamadım. Hiç olmazsa 50 yaşından sonra bizi yaratan Allah a kulluk vazifemizi yapıyım.

Evet anne onu Allah adamıştı, adını köyün imamının adını koymuştu.
ışte istenmiyen bir evlat Annesine öğrendiklerini yüzlerce kere de aynen okusa, sure, dua, namazın kılınışı gibi her insanın öğrenmesi yapması gerekenleri öğretiyordu…

Annede öğrenmek için her türlü gayreti gösteriyordu.
Adı laik olan ıslam ülkesinde 1970 li yıllara ve sonrasında ekilen tohumlar meyveye durmaya başlıyor. Zulmet Nura yöneldikçe, vücudunu nura feda ediyordu.

Allah a bağışlanan evlat, annesini Allah a yaklaştıryordu….
Bir imtihanda inşallah Allah a kul olmakla bitti…

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir