Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

22.01.2009, 01:39

küçük çobanın imanı

Küçük çobanın imanı

Büyük ıslam âlimlerinden Abdullah Bin Mübarek, birkaç koyun güden bir çocuk gördü. Çocuğa acıdı. Kendi kendine ‘’zavallı küçük yaşta çobanlık yapıyor. Büyüyünce Allah’ın ibadet ve marifetine nasıl kavuşur .’’diye düşündü.’’Gidip çocuğa Allah’ı tanıtmakta bir mesele öğreteyim.’’Kararını verdi Çocuğun yanına geldi ve aralarında şu konuşmalar geçti.
—Evladım Allah’ı bilir misin?’’ Diye sordu.
—Kul sahibini nasıl bilmez.’’ diye cevap verdi.
—Allah’ı ne ile biliyorsun?’’ diye sordu.
—Bu koyunlar ile.’’ diye cevap verdi
—Bu koyunlar ile nasıl biliyorsun?’’ diye sordu.
—Bu birkaç koyun çobansız işe yaramaz. Bunları tehlikelerden koruyan birisi lazımdır. Bunlara su ve ot versin Kurttan ve diğer canavarlardan korusun. Bundan anladım ki her şey, insanlar ve cinler-bu hayvanlar ve canavarlar, uçan kuşlar ve sürüngenler koruyucusuz olamazlar Bu binlerce çeşit mahlûkatı korumaya gücü yeten Allah tır, Başkası değildir. ışte bun koyunlar ile Allah’ı böylece bildim
—Allah’ı nasıl bilirsin? Diye sordu.
—Hiçbir şeye benzetmeden bilirim. Diye cevap verdi
—Böyle olduğunu nasıl bildin? Diye sordu.
—Yine bu koyulardan. Diye cevap verdi.
—Nasıl yani?
—Ben çobanım. Onların koruyucusuyum. Onlar benim korumam ve tasarrufumdadırlar. Onlara dikkatle bakıyorum. Ne onlar bana benzerler ne de ben onlara benzerim. Buradan, bir çoban güttüğü koyunlara benzemezse elbette Allah Teala kullarına benzemeyeceğini anladım. Ona benzeyen bir şey yok. O her şeyi işitir ve görür
—ıyi söyledin. ılimden bir şey öğrendin mi? diye sordu
—Ben bu sahralarda nasıl ilim öğrenebilirim? diye cevap verdi.
—Peki, başka ne öğrendin?
—Üç ilim öğrendim. Gönül ilmi, dil ilmi ve beden ilmi.
—Bunlar nelerdir ben bunları bilmiyorum.
—Gönül ilmi şudur ki, Rabbim bana kalp verdi. Kendisini tanımak ve sevmek için.Bu kalp ile O’nu bileyim,sevdiklerine gönlümde yer vereyim.Sevmediklerine yer vermeyeyim ve böylelerinden uzak olayım. Dil ilmi şudur ki; Bana zikretmek için dil verdi. Bununla onu hatırlayıp Adını söylemeyi Ondan bahsedilmeyen sözden onu korumayı, Böyle sözden uzak olmayı istedi. Beden ilmi şudur ki; Bana beden vermiştir. Onun ile kendine hizmet olan her şeyi yaparım. Hizmet olmayan şeyi ise uzaklaştırırım.
—Ey evladım! Önceki ve sonraki ilimler, senin bana öğrettiklerindir. Bana nasihat et dedi.
—Ey efendi! Âlim olduğun yüzünden belli oluyor. Eğer ilmi ALLAH için öğrendiysen, insanlardan istemeyi kes! Yok, ilmi dünya için öğrendiysen cennet arzu ve isteğini kalbinden çıkar. Diye çocuk yaştaki çoban büyük âlim Abdullah bin Mübarek’e ders verdi.

Mehmet KOVANCI

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir