muhterem halid, gözden kaçırdığın bir nokta var lâkin,
alkol dahi ıslam'da tedrîcî, yani derece derece, yavaş yavaş kaldırıldı, en son noktada tamamen yasaklandı ve haram olduğu ilân edildi,
sen şimdi bu meseleyi konuşuyorsun, ama hatırına getiriyor musun ki dışarıda müthiş bir fitne var, şeytanlar, hem insan, hem cin cinsinden olanlar, kadınlarla çok uğraşıyor.
senin peçe olarak kabul ettiğin ve konuştuğunu ictihad olarak görürüm, birşey demem, ama daha sadece başörtüsü takmaya toplumsal baskıdan ötürü hazır olmayan milyonlarca kızımız var, bunlar ne olacak?
onların karşısına direkt olarak böyle bir şeyle çıkınca, tedriciyetten uzak durunca, olumlu tepki alacağını cidden düşünüyor musun? Hz.Peygamber insanları kucaklardı, hatalarıyla birlikte, onlara iyi muamele ederdi, öyle ki herkes en çok Hz.Peygamberin a.s.m. kendisni sevdiğini zannederdi, onlara nasihatte bulunurdu.
23 yıl içinde, yüzyıllara sığmayacak bir ıslah yaptı, söyle bana, Kur'an parça parça inmese de direk 23 yıl sonraki hâli ile ilk gün inse, ayetler zamanla neshedilip yeni hükümler getirilmeden, tedriciyet uygulanmadan direk hükümler yerleştirilse, daha mı güzel olurdu?
Hem madem Allah Âlîm, herşeyin her vechini ilmiyle ihata eder, hem Hakîm, her fiili hikmetle ve inceliklerle doludur, niye böyle bir yolu murad etti?
O 23 yıllık ıslahat dönemine çok iyi bak, ıslah sadece kişisel bazda değil, toplumsal tabanda da olur. Topluma ne kadar iyi yerleşir, kişiler için uygulaması o kadar kolay olur, şeytan akılları kurcalama fırsatı bulamaz.
Ahirzamandayız şimdi, fitnesinden sahabilerin Allah'a sığındığı dönemdeyiz. Kişinin giyim ve tesettür tarzına saygı göstermektense, yargılamak derdine düşmüş insanlar, toplumdaki bu durum da imanı kuvvetli olmayan ve bu baskıya dayanamayan kızlarımız için engel oluyor.
Hem bilmez misin, şeytanın en büyük desiselerinden biridir ki, insana dindeki bir şeyi kerih, kabul edilemez gösterir, "demek ki Allah yok, eğer Allah olsa böyle kural mı koyarmış canım, hem olsa da (haşa) benim böyle bir Allah ile işim olmaz" dedirtip, isyana sürüklemeye çalışır. ınsan günahlarına tevbe edince saçını başını yolup ağlar, yok eğer günahlarını savunmak amaçlı isyan bayrağını çekse, o hannas da bayram eder.
ışte böyle...
ıslam nedir? ıslâm selâmdır, huzurdur. ınsanları bu huzur ile kucaklamadan, onların kalplerini, ruhlarını akıllarını insan ve cin taifesinden olan şeytanların vesvesesinden emin kılmadan, sadece ama sadece ictihad üzerine konuşup, meseleyi kendine göre bağlamak neye yarar?
Karar senin, tedrîci ve hikmetli hareket ile dine çağırmak, huzur-u ıslâm sînesine davet etmek mi, kişileri şeytanların kucağına itmek mi?
Bu mesele, daha ciddi bir şekilde, sadece ilim bazında konuşulmalı. ıçtihadlar ortaya konur, isteyen istediğini seçer.
Yoksa te'vil çok pis bir tuzaktır. 4 halifenin 3ünü, Hz.Peygamber'in a.s.m. torunları Hz.Hasan ve Hüseyin (radyallahü anhüm ecmaîn) hep te'villerden fetva bularak şehîd ettiler.
Aynı te'viller yüzünden sadece Kur'ancılar ve meâlciler şeklinde insanlar türedi, Zekeriya Beyazlar, Yaşar Nuriler yetişti.
Sonra iş bu vecihlere kaydı mı, içinden çıkması zor dâlalet vadilerine dalıyor insanlar.