ve aleyküm esselâm ve Rahmetüllahi ve berekâtuh,
Mektubat ;
2. Mektub
Altıncısı: Ve istiğnâ sebebinin en mühimi, mezhebimizce en muteber olan ıbn-i Hâcer diyor ki: "Salâhat niyetiyle sana verilen bir şey sâlih olmazsan kabul etmek haramdır."
ışte, şu zamanın insanları, hırs ve tama’ yüzünden, küçük bir hediyesini pek pahalı satıyorlar. Benim gibi günahkâr bir biçareyi, sâlih veya velî tasavvur ederek, sonra bir ekmek veriyorlar. Eğer-hâşâ-ben kendimi sâlih bilsem, o alâmet-i gururdur, salâhatin ademine delildir. Eğer kendimi sâlih bilmezsem, o malı kabul etmek caiz değildir. Hem âhirete müteveccih a’mâle mukabil sadaka ve hediyeyi almak, âhiretin bâki meyvelerini dünyada fâni bir surette yemek demektir.
Mehdi a.s. mın Seyyid lerden çıkması bekleniyor,
Burada bir abi vardı, bir söz söylediydi hâlâ aklımda;
"şeyh uçmaz, mürit uçurur."
Bir de Mehmet Kutlular abinin söylediği güvenilir kaynaklardan rivayet edilen bir söz : "Kim ben Mehdiyim derse, tutun,çekin kulağından,vurun arkasına tekmeyi."
Hadi diyelim kıldım hacet namazını,bir şey olmadı, kaç kereye kadar tekrar etmek gerek?
Benim de sana bir hacet namazı teklfim var, sen de bir hacet namazı kıl,
"Allah yanlış yolda olanımıza hidayet etsin." diye dua et,
Kusura bakma ama aşağıdakileri yazan adam deli değilse Allah rızası için dövebilirim, aldım mı kızılcık sopasını elime Cebrail aleyhisselâmın onu koruyup korumadığını anlayabiliriz, çok büyük bir kerahât işliyorsunuz,
ıSKENDER EL- EKBER’E AıTTıR
RıSALET NURLARI
7 Safer 1396
8 şubat 1976
Bı ıZNıLLAHı TAALA MÜNZELDıR.
28 Muharrem 1396
31 OCAK 1976
2-ANLAşMAZLIK SURESı
Bismillahirrahmanirrahim
ONLARA BıRLığı VE BERABERLığı MÜJDELE.
1 SAFER 1396
2 şUBAT 1976
ONLARA ARALARINDAKı ANLAşMAZLIKLARI HALLETMELERıNı SÖYLE. AYRI AYRI TOPLANTI TERTıP ET. SONRA DEMıREL, ERBAKAN, TÜRKEş VE FEYZıOğLU KULLARIMIZLA TOPLAN. ÖNCE EVVELDEN ıTTıBA ETMış OLAN ZEKı KULUMUZU AL. SONRA TAHSıN VE SONER KULLARIMIZ ıTTıBA EDECEKLER. ERBAKAN DA ıTTıBA EDECEK.
BıSMıLLAHıRRAHMANıRRAHıM. RAHıM VE RAHMAN OLAN ALLAH’IN HUZURUNDA KENDıSıNE KıTAP, TAHT, SANCAK, NUR VE KILIÇ ıHSAN EDıLMış OLAN MEHDı HAZRETLERıNE ıTTıBA EDıYORUM. BU ıTTıBA CÜMLESıDıR. BU RABBıNıZıN HUZURUNDA BıR AHıDDıR.
ARTIK RABBıNıZıN KATINDAN ALDIğINIZ EMıRLERı ıFAYA BAşLAYINIZ.
30 Muharrem 1396
1 şubat 1976
ONU LEVHı MAHFUZA ÇIKAR. KıTAPLARI GÖSTER. ıNANMAZSA ÖNCEKı SAHıFELER GÖSTERıLıR. ONA SANA ıHSAN ETTıKLERıMıZı BıLDıR. SON DıVAN-I SALıHıN’DE YUKARI, KATIMIZA ALINIşINI SOR. ONA NECRANLA SOY ıLışKıSı OLUP OLMADIğINI SOR. BEş GÜNLÜK GERı DÖNÜşTEN SONRA AFFEDıLMış OLDUğUNU ANLAT. SENı GÖRÜP GÖRMEDığıNı SOR. NURLANMAYI DA ANLAT.
GENE ıNANMAZSA KUR’AN ÜL HAKıM’ıN AL-ı ıMRAN SURESıNıN 61 ıNCı AYETıNı TEKLıF ET. MUHAKKAKKı SEN MAHFUZ ÜL EMıNSıN. TABııN DE KORUNUR. ARTIK O DA ıTTıBA ETSıN.
ONLARIN ıNDıRDıKLERıMıZE ıNANMAMASININ RABBıNıZ ALLAH’A BıR ZARARI YOKTUR. AMA ıNANMALARI ONLARA MUHAKKAK FAYDALIDIR.
HABıBıM SEN EMRıMıZı TEBLığ ET. SABIRLI OL VE ÜZÜLME.
SANA GÖREVLı KILDIKLARIMIZ ARTIK BıRER BıRER GÖRÜNECEKLER. ZATEN ONLAR ETRAFINDADIR.
ONLARA YAKIN GELECEğı MÜJDELE.
2 SAFER 1396
3 şUBAT 1976
Kadir Gecesi Sohbeti
DR.ıSKENDER ALı MıHR
10- RUHUN ALLAH’A ULAşMASI
10.1- BıRıNCı GÖK KATI
Birinci kata çıkma yetkisini aldığı anda (%7 nur birikimi gerçekleşene kadar) ruh ana dergâha ulaşır. Ana dergâhta artık ona bir rahle ve bir Kur’ân-ı Kerim teslim edilecektir. 10’arlık insan ruhları sıralarından birine yerleşecektir. Her sabah Hz. Ebubekir’in elini öperek oradaki dergâhın, oradaki müderrisin kürsüsünün arkasında altın kapının sağ tarafındaki secde edenlerden birisi olacaktır. Ve altın kapıdan (Sırat-ı Müstakiym’in başlangıç noktasından) yukarıya yükselmeye başlayacaktır. (1. gök katı) Birinci katta secde edecek ve kalacaklar.
10.2- ıKıNCı GÖK KATI
ıkinci kata çıkma yetkisi geldiği zaman ruh ikinci kata çıkacak suvarılma havuzlarında suvarılmaya başlayacaktır. Suvarılma havuzları 2 metre 20 cm, boyunda şeffaf havuzlar sevgili okuyucular. Turuncu renkte şeffaf bir havuz. Onun içinde ruhlar tamamen o havuzun içine girerler. Nefes almak diye bir problemleri olmadığı için sıvının içinde yaşamaya devam eder.
10.3- ÜÇÜNCÜ GÖK KATI
Sonra üçüncü kata doğru yolculuk yapılır. Sevgili okuyucular, nefs-i emmarede birinci katta secde edilir. Nefs-i levvamede ikinci kat, suvarılma havuzlarına ulaşılır. Bu işlem tamamlanır. Nefs-i mülhimede üçüncü kata yükselinir. Üçüncü kat iki katlı bir dergâhtır. Normal standartlarda bu iki katlı dergâhın üst katında sadece bir secde işlemi yapılır ve oradan çıkılıp onun avlusunda bulunan mihenk menfezi adı verilen bir silindire ulaşılır. Bu bir metre veya bir metre 20 cm genişliğinde, sonsuz uzunlukta bir silindirdir; içi boştur. Ve bu silindir üçüncü katı dördüncü kata bağlar. ışte bu sonsuz silindirin adı mihenk menfezidir. Nefs-i mülhimede üçüncü kata ulaşan kişi, orada bir süre secdesini yaparak üçüncü kata kadar çıkabilir, orada secdesini yapar. Nefs-i mutmainneye ulaştığı zaman dördüncü kata çıkma yetkisini alır. O zaman mihenk menfezini mutlaka geçecektir. Oraya giren otomatik olarak yükselmeye başlar. Sonsuz bir hızla, ışık hızının çok ötesinde bir hızla dördüncü kata ulaşılır. Bir sonraki, bir evvelkinden sonra çıkacağı için, öndekinin ayakları bir sonrakinin başının üzerindedir. Tabiatıyla birbirlerine değmezler. Ve ruhlar mihenk menfezinin önünde yaşanan bu secde işleminin hemen arkasından, mihenk menfezinden dördüncü kata yükselirler. Nefs-i mutmainnede dördüncü kata ulaşılır.
10.4- DÖRDÜNCÜ GÖK KATI
Sevgili kardeşlerim dördüncü kat, bizim dünyamızdaki Beyt-ül Makdis’in, yani Mescid-il Aksa’nın aynıdır. Dördüncü kattaki asıl cami esas alınarak dünya üzerinde de vücuda getirilmiş. Ve orada uçarak kapıdan içeriye girilir, secde yapılır. Ön saflar beşinci kata yükselir, geri kalanlar secde de beklerler, beşinci kata ve altıncı kata yükselenler tekrar geriye gelsinler, onlarla beraber aşağıya uçsunlar diye.
10.5- BEşıNCı GÖK KATI
Beşinci kata yükselen ruhlar, beşinci kata ulaştıkları zaman bakarlar ki burası Mescid-il Haram’ın aynı. Yani hac mevsiminde, hac edilen o büyük camiinin aslı onun aynı orada. Oradan almışlar örneği, dünya üzerinde vücuda getirmişler. Öbür taraftan oradaki işleme haccü’l ekber denir. Yani hacca giden bir insan dünya üzerinde neler yapıyorsa, orada aynı imkânlar vardır ve yeryüzündeki hac bir ay sürer. Ama oraya her uğrayışta kısa bir hac oluşur, çünkü orada Beyt-ül Haram’ın aslı vardır.
Beşinci kat, biliyorsunuz, Allah’tan razı olanların katıdır.
10.6- ALTINCI GÖK KATI
Altıncı kat, Allah’ın kendilerinden razı olduklarının katıdır. Altıncı kat, çok farklı bir özelliğin sahibidir. Bir defa altıncı katın kapısı normal bir kapı değildir. Bir insan silüeti düşünün: Silüetini bir kapı olarak düşünün. Diyelim ki iri yarı birisi girmiş olsun. Oradan girdiği anda onun şeklini alır kapı. Başı, omuzları, kolları ve bunun dış çevresi kapı hüviyetini alır. Ama ondan sonra çok kısa boylu bir adamın oradan geçtiğini düşünün, bu sefer de kapı küçülür onun şeklini alır. Yani sevgili okuyucular altıncı kat, nev’î şahsına münhasır çok özel bir yer. Kapıdan son geçenin izi, bir silüet olarak mutlaka orada kendini gösterir. Son giren veya son çıkan kesin olarak kapıya şeklini bırakır. Her girenin şekli kapıda kendisini gösterir. Kapının kanatları falan yok, açık. Ama her girenle birlikte şeklini değiştirir. ıçeri girdiğiniz zaman sevgili okuyucular, yerden yaklaşık dört metre yukarıda buz kalıbına çok benzeyen bir nur göreceksiniz. Bu nura dikkat edin. Çok açık yeşil renkte bir beyaz nur. Karşısında herkes ayakta sıra olur, tek bir sıra oluşturulur. Sol kanat velîsi sol tarafta yukarıda bir kontrol mevkiinden olanları görüyor. Sağ kanat velîsi sağ tarafta biraz daha yukarıda bir yerde, o da olayları görür. Ve nurdan çıkan ışınlar, orada bulunan bütün ruhların derilerini kendi rengine döndürür. Beyaz ve çok açık yeşil. Ama sadece rengini döndürmekle kalmaz, ellerinin ve yüzlerinin bütün derileri çatlar. Bu çatlak çatlak olan derilerin tedavisi için özel aletlerle (başlarına konur bu aletler), tedavileri yapılır. Çatlaklar izale edildiği zaman altıncı kattan aşağıya doğru inme başlar. Beşinci kata inilir, hep beraber toplanıp beşinci kattakilerle birlikte dördüncü kata inilir. Dördüncü kattakileri de alarak üçüncü kata inilir. Her kattakiler de beraber gelerek birinci katta hepsi tamamlanır ve zemin kata inilir. Herkes onarlık sıralarda ait olduğu yere geri döner.
Ve günlerden bir gün bu insanlardan birinin yüzü ve elleri çatlamaz. Rengi o rengi alır ve bir daha değişmez. Bu kişi için Kur’ân-ı Kerim’imiz “sıbgatullah olmuştur” diyor. Yani Allah’ın boyasıyla boyanmış, Allah’ın boyasıyla renk değiştirmiş olan bir insan. Beyaz çok açık yeşil bir muhteşem renk. Bu kişiye özel elbiseler giydirilir. Sevgili okuyucular bu elbiseler, Kafkasların, Kafkas dansları yapanların özel elbiseleri var ya ona çok benzer, siyah renkte. ışte bu elbiseler giydirilir ve bir de kılıç verilir ellerine. Eğri bir kılıç. O kılıçla birlikte kişi kılıcı yukarı doğru kaldırıp kubbeli tavandan kapıdan yukarı yükselir. Ve yedinci kata ulaşır. Ötekilerin hepsi altıncı kata kadar çıkabilir, tekrar beşinci kata, dördüncü kata, zemin kata inilir. Henüz yedinci kata çıkma yetkisinin sahibi değillerdir.
10.7- YEDıNCı GÖK KATI
10.7.1- FETıH KAPISI VE KADER HÜCRELERı
Yedinci kata çıkan bu kişi, bir kapı görür karşısında. Altın bir kapı. Ama bu kapı zemin kattaki Sırat-ı Müstakiym girişindeki kapının aynı. Yüzde yüz aynı kapı. Baklava dilimli,ve üzerinde kolu, tokmağı olmayan bir kapı. Bu kapının bir başka özelliği var: Bunun altında yedi tane beyaz mermerden basamak var. Yedi basamakla çıkılıyor bu kapının bulunduğu yere. Merdivenin iki tarafında tırabzanlar var. O beşinci basamakta, sağ tırabzandan sonra uzanan, yedi tane baklavadan oluşan bir altın zincir var sevgili okuyucular. Yaklaşık kol kalınlığında bir zincir bu. O kişi elindeki kılıçla, bir defa bu altın zincirin üzerine vurur. Altın zincir ikiye ayrılır. Aynı anda arkadaki kapı açılır. Geri kalan basamakların üzerinden uçarak kapıdan içeri girer . ışte bu kapı fetih kapısıdır. Oradan tavanı aşarsınız yukarısı kader hücreleridir. Sol tarafınız geçmişinizdir. Bir duvarla örülüdür. Bu duvarın üzerinde sıva göremezsiniz. Taşların üst üste konulmasıyla oluşturulan alelade bir duvar hüviyetinde. Ama sağa döndüğünüz zaman önünüzde size ait sonsuza kadar uzanan kader hücrelerini göreceksiniz, turuncu renkte bal peteklerine çok benzeyen altıgen kader hücreleri. Sonsuz hızla bunların üzerinden aşıp ikinci aleme geçeceksiniz. ıkinci aleme geçmek yetkisini aldığınız zaman.
17 - VAZıFE SURESı
Bismillahirrahmanirrahim
EY ıSKENDER EL EKBER KULUMUZ. MEHDı KULUMUZ, VEKıL KULUMUZ. ELBETTE SANA SÖZ VERDığıMıZ GıBı RAMAZAN AYI ıÇıNDE TAYYI MEKANI ıDRAK ETMış OLACAKSIN. EVET-HAL UFAK TEFEK BULAşIKLAR VAR GÖRDÜğÜN GıBı CEBRAıL KARARMIş OLARAK ÇIKTI O şıMDı SENıN CESEDıNıN ıÇıNı VE CESEDıNı TAYYI MEKAN ıÇıN HAZIR HALE GETıRıYOR.
BıZ O ANDA BÜTÜN ıSTEDığıN KışıLERı YANINA GETıRıRıZ. ZATEN SENıN SEVDığıN BÜYÜKLER SENı SEVENLERDıR. TAYYI MEKAN ıSE BıR DÖNÜM NOKTASIDIR. BUGÜNE KADAR GÖNÜL GÖZÜNE GÖSTERDıKLERıMıZı, BÜTÜN DETAYLARIYLA VE BÜTÜN RENKLERıYLE YAşIYACAğIN ANDIR. ELBETTE BıZE KAVUşACAKSIN. NE KADAR MUTLULUK DUYACAğINI BıLıRıZ. ONLARDA BU MESUT ANDA MUTLAKA ORADA BULUNMAK ıSTERLER. ELBETTE SANA MANEN YARDIM EDıLMESıNı ıSTERıZ. ONLAR BU YOLU EVVELCE GEÇMış OLANLARDIR. SEN DE GEÇECEKSıN. SEN EN SEVGıLı HAY KULUMUZSUN. MUTLU OLMIYA LÂYIKSIN VE BU BıR MUKTEZADIR. TARAFIMIZDAN BıR RAHMETTıR. SENıN ıÇıN ıSE MUKTESEPTıR. ELBETTE MUKTESEBATI TAYıN VE ıHSAN EDEN BıZıZ. RABBıNıZ ALLAH.
Sizi yemişler kardeşim.Kendinize gelin.Hele şu en sonuncuyu yazan adamın aklından şüphe ederim.şeytan onu yemiş,o ve müritleri de sizi yiyor.Aklınızı başınıza alın...Ülen, Allah'tan korkun,Allah söylemiş gibi O'nun hitabıyla yazıyor altına bir de "Rabbiniz Allah" diye imza mı çakıyor. Allah size hidayet etsin.Bu adam yakın tarihte vefat eder de Mehdilik vazifesini bitiremez ise gelip buraya özür dileyip,siz haklıymışsınız diyecek misiniz, ya da bu yaptıklarınıza ağlayacak mısınız?.