Bu konuda sorulan sorulara yazdığım cevabı paylaşmak istedim. ınşaallah istifade edersiniz. .
En adi bir insan vicdanını dinlese bin sene refah bir ömür verilse ama sonu yok olmak olsa Cehennem dahi olsa "Beka Beka" diyecektir.(burası çok uzun bir hakikattır)
Demek insan Baki olmak için yaratılmış . Hem insana takılan cihazları ve ihtiyaçları biraz tefekkür etsen o cihazların ve ihtiyaçların bu dünyada giderilmeyeceğini bir diyar-ı aher için takıldığını ve ertelendiğini görürüz. Demek buradaki cihaz ve ihtiyaçların varlığı hem ahiretin delilidir hem o cihaz ve ihtiyaçların asılları ahrette olan numuneler olduğunu idrak edriz.
Tabi o hayaline bile gelmeyecek ihtiyaçlar bu dünyada ki amel ve imanın oranında karşılık göreceklerdir.
ıman her şeyden önce Allah'ın varlığına ve bir olmasına iman ile başlar. Bu iman Allah'ı tanıma arzusu ile gelişir ve tekammül ettikçe onu tanırsın. Tanıdıkça imanın taklidden tahkike geçer. Mertebeler hadsizdir.
şimdi şöyle vicdanının sesini biraz dinle. Göreceksin ki sana vaad edilen sonsuz cennet seni bir noktadan sonra tatmin etmiyor. Öyle ya, ne yapacaksın o kadar ömrü ve ne için
ASlında bu konu yazmaya değer)
Sonra Muhabbetullah imdada yetişir. Tabiki ahiret Allah'ın Mülkünün sahibinin Cemalinin ve Celalinin görüneceği yer -orasıdır.
ışte o iştiyaklı ve arzulu görme isteği kafirde olsa her insanda ahirette had saffaya çıkacak. Hatta kafir Allah'ı görmemekten cehennem azabından daha büyük bir azab çekecek.
ışte Allah'ı görme mertebeleri dahi muhteliftir. Hem onu nasıl bilirsen öyle ve o kadar göreceksiniz,denmiş. Demek Allah'ı görmeye arzulu ve müştak insan dünyadaki iman ve imanının güzelliği ve büyüklüğü nisbetinde ve itikadındaki düzgünlük netiicesinde ne kadar hak etti ise o kadar Allah'ı müşahede edecek.
Demek bir ehl-i kitap Mü'min cennete gitse onun yeri ve derecesi Bir müslüman Mü'min ile kıyaslanmayacak nispette olacak. Aslında bu Ehl-i kitabın itikadi ve ameli bozukuğu ile imanındaki derecesinin düşüklüğünün Adl ismi gereği cezasıdır dense yanlış kaçmaz. Ancak Adl ve Rahmet ismi gereği zerre miskal imanı olduğu için mükafat görecek.
Kafirin cehenneme girmesinin en büyük sebebi Allah’ı inkardır. Yani, kainatta halk edilmiş her zerre ve yıldızın hakkına tecavüz ve abes olduğuna ilandır. Her bir zerre ona davacı olur. Oysa Ehl-ı kitab Allah’a iman eder. Kainatın başı boş ve manasız olmadığını bilir. Elbette mükafatı olacak.
Bakın bu mükafat illa cennet olacak değildir. Allah Kudreti ile dilese cehennem içinde hususi bir cennet halk edip o ehl-i kitabı taltif edip ödüllendirir.
ışte Marifetullah dürbünüden bakınca kıt ilmimle bunu görüyorum. Ancak ehl-i kitabın mükafat görmesinde yüzlerce nükte ve delil vardır. En mükemmel ve parlağı ise Marifetullah dürbünü gözüküyor. Ben kısmen ona değindim
Elbette Allah indinde makbul din ıslamdır. Tek hak ve makbul olan değildir. En haksız meslekte hak ve makbul yönler bulunur.. Nasılki dini hak olan bir ıslam bazen haksız olur. Hem bazı insanlar cadde-i kübra-i Muhammed-i(a.s.m) de yürüyor ama yürüdüğünü bilmiyor. Elbbete mükafat verilecek. Hem Adl ve hem Rahim isim gereği.
Mevlananın dediği gibi Allah sadece Müslümanın Rabbi'ı değildir.Nasıl bir anne şefkati ile şerir bir çocuğunu bağrına basar.Allah'ın şefkati anne şefkatine kıyaslanamaz. Hem Rahmet şefkatten çok üstündür. Allah Rahmet ve şefkatini icra ettiği vakit hiç bir ödülüne şaşmamak lazım. şaşmak o Rahmeti ithamdır.
Çok uzadı. Aslında bu konuda bir kitap yazacak kadar mesele var. Ancak, anlamadığın bir şey olsa yada farklı boyutta bakmak istersen söylersin
Muhabbetle canım kardeşim
Not: Bana Hocam demesen memun olurdum. Hocalık haddim değildir
mümin ehli kitap geçiyo Kuranda ama ehli katipın yanlışta olduğu da geçiyor..
Evet red edilmek başka kabul etmemek başkadır. Allah imanlarını Adl ve Rahim ismi mucibince red etmeyecek, ancak itikadi bozuklukları ve eksikleri yüzünden makbul görmeycektir.
Kafirin cehenneme girmesinin en büyük sebebi Allah’ı inkardır. Yani, kainatta halk edilmiş her zerre ve yıldızın hakkına tecavüz ve abes olduğuna ilandır. Her bir zerre ona davacı olur. Oysa Ehl-ı kitab Allah’a iman eder. Kainatın başı boş ve manasız olmadığını bilir. Elbette derecesine göre mükafatı olacak. Ayrıca, gerçek imana ulaşmasında engel olan her bilgi kirliliği, mesafe, coğrafya lehine işleyecektir.Aleyhine değil.
Senin yazdığın Al-i imran 19 suresi hak tanımayan, insanların hürriyetini gasb eden zalim kısmı içindir. Allah' eş koşan ve Hz. ısa'ya ve Hz. Üzeyre Allah'ın oğlu diyenleredir. Unutma bunu demeyen ehl-i kitap var. Hemde bu devirde çoğalıyorlar. Ehl-i kitabın ayete muhattab olanlarının çoğunluk olmaları ehl-i kitap arasında mü'min olmadığını göstermez.
şimdi buna göre cennet müslünların tekelinde olmuş olmuyor mu? ehli kitaptan mümün olanlar, müslüman sayılmıyor mu? değil se hak dinden uzak oldukları için cennete nasıl giriyorlar.. demişsin
Mü'min başka Müslüman başkadır. Bakın ilk iman ile mükellefiz. Sonra ıslam olunur.
Mesela, şu tvlerdeki şarkıcılara, ünlülere bak Allah'ı kabul ediyorlar. Ancak ıslam'a taraftar değiller. Bunlar gayr-ı müslim mü'min denilir. Bazısıda ıman etmiyor,ama ıslam'a şiddetle taraftar olan ver. Bunlara dinsiz Müslüman denir. Elbette birbirisiz olmaz. ımansız müslüman makbul olmadığı gibi ıslamsız Mü'min sebeb-i necat değildir, makbul olmaz. Amma ne ıslama taraftarlıkları karşılıksız kalır nede Mü'min vasıfları. Adl ve Rahim mükafatını elbbet bitamamiha verecektir. Nasıl vereceği bizi ilgilendirmiyor. Göreceğiz...
ancak bi nokta daha var.. cehennemde cennete benzer bi yer yaratmak konusunda, ayetlerde buna benzer bi tabir yada buna ışık tutacak bi mevzu geçmiyor bildiğim kadarıyla.. (varsa benim cahilliğimdir hocam) Kuranda cehennem le ilgili olarak hep azap şeklinde geçer ve hiç hafifletilmeyeceğide..
Elbbete cennete derece olmasını akıl kabul eder. Zira,her zalimin zulmu miktarınca ceza görmesi her kafirin küfrü miktarınca ceza görmesi gerekir. ıçkinin haram olmadığını söyleyen kafirdir. Ama diğerlerini kabul etse imanı red edilmez. Ancak makbul bir iman olmadığı için cehennemle netice vermesi olağandır. Tabiki Kur'an'ı tümden red eden kadar bir ceza alacağının söylenmesi hem Adl hem Rahim ismine münafidir. Hem Zilzal Suresinin hükmüne aykırıdır. O ayet cehennemde ve cennete dereceler olmasına en net ve güzel delildir. Kuranda bu dercelerin zikredilmemesinin bir hikmeti "malumun ilanı abestir" sırınca belagata münafi düşmesidir. Yazılmaması olmamasına değil olmasına delildir.
ışte derecesine uygun cehenneme giren zat orda ne kadar cehennemi varsa o kadar cehennem görür ne azaltılır ne hafifletilir. Hem orda imtihan yoktur, tevbe kapısı kapalıdır. Bu yüzden ahirette derece sabit kalır. Yoksa o ayet cehennemde derece olmamasına delil olamaz.
Kuran a ve peygambermize iman var ancak bu kezde müslümanım değil, hristiyanım diyor !şimdi bu kişi müslümanmıdır? müslüman olmanın ilk şartı kelimesi şehadet.. ancak, o kişi peygamberi olarak HZ.MUHAMMED i GÖRMÜYORSA!! müslüman deildir!!
Elbete Peygamberimizi inkar eden ne Mü'min nede Müslümandır. Ancak ehl-i kitap olup onu red etmeyen pek çokları var. Ancak kabul etmiyorlar ve kendi dinleri ile amel ediyorlar. Hem ehl-i kitapta Peygamberimizi kabul eden dahi var. Yine, kendi dinleri ile amel ediyorlar.
Görüldüğü gibi hepsi derece derece ya ceza ya mükafat görecek.
şimdilik bu kadar
Allah en doğrusunu bilendir. Onun öğrettiklerinden başka bir bilgimiz yok.
Allah'a emanet ol.
Muhabbetle