Söz Emevî zalimlerinden açılmışken, bir hikaye daha aktaralım, bu da
Haccac-ı Zalimden olsun...
Haccac-ı Zâlim, aslında dindar birisiymiş, rivayetlere göre 3-4 yaşında Kur'an öğrenmiş/ezberlemiş. Hatta Kur'an dersleri de verirmiş.
Irak valisi olduğu zaman okuduğu hutbe, Arap edebiyatının en önemli eserlerinden sayılırmış, kendisi de nükteli konuşmayı seven, edebiyatı yüksek biriymiş.
Devleti için çok çalışmış, çiftçilere faizsiz krediler vermiş, sulamaya yatırım yapmış, vesaire vesaire....
Ama yaptığı kötülükler, müsbetleri gölgede bırakmış.
Haccac-ı Zalim'e bir gün anası, "Evladım, niye bu kadar insanı öldürüyorsun, adın zalime çıktı, korkarım ki Cehennemde yanarak, beni de üzeceksin." diyince, Haccac, yani Yusuf Sakavî -ki Hz.Peygamber a.s.m., Sakif kabilesinden, bir yalancı peygamber, bir de zalim çıkacak buyurmuş, zalim Haccac-ı Zalim lakaplı Yusuf Sakavî'dir derler- , balkona çıkmış, orada birini gözüne kestirmiş, ona seslenmiş, gel buraya, içeriye çağırmış...
Adam korkmuş, demiş kendi kendine, gidersem belki beni öldürtecek, gitmezsem yine öldürtecek... Bîçare, gitmiş, yanına çıkmış.
Haccac-ı Zalim, abdestin farzı kaç demiş, adam yanlış söylemiş, guslün farzı, yine yanlış, şu nedir, onu da bilmiyor.
Sonra sormuş,
ne iş yaparsın?
o da demiş ki:
"Zeytin tüccarıyım."
Ona kaç küfe zeytinden, ne kadar yağ, ne kadar lif çıkar, ne kâr olur, hangi zeytin daha iyidir sormuş, adam hepsini takır takır cevaplamış, tek yanlışı yok...
Sonra dönmüş: "Görüyor musun, anne?"
Bir rivayette de, zulmünden bezen eşraftan birisi,
"Neden bu kadar öldürüyorsun, insanlara zulmediyorsun? Atan Ömer gibi halkına karşı iyi davranıp, yumuşak muamele etsene?"
Haccac-ı Zalim:
"Tebezzeru eteammer leküm"
"Siz Ebu Zer gibi olun, ben de Ömer gibi olayım."
Not: Ebu Zer Gıfarî r.a. hazretleri ise, zühd sahibi olarak bilinir. Bırakın haramları ve şüphelileri, mübahlardan da vazgeçmiştir, sonraki nesil müslümanlara bu ağır geldiği için, onlarla anlaşamamış, onlar onu anlamamış, o da yalnız başına çekildiği ve yaşadığı bir yerde vefat etmiştir.