Kur’an her asıra ve her tabakaya hitab ederek taze nazil oluyor gibidir.Her asır sadece kendisine yazılmış gibi fehmeder. Herkez ,Rabbi sadece kendini muhattab alıyormuş gibi hissesini alır.
Madem her asra hitab ediyor ve madem Kur’an’da kavimlerden bahsetme sebebi ibret almak içindir,hem o asırdaki zalimleri tehdit eder, hem mazlumlara bir teselli vermek içindir.O zaman; Kur’an’da geçen Ad Kavmi kıssasını zamanımızdaki karşılığını aramak ikinci üçüncü dercede olsa da abes değildir.
Zaten Kur’an’ın kesretle söz ettiği bir konu abes olamaz. Bir de Üstad böyle bir konuya temas etmişse hiç olamaz. Zaten bizde tüm sayimizi Ad Kavmine ayırıyor değiliz.
Ben ilk önce bir ima aradım. Ad kavminin bu asırdaki karşılığı olan kavmin gizli imalarla gösterilmiş olacağını tahmin ettim. Ancak imadan çok işaret derecesine çıkması bana sürpriz oldu.
Ad Kavmi yüksek binalarlar inşa eden bir kavimdi. 12 katlı binalar yapmışlardır.
Günümüze baktığımızda Ad Kavmine benzer –yüksek- binalar inşaa eden kavim ABD olarak göze çarpar.Gerçi farklı ülkelerde de yüksek binalar mevcuttur ama; hiç biri ABD’deki gibi teknoloji harikası ve güç gösterisi yapmak maksatlı değildir. Zaten gökdelenlerin fikir babaları Amerikalılardır.
Ad Kavmi ırem Bahçeleriyle meşhur olmuştur. şeddad bin Ad, ılahi kitaplarda cennetin niteliklerini okumuş ve benzerini inşa etmeye karar vermiş. Ad kavminin, ihtişam ve debdebelerinin göstergesi olmaktan öte bir anlam taşımayan yüksek binalar , anıtlar, ırem Bahçeleri,eğlenme, zevk-ü sefa peşinde koşma, israfa dayalı lüks bir hayatı tercih etmekten başka bir amaç taşımıyorlardı.
ABD’ye baktığımızda zevk ve eğlence amaçlı görsel olarak cennet bahçelerini andıran Golf Sahalarını görürüz. Dünyaya anıt ve anıt heykel kavramını tekrar getiren de bunlardır.
Ad Kavmi de çöllerin üstünde boy göstermiştir.Tıpkı ABD gibi
Ad Kavminin lideri şaddad çok zalim bir adam’dı. Kavmi kendini ondan kurtaramamıştı. Çünkü; zevk ve sefa,refah ve bolluk , özgürlüklerin sınırsızlığı çoğunu cezbetmiş.Aralarındaki bir avuç iyi bile sapıtmıştı.
Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir.
Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû gösterme
gayretinde olmuştur Fakat gerek kendisi, gerek kavmi, vahye karşı, heykellerine ön
planda yer veren mevcut siyâsî yapıyı savunmuştur. Onlar Allah'ın âyetlerini bilerek inkâr ettiler. ınsanlara kuvvetle ve silâhla gâlip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir. Nitekim Âd kavmi heykellere dayandırılan siyâsî teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lânetlenmiştir. Âd kavmi, gerek siyâsî, gerek ekonomik açıdan da büyük bir güçtü!..
şeddâd'ın çevresinde yer alan politik güçler, Hûd (a.s.)'un (ıslamın) tebliğine engel olabilmek için, değişik yöntemlere başvuruyorlardı:
Hûd (a.s.)'un tebliği karşısında iyiden iyiye hırçınlaşan Âd kavmi, heykellerinin (teknolojilerinin)kendilerini koruyacaklarından oldukça emin görünüyordu. Hâkimiyetin kayıtsız-şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi. Bu hâkimiyetlerini, heykellerinin(teknolojilerinin)ifâde ettiği ideolojileri sayesinde sürdürdüklerini kabul ediyorlardı. Sürekli olarak;"Biz azâba uğratılacak da değiliz" (eş-şuara, 26/13
diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı. Hûd (a.s.)'un tebliğini kabul eden müminlere, işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi alay ederek: "Haydi tehdit ettiğin azâbı getir" sloganına sarılmıştı!.. Kısa bir süre sonra azâbın belirtileri görüldü. Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı. Ünlü ırem bağları birer birer yok oluyordu. Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu. O yiğit yapılı, güçlü kuvvetli insanlar bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi.
Sonrası malum sarsar adı verilen dehşetli fırtına veyahut hortum…Bilindiği gibi ABD’yi ençok zorlayan doğal afet hortumlardır.
Bu yazıda Ad Kavmi yerine ABD kullanılsa yanlış olur mu?Bir kez de ABD diyerek okumanızı tavsiye ederim.
Peki; ABD’nin zulmü nasıl yok olacak yada kendi nasıl yok olacak.(Nasıl isterseniz öyle düşünün.)Madem; Ad Kavminin başına gelenleri kriter alıyoruz. Ad Kavminin yaşadıklarını ABD’ye çevirip inceliyelim.( Doğrusunu Allah bilir).
ılk önce 3 yıl süren dehşetli bir kuraklık oluyor. Gücüne çok güvenen, bu kuraklığı Allah’ın bir uyarısı olarak kabul etmeyen ABD ,teknolojisinin yardımını kullanarak ,Ad Kavminin Mekke’ye heyet göndermesine bedel, fiili duaya sarılarak kuraklığı giderecek faaliyetlere giriyor. Kimbilir belki çok gelişmiş bir yağmur bombası veya bulut oluşturan başka bir faktörle çalışmalara başlıyorlar. Ancak üç bulut oluşuyor.Tıpkı Ad Kavmindeki gibi. Biri kırmızı, biri beyaz ,biri siyah. Onlar siyah olanı ülkelerine alıyorlar. şimdi burda durmak lazım. Ad Kavmi Allah’ın emrinde olan bulutları nasıl oluyor ki kendi emirlerine musahhar edebiliyorlar?Hem de kırmızı gelmesin, beyaz gelmesin, yağmur bulutunu andıran siyah bulut gelsin, diyebilirler? Demek ki bir teknolojiye sahiptiler.Tıpkı ABD gibi.Zaten kırmızı bulut olamaz.Kırmızı bulut kimyasal bir bulut olduğunun en sağlam delili olabilir.Yada güneş batarken batıda ufuk kırmızılaşır.
Amerika kuyruğunu kaptırmıştır.Hz Ademden buyana benzeri görülmemiş acaiplikte ve harika olan ABD artık zalimdir. Çabuk çabuk intibaha gelmesse mazlumların ahı onlara azabı getirecektir. Zira; küfür devam eder ama ;zülüm asla.
Biri AD ve ABD arasındaki ebcedi ve cifri bağı araştırsa ne güzel olurdu!
Vesselam
Araştırma yazımı oluşturmak için yardım eden Cevat Uykan'a teşekkür ederim.