Ali FERşADOğLU
Müzik ve diş kaplamanın hükmü
Risâle-i Nur'da yer alan içtihadlara maddeler halinde örnekler vermeye devam edelim:
* Müzik: “(ınsan) nûr-u iman sayesinde rüzgârların terennümatını, bulutların naralarını, denizlerin dalgalarının nağamâtını ve hakezâ yağmur, kuş ve sâire gibi her nevîden Rabbanî kelâmları ve ulvî tesbihatı işitir. Sanki kâinat, ılâhî bir musikî dairesidir. Türlü türlü avazlarla, çeşit çeşit terennümâtla kalblere hüzünleri ve Rabbanî aşkları intiba ettirmekle kalbleri, ruhları, nuranî âlemlere götürür, pek garip misalî levhaları göstermekle o ruhları ve kalbleri lezzetlere, zevklere garkeder. Fakat o kulak, küfürle tıkandığı zaman, o leziz, manevî, yüksek savtlardan mahrum kalır. Ve o lezzetleri iras eden avazlar, matem seslerine inkılâp eder. Kalbde, o ulvî hüzünler yerine, ahbabın fıkdanıyla ebedî yetimlikler, malikin âdemiyle nihayetsiz vahşetler ve sonsuz gurbetler hâsıl olur. Bu sırra binaendir ki, şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları iras eden sesler helâldir. Yetimâne hüzünleri, nefsanî şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.”1
* Dişlerin kaplanması durumunda abdest ve gusül: ““Abdest vaktinde ağzı yıkamak farz değil, sünnettir. Fakat gusül hengâmında ağzını yıkamak farzdır. Az birşey de yıkanmadık kalsa olmaz, zarardır. Onun için dişleri kaplama lehinde ulemâlar fetva vermeye cesaret edemiyorlar. ımam-ı Âzam ile ımam-ı Muhammed (radıyallahü anhümâ) gümüş ve altından dişlerin yapılmasına fetvaları, sabit kaplama hakkında olmamak gerektir. Halbuki bu diş meselesi umûmü’l-belvâ (genel sıkıntı, belâ) suretinde o derece intişarı var ki, ref’i kabil değil. Ümmeti bu belvâ-yı azîmeden (büyük belâdan) kurtarmak çaresini düşündüm; birden kalbime bu nokta geldi. Haddim ve hakkım değil ki, ehl-i içtihadın vazifesine karışayım. Fakat bu umûmü’l-belvâ zaruretine karşı, fetvalara taraftar olmadığım halde diyorum ki:
“Eğer mütedeyyin bir hekîm-i hâzıkın (uzman doktorun) gösterdiği ihtiyaca binaen kaplama sureti olsa, altındaki diş ağzın zahirîsinden çıkar, bâtın hükmüne geçer. Gusülde yıkanmaması, guslü iptal etmez. Çünkü üstündeki kaplama yıkanıyor, onun yerine geçiyor. Evet, cerihaların üstündeki sargıların zarar için kaldırılmadığından ceriha yerine yıkanması, şer’an o yaranın gasli (yıkanması, guslü) yerine geçtiği gibi, böyle ihtiyaca binaen sabit kaplamanın yıkanması dahi dişin yıkanması yerine geçer, guslü iptal etmez.”2
* Fâsığın arkasında namaz kılmak caizdir.3
* Cünüpken saç ve tırnak kesmek mekruhtur. Bedenden ayrılan şeylerin bir yere gömülmesi sünnettir.4
* Hırsızın elinin kesilmesi ve kısasta sosyal adalet ve hayat vardır.5 Cinayetler, namus paymalleri önlenir.
* Lâubaliler ruhsatlarla okşanmaz.6
* Hür iradesiyle sarhoş olan mazur değildir.7
Dipnotlar: 1- ışârâtü’l-ı’câz, s. 71-72; 2- Barla Lâhikası, s. 157; 3- Barla Lâhikası, 157, 195; 4- ışârâtü’l-ı’câz, s. 59; 5- Hutbe-i şâmiye, s. 80; 6- Age, 137; 7- Sözler, s. 444.
30.08.2005
E-Posta: afersadoglu@ttnet.net.tr
Kaynak