[b] Resim[/b]
Heykel şeklinde olmayan, kâğıt, sergi, örtü, duvar gibi yerlere yapılan resimler hakkındaki hadisler bunun mutlak olarak haram veya helâl olduğunu göstermiyor; resmin konusuna, ressam veya resmi kullananın maksadına ve kullanıldığı yere göre çeşitli hükümler getiriyor. (Bu hadislerin çeşitli rivayetleri ve telifleri için bak. Tahâvî, şerhü-Ma'âni'l-âsâr, Kahire, 1968, C. IV, s. 282-288.)
a) Mukaddes sayılan, tapınılan, ulûhiyyet izafe edilen şeylerin resimlerini yapmak ve kullanmak haramdır.
b) ıslâmi ahkâm ve ahlâka aykırı olan çıplak insan vb. resimlerini yapmak ve kullanmak da haramdır.
c) Bunların dışında kalan resimlerden canlılara ait olmayanları mubahtır, yapmak ve kullanmak serbesttir. Nitekim ıbn Abbas bir ressama, resim yasağını naklettikten sonra şöyle demiştir: «ılle de yapacaksan ağaçların ve ruhu olmayan şeylerin resimlerini yapman gerekir.» (Aynı eser, s. 286.)
d) Canlılara gelince hadislerden bir kısmı Peygamberimiz (s.a.v.)'in bunları tasvib etmediğini, diğer kısmı ise bilhassa çiğnenen sergide, yaslanılan yastıkta, oturulan minderde... olduğu zaman caiz gördüğünü ifade etmektedir. Bunlardan çıkan netice, böyle resimlerin —dini bir takdis ve ta'zime götürmedikçe— caiz olduğudur. Titizlik gösterilen nokta tevhidin korunmasıdır. Tahavi'nin şu ifadesi bu anlayışı destekliyor: «Rivayet ettiğimiz hadisler elbise üzerindeki resimleri, yasaklanan resimlerin dışına çıkarmaktadır. Yasaklanan resimler, hıristiyanların kilise duvarlarına yaptıkları veya bezlere yapıp astıkları resimler kabilinden olanlardır.» (Aynı eser, s. 285.)
Resim hakkındaki hadislerden anlaşıldığına göre Resûlullah (s.a.v.) önceleri, tevhid inancı ruhlara yerleşinceye kadar resim hakkında titiz davranmış, sonraları mahzuru olmayan noktalarda ruhsatlar vermiştir.
Bâzı âlimler, canlı-cansız ayırımını göz önüne alarak mücessem (üç boyutlu) olmayan veya hayati bir uzvu eksik bulunan resimleri de cansızlara katmış, caiz görmüşlerdir. (Kardâvî, a.g. eser, s. 94, 96.) Çünkü bunların, mezkûr şekil ve eksikler içinde canlı olmaları mümkün değildir.
Fotoğraf Buraya kadar dini hükmünü araştırdığımız, heykeller ile elde yapma tablolar cinsinden resimler idi. Bilinen makina ile çekilen resime (fotoğrafa) gelince:
a) Mücessem olmayan resimleri yasaklar içine sokmayan alimlere göre fotoğraf çekmek ve kullanmak caizdir; yarım olanların cevazı daha da kuvvetlidir. Ancak fotoğrafın konusu ve maksadı yine önemini muhafaza etmektedir. Çıplak veya açık kadın ve erkek fotoğrafları ile hıristiyan azizlerine ve benzerlerine ait fotoğraflar harama dahildir.
b) Haram olması için mücessem olmasını şart koşmayan âlimlerden bir kısmı fotoğrafta —ressamın yaptığı resimde mevcut— vasıfları (illeti) bulamadıkları için bunu caiz görmüşlerdir. (Eski hanefi Mısır müftülerinden şeyh Muhammed Bahit, el-Cevâbu'ş-şâfi isimli risalesinde bu görüşü savunmuştur.)
Bu gurubun diğer ulemâsı da kimlik, pasaport, tapu vb. yerlerde kullanılmak üzere fotoğraf kullanmak ve çektirmenin bir ihtiyaç (zaruret) olduğunu göz önüne alarak bunu caiz görmüşlerdir; çünkü «hacet (ihtiyaç) umûmi olsun, husûsî olsun zaruret menzilesine tenzil olunur (zaruret kabul edilir); mecelle mad. 32.
ıslâmda ressamlık ve fotoğrafçılık mesleğinin hükmü de yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacaktır. Caiz olanı yapmak da caizdir. Konusu veya maksadı itibariyle caiz olmayanı yapmak ve çekmek de caiz değildir.