Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Alkan

Usta

  • Konuyu başlatan "Alkan"

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

1

18.02.2005, 02:03

Herkes Emr-i BilMaruf Yapabilir mi Yoksa?...

selamın Aleykum Kardeşler

benim aklıma hep bu soru takılır durur.Mesela ben namaza başlayalı 1 sene kadar oldu ama kendimi insanlara öğüt verecek konumda bulmuyorum hatta namaz kılmayan bazı arkadaşların konumunu kendimden daha iyi durumda görüyorum.. Benim bu konumda onlara Öğüt vermem doğru olurmu ? Çünkü böyle bir konumda karşıdakini ne kadar etkileyebiliriz?

2

18.02.2005, 07:36

birilerine nasihat etmek illa ki sözle olmaz.
hal dili ile anlatılan sözler daha etkilidir.

emr-i bilmagruf ise öncelikle kişinin bizzat kendi nefsine yapılmalı.

kişi önce kendi nefsini kötülüklerden uzal tutmalı.

sonra ihtiyaç olur ve karşıdaki kişi de yanlış anlamaz ise ona nasihat etmeli.

saygılar

3

18.02.2005, 11:29

Benim de bilgi edinmek isteyeceğim bir konu. Asr-ı Saadeti gözünüzün önüne getirin. Sanki Rasulullah (a.s.m.) az önce önünüzden geçmiş gibi bir halet-i ruhiyedesiniz. En ufak bir sünneti yerine getirmek için koşuşturan mü'miner, ashab-ı kiram radıyAllahü anhüm... Böyle bir durumda yolun ortasında ağzından kötü tek bir kelime çıkarmaya, meyhaneye gitmeye kim cesaret edebilir. Yine de gafletinden bu cesareti bulup bunu yapan dahi olsa hemen nehy-i an'il-münker ile karşılaşır, bir hikmeti de belki şudur; çünkü açıkca bu şekilde bu günahı işlemek, yani fısk, sadece kendisinin ahiretine zarar vermez, başkalarının gözünde de günahı küçültür, belki günaha meylettirir. ışte bu fısk ve fitne bulunduğumuz ahir zamanda o kadar şiddetlendi ki, insanların bir kısmı zinayı , sadece evli olanların evlilik dışı ilişkisi zannediyor. Bu adam içki içiyor, küfür ediyor desen veya, içki içme, küfretme, bara gitme, zina etme bunlarla ömrünü tüketme desen "Sanane, herkes yapıyor, ben yapmışım çok mu?" gibi durumlarla karşılaşabiliyorsun. Fısk ve fitne o kadar büyümüş ki, zina adeta cahiliyyedeki haline dönmüş, su içmek gibi bir şey telakki olunmuş. ışte bu şiddetli zamanda ilk olarak kendi nefsimizi ıslaha çalışmalıyız. Bu konuda kendim çok eksiğim, Allah affetsin. Zaten biz Nur cemaati olarak lisan-ı hal ile örnek olursak, kendi içimizde hayırda yarışır, iyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsak dışardaki yaralı gönlüne merhem arayanlar da bizim aramıza dahil olur. Küçük dairede işimiz bitmeden büyüğe geçmek ne kadar sağlıklı bilmiyorum. En küçük daire nefsimiz, ardından cemaat, ardından... Allahu a'lem bissavab, en doğrusunu Allah bilir. Biz belki de cahiliyyenin ardından gelmiş guraba, yani garipler hükmündeyiz. Allah gariplerden eylesin, bize hüsnü hatime versin. Altını çizmek istediğim bir nokta var, o da emr-i bi'l-maruf ,nehy-i an'il-münkerin zaman,mekan,koşullara göre değişebileceğidir. Allahu a'lem bissavab, hüve'l-Gafuru'r-Rahim,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Mesajlar: 46

Konum: sakarya/kastamonu

Meslek: öğrenci

Hobiler: edebiyat, psikoloji, (sanatsal olarak da bağlama, ebru, ney) yazmak ve düşünmek için özel zaman ayırmak, tefekkür...

  • Özel mesaj gönder

4

19.02.2005, 14:52

birilerine öğüt vermekten ziyade her an birilerinde n öğüt almak yaptığı vaazları sohbetler herkesten en ziyade kendisinin muhtaç olduğu bilincinde olarak yapan bir mümin elbette birilerine birşeyler vermek için ayrıcalılı çaba sarfetme....insan mükemmel olamaz...hep eksiktir nakıstır.mükemmellik alameti sukuttur diyor ya bediüzzaman hazretleri hareketi hiç bitmeyen insanın sukut dervresi gelmez...Dolması içinde hayli süreç gerekli ama o kadar da ince çizgi varki bu noktada.... kıldan ince kılıçtan keskin hem çok zor hem kolay :!: bildiğimiz öğrendiğimiz bizi hayra götürecek en ufak şeyi bile birileriyle paylaşım içerisinde olmak hep bizi uyuanık tutar hemde bekleme sürecini uzaklaştırır...Zira bu sorumluluk hayır zincirinin kavi surette gelişmesinide sağlar... hayırhasenat çok çabuk yayılır....insanın kendini eksik görmesi de tam olmaya adım attığını gösterir hastalığını teşhis eden kişi tedavi uygulayabilir.Dolayısıyla bize düşen adımalarımızı her daim atmaktır geri çekilmek değil.Biz hep en iyisi olmaya çaba sarfetmeliyiz lakin iyi değilim diye belki söylenecek bir tek sözden etkilenebilecek kardeşlerimizin çevre mizde var olduğunu unutmamalıyız....Ama eksiğimiz hal dilimizdeki eksiklikse bunun için bize düşen tek şey hal dilimizi kal dilimizle bütünlşetirme gayreti olmalı...Ama dilimizde ve gönlümüzde olanları ifadeden kendimizi yoksun bırakmayalım....saygılar... :)
Yare açık yare yare açmaya yare ne hacet
Feryadım duyulur aşikare dile dökmeye ne hacet
Güllerin döndü hare yare küsmeye ne hacet
Dil avare,dudak biçare,gönül bükmeye ne hacet

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir